Evet… Aziz Kocaoğlu kaybetmiştir ama daha çok CHP’ye kaybettirmiştir. Bunu nereden çıkarıyorsun diyenlere şimdi tek tek izah edeceğim.
En önemli sebebi rehavet !!! evet 17 aralık operasyonu sonrası Ak Parti’nin içine düştüğü durumu değerlendirdiğimizde, ve ta o zamanlar Binali Yıldırımın Aday olacağının konuşulması, aday olduktan sonra bacanak operasyonu elini inanılmaz bir şekilde güçlendirmişti Aziz Kocaoğlu’nun…
Ak Parti aleyhinde sürekli kasetlerin ve tapelerin çıkması seçimin yerel seçim olmaktan çıkmaya başlamasına neden olurken, 1414 proje 65 milyar TL’lik yatırım projeleri bile kimsenin ilgisini çekmiyordu.
Ak Parti adaylarını önce belirlemiş, parti içerisinde özellikle teşkilattan çatlak sesler çok fazla yükselmiş, il ve ilçe teşkilatlarında istifalar başlamıştı.
Şimdi gelelim en başa. Aziz Kocaoğlu adaylığını açıkladıktan sonra ilk sözü 2 kat fark atacağız ve bütün belediyeleri kazanacağız oldu. Bu sözün üzerine İzmir halkında çok ciddi bir rehavet oluşmaya başladı.
Haklılar da Ak Parti Kendi içerisinde oluşturduğu ve paralel yapı adını verdiği oluşumla uğraşırken, CHP’nin kalesi olan İzmir neden 2 kat fark atmasın ki. Daha adaylığı bile belli olmadan estirilen Binali Yıldırım rüzgarı sönüyordu yavaş yavaş.
Aziz Kocaoğlu bu fırsatı kendi lehine öyle bir değiştirdi ki. Ama dikkat edin kendi lehine diyorum. CHP lehine değil. Çünkü 2009 seçimlerinde adeta 2 parti olarak girilen İzmir seçimlerinde ( chp ve akp .mhp de chp’ye çalışmıştı ) Chp yüksek bir oy almış ve Ak Parti’ye ezici üstünlük sağlamıştı. Yine aynısı hatta daha fazlası bekleniyordu. Hem bu kez ortam daha da müsaitti.
Ama olanlar oldu. Belediye başkan adayları belirleme sırasında sihirli bir el değdi listeye Hem de ''KOCA''oğlu bir el.( Her ne kadar başkan benim hiç müdahalem olmadı dese de çıkan bütün oklar onu işaret ediyor ) Yaşanan liste krizi, aday belirleme sürecinde şehrin içine düştüğü durum, Tamamen birleşmesi gereken CHP’lilerin bir anda ve hiç beklenmedik bir şekilde kutuplaşması, aday gösterilmeyen mevcut belediye başkanları etrafında toplanması adeta yaşanması kesin olan bir zafere brutus misali hançer batırıldı.
Sizin de bildiğiniz gibi bütün bunları ta o zamanlar yazmış ve yaklaşan tehlikeyi işaret etmiştim. 2009 seçimlerinde CHP’nin karşısında sadece Ak Parti’nin olduğunu ama 2014 seçimlerinde MHP’nin kısmen bazı yerlerde ciddi adaylar çıkardığını en azından bu yerlerde CHP’yi desteklemeyeceğini, buna birde Aziz Kocaoğlu sayesinde Küskün başkanların eklenmesi, kimisinin DSP kimisinin bağımsız aday olması CHP’nin garantili olan seçim zaferine ciddi darbe vurabileceğini söylemiştim.
Ve gelinen noktada; 2 kat fark bekleyen CHP % 14 oy farkla seçimi kazanırken 8 ilçede hüsran yaşadı. Bu 8 ilçenin çoğunda aday gösterilmeyen ve DSP’den yada bağımsız aday olan adayların payı muazzam oldu.
