Açıklamaya şöyle devam edildi: "Ormanlarımız çoğu kez yan yana gelmiş ağaç topluluğu olarak görülür. Belki de kolayca gözden çıkarılmasının, tahrip edilmesinin altında bu bakış açısı yatar. TEMA Vakfı olarak bir kez daha altını kalın harflerle çizerek belirtiyoruz ki; orman asla yan yana gelmiş ağaç topluluğu değildir. Orman; ağacıyla, ağaççığıyla, çalısıyla, otsu bitkisiyle, mikro organizmalarıyla, mantarıyla, böceğiyle, kuşlardan memelilere tüm hayvanları, su tutuşu ve toprak yapısıyla dünyaya hayat veren kocaman bir karasal ekosistem, yaşam birliğidir. Ormanlar, sellerin, taşkınların oluşmasını ve erozyonu önler, yeraltı sularının birikmesine yardım eder, iklim üzerinde olumlu etkiler yapar, havayı temizler, gürültüyü azaltır. Yapacak ve yakacak hammadde kaynağıdır, iklim ve toprak yapısındaki çeşitlilikten kaynaklanan ender bir biyolojik çeşitliliğe sahiptir. Unutmamak gerekir ki; ekosistemin ve onun parçalarının bozulması, orada bulunan canlı ve cansızların sunduğu hizmetlerin durmasına ve en sonunda sistemin tümünün çökmesine yol açar."
"ÖNCELİĞİMİZ DOĞAL ORMANLARI KORUMAK"
Türkiye'nin orman varlığını artıran ender ülkelerden bir tanesi olduğu vurgulanırken, şöyle denildi: "1972’de 20.7 milyon hektar (ha) olan alanımız, 2012 yılı sonunda 21.6 milyon hektara ulaşmıştır. 2008-2012 yıllarını kapsayan Milli Ağaçlandırma Seferberliği kapsamında 2 milyon 300 bin ha alanı ağaçlandırma taahhüdünde bulunulmuş, OGM verilerine göre de 2 milyon 420 bin ha alana 2 milyar fidan dikilerek taahhüt edilenin üzerine çıkılmıştır. Bu bağlamda Türkiye son beş yılda dünyada en fazla ağaçlandırma yapan ve orman varlığını en fazla artıran üçüncü ülke olmuştur. TEMA Vakfı olarak Orman ve Su İşler Bakanlığımızı ülkemiz topraklarının korunması için büyük önemi olan ağaçlandırma ve erozyon kontrol çalışmaları için kutluyoruz. Ancak hala orman varlığımız yeterli değildir. Dünyada kişi başına 0.64 ha orman alanı düşmektedir. Bizde ise bozuk vasıfta olan ve ağaçlandırılması gereken alanları dahil ettiğimizde bile kişi başına 0.30 ha orman alanı düşmektedir. Bu nedenle ağaçlandırma çalışmalarına aynı süratle devam ederken orman varlığımızı da korumalıyız. Korumalıyız çünkü; ormanlarımızın büyük bir bölümü doğal ormandır. Üzerinde bulunduğu kısa mesafelerde bile değişen farklı ekolojik koşullar nedeniyle içinde bir kıtanın sahip olacağı kadar tür ve genetik çeşitlilik sahiptir. Önceliğimiz her zaman doğal ormanları korumak ve beraberinde ağaçlandırmaya gereken önemi vermek olmalıdır."
Açıklamada, "TEMA Vakfı olarak 21 Mart Dünya Ormancılık Günü ve Haftası'nda hala doğal kalan ormanlara sahip olduğumuz için ne kadar şanslı olduğumuza dikkat çekiyor ve uyarıyoruz: Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin doğal varlıklar üzerindeki etkisi dünyadaki tük ekosistemleri derinden etkilemektedir. Bu süreçte tarım yapabilecek toprağı, sulama yapabilmek ve içmek için suyu, nefes alacağı oksijeni üreten ormanlara sahip olan ülkeler hayatta kalacaktır" diye de eklendi.