ALLAH KİMSEYİ UMUTSUZ BIRAKMASIN
Başlıktada bahsettiğim gibi Allah kimseyi umutsuz bırrakmasın. Nerden çıktı şimdi bu diyeceksiniz di mi işte insan umutsuzluğu yaşayınca yada umutsuzları görünce böyle dua ediyor.
Her doğan çocuk anneye, her aile babaya, her iş yeri kalifiye personele, her yemek eli yatkın bir aşçıya.... bunu böyle artırarak gidebiliriz. Ve sahip olduğumuz değerlerin ne kadar kıymetli olduğunu, başka insanların bizim beğenmediğimiz bu hayata kavuşmak için neler verebileceğini düşünmenizi istiyorum biraz.
Nedenini anlatayım dostlar....
Bu gün otobana çıkarak Otogar kavşağından dönerek Işıkkent'e, oradan da Pınarbaşına gitmeyi düşünüyordum. Müşterimle randevuleştiğimiz saatte buluşur, işimizle ilgili detayları konuşuruz ve karşılıklı birer kahve içerek ayrılırım diye düşündüm. Herşey yolunda ofisten çıktım. Ankara asfaltından devam ederek otobana çıktım. Trafik akıcı ben müşteriyle yapıcağım anlaşmayı düşünüyorum ve içim rahat...
Biraz uykusuzum malum yeni çocuğum olmuş ve akşamları uyutmuyor. Her anne babanın yaşadığı sıkıntı bizde de var bu aralar fazlaca.. Neyse yola devam ediyorum. Otogar kavşağına gelene kadar herşey mükemmel anlıycağınız. Işıkta durdum aslında o ana kadar belkide son bir ayda elli kez geçmişimdir ordan yolda oturan dilencileri görürdüm. Bazan Allah kabul etsin sadaka verir bazan es geçerdim. Ancak yine lambalarda beklerken camın kenarına bir çocuk geldi ve elini uzatarak Arapça olduğunu düşündüğüm bir dille benden yardım istedi.
İşte o anda bende şimşekler çakmaya başladı. Bir anda müşteriymiş işmiş kahveymiş kırmızı ışıkmış gözümün önünden kayboldu gitti. Bütün benliğimle o masun ve hafif kirli yüzlü çocuğa bakkakaldım. Tabii ya bu çocuk suriyeli bir ailenin takriben 3 yada 4 yaşlarındaki bir çocuğu... ve bu parklarda yatanlar Suriye'de savaştan kaçan insanlar değil mi ? Evet ya bin bilmem kaç kilometre yoldan, yanlarında taşıyabilecek ne varsa alarak umutsuz bir yolculuğa çıkan insanlar... ve en önemlisi neden, nereden, nereye gittiğini dahi bilmeyen o küçücük çocuklar...
O an dünyam gitti. Aklıma kendi çocuğum eşim ailem akrabalarım işim arkadaşlarım geldi. Burada ne güzel yaşayıp gidiyorum. Çok şükür nafakamızı kazanıyoruz. hani bizim tabirimizle çorbamız kaynıyor. Mutluyuz Çok şükür Güzel Ülkemin hemen her yerinde akrabalarım arkadaşlarım var ama hepside sağlıklı huzurlu işinde gücünde iyiler yani.
Ama o çocuğu görünce...
gözlerindeki umutsuz bakışları görünce...
Amca nolur bir ekmek parası ver bize bak annem babam ve benden daha küçük kardeşimle aç bir şekilde neresi olduğunu bilmediğimiz bir yol kenarında oturuyoruz... Biliyorum amca şimdi soruyorsun içinden bana ne arıyorsun burda ne işiniz var bizim memlekette ya bu kadar sıkıntımız var birde sizlemi uğraşıcaz.
Haklısın amca ama sorarım sana burda olmayı ben istermiydim sence... ne güzel okula gidecektim etrafımda arkadaşlarım akrabalarım gelecek kaygım olmadan, sıcak yuvamda oturmak istemezmiydim. Kim evinden barkından kaçar da bilmediği bir yere tanımadığı insanların içinde olmak ister amca....... Bak bu yaşta dilenci oldum. Oyuncakla oynamak yerine insanlardan ne işe yaradığını dahi bilmediğim para istiyorum....
O kadar dalmışım ki arkadaki aracın şöförü bana birşey olmuştur diyerek yanıma geldi ve kardeşim bişey mi oldu. Burda herkes korna çalıyor ama sen gitmiyorsun.....
Tekrar toparladım kendimi ve yolun karşısına geçtim ve flaşörleri yakarak kafamı toparlamaya başladım. Nereye gidiyordum ben ne oldu bana diye ve bir kaç dakika sonra kendime geldim ve yoluma devam ettim.
Çok açık ve net söylüyorum Bu tamamen kendi düşüncemdir. O savaşlara kim sebep oluyorsa kimin zerre kadar katkısı var ise bu ailelerin buralara kadar kaçmasında kimin parmağı var ise ALLAH onları ne bu dünya da ne de öteki dünya da affetmez inanın... Kimin vebali varsa gerek Esad, gerek muhalifler, gerek dış güçler gerek bizim ülke yöneticileri...
İşte dostlar AllAH kimseyi ''UMUTSUZ BIRAKMASIN'' derken bunu kastetmek istedim. Güzel ülkemizin kıymetini bilelim. Kardeşçe yaşayalım. Birbirimiz ötekileştirmeyelim. En Önemlisi ise kendi hatalarımızla çocuklarımızın geleceğini karartmayalım...
Saygılarımla...