Öyle insanlar vardır asla muhatap olmak istemezsin; zira muhatap olmayı kendine zül sayarsın! Şekline bakmaz, duruşuna bakmaz, söylemine bakmaz, zikrine bakmaz buna mukabil utanmadan, sıkılmadan ahkam keserler, hadlerini aşarlar..
Sadece ve sadece sloganlarla konuşurlar, riya ve yalan üzerine hareket ederler..
Sözde particidirler (!), sözde dava adamlarıdırlar (!), sözde hareketin namus ve ülkübekçisidirler (!), sözde Başbuğ Alparslan Türkeş'in askeridirler (!!!) oysa Cenab-ı Allah ve O'nun rızasını kazanmaya azmetmiş, Kut'lu Ülkü'nün muhabbetine gönlünü kaptırmış ihlaslı gerçek dava adamları bilmektedirler ki, bu insanlar birer sahtekardır, alçaktır ve iblisten farksızdırlar!
Yok Başbuğ'la arası açıkmış, yok Şehit Muhsin Yazıcıoğlu'na daha yakınmış, yok Bahçeli'ye demediği kalmamış, yok Vakit Gazetesi'nde yazıyormuş, yok AKP'liler niye daha fazla seviyormuş muş muş ta muş muş..
Kimsiniz ulan siz, kimsiniz?
Sizler bugün üretken mazisinden pek bir eser kalmayan şerefli camianın bulunmaz hint kumaşı mısınız? Siz varsanız herşey var, yoksanız gerisi tufan mı? Neyi var, neyi neyi yok hepsi sizin olsun bulunduğunuz yerlerin, koltuklar, sıfatlar, erişilmez payeler ve dahi dünya sizin olsun!
Kudret ve kuvvet sahibi yüce Allah'ın sevgili elçisi peygamberimiz buyurmaktadır : "Ölülerinizi hayırla yad ediniz". Canını teslim etmiş, vuslata ermiş bir Müslümanın ardından nasıl böyle çirkin bir üslupla konuşabiliyorsunuz.. Kaldı ki bu hakkı siz nereden alıyorsunuz?
Edep, edep! Biraz olsun, hiç değilse biraz olsun edep!
Abdurrahim Karakoç ülkücüydü ülkücü! Ülkücü Türk Milliyetçisi, Türk-İslam davasına yüreğini koymuş, Anadolu'nun tertemiz yüzüydü! Ve aynı zamanda büyük bir Türkçe sevdalısı, söz ustası, yalınkılıç dava adamıydı!
Bugün yüreklerimize yine od düştü, yine bugün hüzün kapladı dört bir yanımızı.. Üstadın bir şiirinde: koştum hakikat ardına, yandım ayrılık derdine, git, bak, ölüler yurduna; kabrim garip, taşım garip dediği gibi dilimiz de, şiirimiz de garip artık..
At'a eğer gerek, eğere yiğit gerek demiş atalar.. Nerede o güzel ve iyi at'lar ve nerede o at'lara binecek güzel insanlar, yiğitler?
Nurlar içinde yatasın güzel insan!
Rahmet üzerine yağmur olsun ve yağsın!