Bizi kıskançlık öldürüyor. Birşey yapamayanlar yapanın atacağı adımın önünde bariyer oluşturuyor.
Bu tünelle Hacıosman çayırından Kilyos caddesine ulaşmak isteyen sürücüler bir saatlik yolu 5 dakikada alacaklar.
Şurada iki ay köprülerin bakımıyla alakalı bir adım atıldı, yazılı ve görsel medyanın kopardığı kıyameti biliyorsunuz. Toplumda toplumu moralize etmeleri gerekirken karşıt güçlerle demoralize etmenin gayreti içinde oldular.
Bu köprü bakımı yapılmayacak mı? Allah göstermesin bakımı yapılmazsa bir felaketle karşı karşıya gelirsek o zaman ne yapacaksınız? Bunun için en uygun mevsim ne zaman yaz. Neden izin dönemi, okullar kapalı. Bir çok kulplar taktılar, şuanda bitti. Daha da iyi olacak.
Bu ayın 17'sinden sonra KGS'yi de kaldırıyoruz gişelerde durmak olmayacak. Hızlı Gelişle bunu daha da hızlandırmış oluyoruz. Hele hele 3. köprüyü bitirdikten sonra daha da rahatlayacağız. Şuanda 3. köprü çalışmaları başladı biliyorsunuz. Ağır vasitaları 3. köprüye yönlendiriyoruz.
Bununla da kalmıyor. Marmaray başlayacak o da hizmete girecek. Toplu taşımda raylı sistemde onun vereceği hizmet var. 2015'te de lastikli sistem dediğimiz araçlar için iki katlı tüp geçit var. İnşallah bu geçitler bizi daha da rahatlatacak. Durmuyoruz, çalışıyoruz ama günde yaklaşık 500 yeni araç İstanbul trafiğine katılıyor. Bu ülkenin refah seviyesinin yükseldiğini gösterdiği gibi vatandaşlarda toplu taşıma araçlarını kullanma kültürünü de geliştirmemiz gerekir.
İstanbul'da son 8 yılda yaptığımız kavşak ve yol sayısı 259'a yükseldi. Tünel ve bağlantı yollarının maliyeti 432 milyon liraya çıktı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Barış ve Demokrasi Partisi’ni (BDP) sert bir dille eleştirerek, “Dağda siyaset yapmak isteyenler buyursunlar dağa çıksınlar. Teröristlerle kucaklaşanlar parlamentoda millet adına mücadele veremezler. Vermeye kalksalar dahi saygı göremezler. İki tercih var ya kandil ya Türkiye Büyük Millet Meclisi” dedi.
Çayırbaşı tüneli, kavşak ve yolların toplu açılış törenine katılan Başbakan Erdoğan, büyük bir bölümünü terörle mücadele konusuna ayırdığı konuşmasında BDP’yi eleştirdi. Terörle mücadelenin kararlılıkla devam edeceğinin altını çizen Erdoğan, “Bugün hiç şüpheye mahal bırakmayacak şekilde görülmelidir ki kesinlikle terörle mücadele bu ülkede iktidarı ve muhalefeti ile tüm milletin mücadelesi olmalıdır. Türkiye’deki bu ekonomik gelişmeden, güvenden, özgürlüklerden rahatsız olanlar bize karşı kullandıkları argüman haline dönüştürmüşlerdir terör. Güçlü bir Türkiye’yi istemiyorlar. İsteseler de istemeseler de Türkiye bu hedefine muhakkak er ya da geç ulaşacaktır. Ülkemizde demokrasinin ulaştığı standartlar, özgürlükler, hukuk devleti anlayışı asla geçmişle mukayese edilemez” dedi.
Erdoğan, her türlü sorunun çözüm yerinin demokratik siyaset alanı olduğunu vurgulayarak, “Dağda siyaset yapmak isteyenler buyursunlar dağa çıksınlar. Teröristlerle kucaklaşanlar parlamentoda millet adına mücadele veremezler. Vermeye kalksalar dahi saygı göremezler. İki tercih var ya kandil ya Türkiye Büyük Millet Meclisi. Eğer ‘meclis’ diyorsan gel mücadeleni mecliste ver. O zaman seninle müzakere masasına oturacak siyaseti iktidarı bulursun. ‘Kandilin temsilcileri ile tokalaştım’ diyor. Ne tokalaşması. Biz senin öpüşmeni de gördük. Merhaba eğer bu ise biz yanmışız. Oradaki tabloyu benim milletim gördü. Sizi oturtulması gereken yere de oturttu. Biz bunları konuşacağız. Bunları 75 milyon vatandaşımıza anlatacağız.