Aziz Kocaoğlu seçimden sonra verdiği bir röportaj da ne diyor bakın ''Bazı ilçelerin riskli olduğunu biliyorduk''
Bunların içinde Kemalpaşa hep vardı. Kiraz’da problem vardı. Kınık’ta adaydan dolayı, bizim adaydan değil, eski adaydan dolayı bir problem yaşanacağı; ki, orada partinin de bizim de tespitimiz doğrudur. Ama son anda kendi ayağına kurşun sıkmıştır Süleyman Kaya. Bunun dışında Kınık’ta DSP faktörü… DSP demeyelim de adayın başka bir partiden aday olması etkili olmuştur.
Aliağa’da yine bir aday adayının, başka partiden aday olmasından dolayı seçim kaybolmuştur. Orada başka nedenler de olduğu söyleniyor. İspat etmeden söylemek çok doğru değil. Zaten Bakırçay’da iki yer kayıptır.
Esas kaybı Küçük Menderes’te verdik. Küçük Menderes’te 370 oyla kaybettik Bağımsız ve DSP’den aday olan arkadaşların aldığı oy 5000’e yakındır. 370’e 5000 oy…
Torbalı bizim için çok büyük sürpriz oldu. Orada da DSP belirleyici oldu.
Konak’ta mesela oyumuzun düşmesi, ortalamayı etkiledi. Orada da DSP etkiledi.
Urla’da yine DSP etkili oldu. Hepsini topladığınızda, mesela Ödemiş’te farklı faktörler oldu. Başkan çok başarılıydı. 3 tane büyük proje yaptık. Başkan da çok başarılıydı. Bunların arasında en enteresan gelen Ödemiş.
Ne diyor kısaca DSP belirleyici oldu diyor yani yukarıda da belirttiğimiz gibi Aday gösterilmeyen Eski Belediye başkanları…
Peki ya aday gösterilmeyen başkanların hepsi muhalif olarak DSP’ye geçseydi ne olurdu. Mesela Bornova Belediye başkanı Kamil Okyay Sındır ki bende başarılı buluyordum kendisini … Aziz Kocaoğlu’na kızarak DSP’ye geçseydi. Seçim sonucuna etki etmezmiydi. Yada Ercan Tatı Buca’da güzel işler yaptı. DSP’ye geçseydi ne olurdu acaba. Aynı şekilde Karşıya’da mevcut başkan Cevat Durak. Karabağlar’da Sıtkı Kürüm. Evet ne olurdu sizce.
Bide Büyükşehirde kendi adaylarının kazanamayacağını bilen MHP’liler Aziz Kocaoğlu’na vermeseydi ne olurdu. Ak Parti’nin İddalı olduğu yada favori gözüktüğü şehirlerde CHP’ye % 50 oy oranına kadar fark atarken CHP’nin dik duran tek kalesi İzmir’de neden bu oran bu kadar yakın acaba ve neden 8 belediye firesi verildi.
Seçimden önce bütün sorumluluğu üzerine alan Aziz Kocaoğlu artık bunun hesabını vermelidir. Hem CHP’nin oyları düşmüş hem de 8 adet belediye kaybetmiştir. Parti teşkilatında ne zamandır çatlak sesler yükselmekteydi. Geçen gün İl başkanının canlı yayında parti üyesi ile kavgası bu kaosun nerelere gideceğinin göstergesidir.
CHP’nin elinde bu kadar koz varken Türkiye genelinde bu kadar az oy alması ve elindeki bazı Büyükşehirleri bile kaptırması genel merkezin sorgulaması gereken esas meseledir.
Kısa bir dip not da sayın Deniz Baykal’a….
Aday Gösterilmediği için desteklemek amacı ile İzmir Karşıyaka’ya gelen ve 2 gün kalarak Eski başkan Cevat Durak’a methiyeler düzmek yerine Kendi seçim bölgesi olan Antalya’ya önem verseydi belki de Antalya yine Chp’nin belediyesi olarak kalırdı….