İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir Akdeniz Akademisi tarafından düzenlenen, "Uluslararası Akdeniz Tarihi, Kültürü ve Siyaseti Sempozyumu" sona erdi. Akdeniz ülkelerinin tarihi, kültürel ve siyasi birikimlerinin tartışıldığı sempozyum, konusunda uzman tarihçiler, yazarlar, kültür yöneticileri ve diplomatlar ile akademisyenleri buluşturdu. İzmir Sanat’ta düzenlenen sempozyumun ikinci gününde, Akdeniz’deki siyasal ve diplomatik gelişmeler ile geleceğin Akdeniz ve İzmir konuları ele alındı.
Yaşar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aylin Güney’in yönettiği ilk oturumda, Yunanistan’ın bir önceki ABD Büyükelçisi Alexandros Mallıas, Süleymanşah Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cengiz Aktar, Büyükelçi - Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Ukrayna Özel Gözlem Misyonu Başkanı - Yaşar Üniversitesi Akdeniz Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkanı Ertuğrul Apakan, ODTÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Galip Yalman konuşmacı olarak katıldı.
"UKRAYNA KRİZİNİN BİZE ÖĞRETTİĞİ EN ÖNEMLİ ŞEY, ÖNCEDEN BİR İHBAR SİSTEMİNE İHTİYAÇ OLDUĞU"
Emekli Büyükelçi Apakan, konuşmasında İzmir Akdeniz Akademisi’nin, İzmir’i Akdeniz boyutunda öne çıkaran anlamlı bir girişim olduğunu belirtti. Apakan, Ukrayna krizinde Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) misyonununu anlatarak, "Ukrayna krizinin bize öğrettiği en önemli şey, önceden bir ihbar sistemine ihtiyaç olduğu; çünkü bu ülkede kriz çok hızlı gelişti. Bu Akdeniz için de geçerli. Ayrıca devletin belli başlı eğitim, sağlık gibi hizmetleri devam ettirmesi önemli. Sivil toplum örgütlerinin, yerel idarelerin krizi göğüslemede önemli görevleri var. Aynı zaman da her uluslararası krizde öne çıkan en önemli unsur hukukun üstünlüğü. Biz sivil toplumun güçlendirilmesi, kadınlar, gençler ve yaşlılar üzerine eğiliyoruz. Akdeniz’in güvenliği ile Avrupa’nın güvenliği birbiriyle bağlantılı. Akdeniz’in güvenliği olmadan Avrupa’nın güvenliğini sağlamak mümkün değil" dedi.
"TÜRKİYE’NİN ÖNEMLİ ROLLERİ VAR"
Apakan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Akdeniz ülkelerinin Avrupa Kıtası ile birlikte yakın geleceğinin tanımlanmasına ihtiyaç var. Akdeniz’in ana fikre, yeni bir kavramsallaştırmaya ve bunu temelleştirmeye ihtiyacı var. Bunu da hem disiplinler arası hem de uluslararası bir çalıştayla yapabilirsiniz. Ben uzun vadede Akdeniz’in bir barış ve iş birliği bölgesi olacağına inanıyorum. 2050 yılında Akdeniz’de dünya nüfusunun 1 milyarı yaşayacak. Geleceğin dünyasında eğer Asya, Avrupa ve Amerika Kıtası arasında siyasi ve ekonomik bir rekabet olacaksa, Akdeniz, bütün bu denklemler içinde kendi birliğini ve bütünlüğünü sağladığı ölçüde önemli bir aktör olacak. Türkiye’nin de bu konuda oynayacağı önemli rolleri olduğunu düşünüyorum. Türk ve Yunan diplomatları ile kurumları Akdeniz üzerine çalışarak örnek işbirliği yaratabilir."
ODTÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Galip Yalman ise,"Değiştikçe Aynı Kalan" başlıklı sunumunda Kıbrıs sorunu ile ilgili yaptığı araştırmayı aktardı. Kıbrıs’ta iki farklı toplum olduğunu ve ekonomik ilişkilerin çözüm bekleyen sorun olarak kalmaya devam ettiğini belirten Yalman, Akdeniz altındaki hidrokarbon kaynakların bu dinamikleri değiştireceğini söyledi. Sempozyumun ikinci oturumda "Geleceğin Akdeniz’i ve İzmir" konusu ele alındı.