Bunların kirli yüzünü bunların hafıza kaydında ne varsa açığa dökmek durumundayız. Onun için ben Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Milliyetçi Hareket Partisi’ne (MHP) sesleniyorum. Gelin Sivas’ın ötesinde teşkilatlarınızı ayağa kaldırın. Çalışsınlar halkın arasına karışsınlar. Diyorum ki tabela partisi olmayan halkın arasına karışın. Orada sadece AK Parti olmamalı siz de olmalısınız. Demokrasiyi birlikte güçlendirelim. Ama ‘ben Ankara’da kalayım seçim zamanı uğrarım veya bir olay olduğunda ziyaret yaparım’ Bu değil siyaset. Normal zamanda gidin kimseyi göremezsiniz. Teşkilatınızı çalıştıracaksınız sürekli o zaman göreceksiniz ki terör örgütü ve uzantısı bu ülkede ciddi manada kan kaybedecektir. Bizim terörle silahla korkutmayla sindirmeyle bu ülkede varlık göstermeye çalışan hiçbir örgüte, yapıya müsamahamız yoktur olamaz”
Konuşmasında Afyon’da 25 askerin şehit olduğu kazayı da değerlendiren Erdoğan şunları söyledi:
“Perşembe Afyon’da yaşanan olayda şehit olan 25 askerimizin acısı hepimizin yüreğini dağladı. Depremlerde, felaketlerde, kazalarda verdiğimiz kayıplar da hepimizi üzüyor. Bu tür olaylara karşı kayıpları en aza indirecek tedbirleri alıyoruz. Perşembe günkü olayla ilgili olay olduğu andan itibaren atılan başlıklar, yapılan yorumlar inanın üzücü. Birisi bir emekli generali getiriyor. O generalin kendisi orduda olmadığı süre içerisinde ne tür el bombaları üretilmiş haber yok. Kendi zamanında var olanlar üzerinden açıklama yapıyorlar. Vatandaşlar televizyonda bunları dinleyince işin gerçeği bu zannediyorlar. Maalesef bazı emekli askerler geldikleri ocağa ihanet ediyorlar. Sizin göreviniz bu mu ya. Bu toplumda dezenformasyondur. Bu ahlaki ve vicdani değil. Bu milletin gelecek ideallerine ket vurmaktır. Milletimi bu noktada uyarmak istiyorum. Bazıları da köşelerinde yazıyor. Bekle dur bakalım bu işin incelemesi yapılacak. Hemen bir anda iki saate netice bekliyorlar. Orada yangın sürüyor bakıyorsunuz hemen değerlendirmeler başlamış. Biz bir taraftan telaş içerisindeyiz acaba havadan bu söndürme işlemi yapabilir miyiz diye. Onlar sürekli tahrik ediyorlar.”
Erdoğan, dünyanın her yerinde çeşitli doğal afetlerin yaşandığını ve bunun önüne geçmenin mümkün olmadığını belirterek, “Yapılan otoyollar ve duble yollar sonrası trafik kazalarında azalma var ancak bunun önüne geçme mümkün değil. Bu kazanın sebebi ne vatandaşın kendisi. Hız tabelasına uymuyor. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bile tüm tedbirleri rağmen bu afetler oluyor. Siz bu afetleri matematik hesaplarla durduramazsınız. Bu gerçekleri söyleyince bile ‘niye başbakan böyle dedi’ diye soruyorlar. Ben gerçeği söylüyorum. O köşesinde yazı yazdıkları gazeteler ve televizyonlar dere yatağına bina yaparlar, patron biz bunu niye yaptık diye hesabı sormazlar. Belediyeyi niye hesaba çekiyorsun çünkü ona da belediye müsaade etmiş. Anlıyorsunuz nasıl bağladıklarını onun da yolları var.
Biz çevre ve şehircilik bakanlığını bunun için kurduk. Ben halkımdan yardım istiyorum. Kaçak imarla gecekondularla mücadelede bize yardımcı olun umuzu gelin güzelleştirelim. Bize yardımcı olmasanız bunun altından kalkamayız. Bir deprem felaketi olduğunuz zaman ne diyorlar İstanbul’a bedeli 5 milyon kayıp deniyor” ifadelerini kullandı.
İzmir Haberleri