Başbakan ERDOĞAN 2. İstanbul Somali Konferansına katıldı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Somali’deki dramın sadece Somali’nin değil insanlığın ortak dramı olduğunu belirterek, “Somali’nin omuz omuza verdiğini, ayağa kalktığını, yürüdüğünü görmek istiyoruz” dedi.
Türkiye'nin, Birleşmiş Milletler (BM) işbirliğiyle "Somali'nin Geleceğinin Hazırlanması: 2015 Hedefleri-Preparing Somalia's Future: Goals for 2015" temasıyla düzenlediği "2. İstanbul Somali Konferansı" başladı. İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen konferansa Başbakan Erdoğan’ın yanı sıra BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon, Somali Cumhurbaşkanı Şeyh Ahmet Şerif, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Somali’den gelen sivil toplum örgütü temsilcileri, akademisyenler ve çok sayıda kişi katıldı.
Konferansta konuşan Başbakan Erdoğan, geçtiğimiz yıl kalabalık bir heyetle Mogadişu’ya gerçekleştirdiği ziyarete değinerek, “Bir tam gün boyunda Somali’de, Mogadişu’da yaşanan sorunu, dramı, çekilen acıları yerinde görme imkanımız oldu. Türkiye tarih boyunca Afrika ile her zaman iletişim ve işbirliği içinde olmuştur.
Somali ile Somalili kardeşlerimizle de aynı şekilde tarih boyunca yakından ilgilendik. Ancak son yaşanan kıtlıkla ortaya çıkan yoksulluk konusunda bilgilenmenin ötesinde bir şeyler yapılmasının gerekliliğini yüreklerimizde hissettik. Gerek Mogadişu ziyaretimiz öncesinde, gerekse sonrasında dünya kamuoyunun dikkatini Somali’ye çekmek için yoğun bir gayret içinde olduk. Somali’de yaşanan yoksulluk dramını ulaşabildiğimiz her ülkeye, her yetkiliye samimiyetle aktardık. Uluslararası her platformda Somali’nin dertlerini kendi meselemiz gibi bütün çıplaklığıyla, bütün yalınlığıyla ortaya koyduk. Somali’yi görmeyenlere, görmek istemeyenlere, Somali’de yaşananları hissetmeyenlere, Somali’nin sesini, feryadını duyurmak için son derece samimi ve içten bir mücadele içinde olduk” diye konuştu.
Erdoğan, Somali’ye gitmeyen, oradaki manzarayı görmeyenlerin durumun vahametini anlamalarının kolay olmayacağını ifade ederek, “Başkentin hemen içinde onbinlerce aile çadırlarda yaşıyor. Çadır dedimse bildiğiniz bezden yapılmış çadır değil. 3-4 ağaç dalı birbirine çakılıyor, üzerine naylon poşetler örtülüyor ve bu yapı 3-5 kişilik bir aile için lüks bir barınak haline geliyor. Bu tür çadırlara, bu tür barınaklara dahi sahip olamayan binlerce aile var. Çeşitli sorunlar nedeniyle alt yapı yatırımları gerçekleşemiyor. Bu kadar büyük nüfusun tamamına yardım ulaştırılamıyor. Güvenlik sorunları nedeniyle yardım kuruluşları her ihtiyaç sahibine ulaşamıyor. Çadırlarda ziyaret ettiğim çocukların, anne-babaların bırakınız sağlık ihtiyaçlarını günlük beslenme ihtiyaçlarını dahi karşılamakta çok ama çok zorlandıklarını gördüm” dedi.
“SOMALİLİ ÇOCUKLAR DÜNYANIN YÜKÜNÜ MİNİCİK OMUZLARINDA TAŞIYOR”
Dün yapılan Medeniyetler İttifakı İştirakçiler Forumu’nda da sarf ettiği “çocukların ırkları yoktur, çocukların milliyetleri yoktur, çocukların kendi derilerinin rengini, dillerini, inançlarını yaşayacakları ülkeyi seçme hakları yoktur” sözlerini hatırlatan Erdoğan, “Somalili çocuklar mevcut manzarada hiçbir mesuliyetleri olmadığı halde adeta dünyanın tüm yükünü o minicik omuzlarında taşıyorlar. Oyuncak, ilaç, kitap, defter kalemden bahsetmiyorum. O çocuklar günde üç beş pirinç tanesi dahi yiyemeden, bir lokma ekmek yutamadan uykuya dalıyor ve maalesef bazıları sabaha çıkamıyor. Çadırlarda o minicik ellere dokunan o çocukların gözlerindeki hüzne şahit olan birisinin inanın o çocuklar orada öyle beklerken gece rahat uyuması mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Somali ziyareti sırasında doktorların müdahale etmekte olduğu deri ve kemikten müteşekkil bir çocuğu gördüğünü belirterek, “Tabii feryat edecek mecali de yok. Ayrıldıktan biraz sonra yavrunun hastaneye götürülürken ölüm haberini duydum” dedi.
Somali’deki dramın sadece Somali’nin değil, insanlığın ortak dramı olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Ancak Somali’deki sorun aynı zamanda en başta Somalili kardeşlerimizin birliği, beraberliğiyle, ortak mücadelesiyle çözüme kavuşacak bir sorundur. Şu Somali atasözü gerçekten çok manidar; ‘Bir evin içinde yılan varsa, yılanın boyunu, ne kadar uzun ve kısa olduğunu tartışmak gereksizdir.’ Somali’de bir sorun var, sorunu çözmek yerine ‘ben, sen’ tartışması yapmak çözüme fayda sağlamayacağı gibi sorunun daha da kalıcı hale gelmesine neden olacak. Yine bir Somali atasözü diyor ki; ‘Bir kardeş insanın omzu gibidir.”
“Somali’nin omuz omuza verdiğini, ayağa kalktığını, yürüdüğünü görmek istiyoruz” diyen Başbakan Erdoğan, Somali’de kardeşlerin kucaklaştığını, kardeşlik hukukun gereklerini yerine getirdiklerini görmek, işte bu kucaklaşmaya, bu kardeşliğe her türlü desteği vermek istediklerini söyledi. Başbakan Erdoğan, Somali’nin bunu gerçekleştirecek güce, dirayete ve bilince sahip olduğunu belirterek, “Esasen İstanbul zirvesi işte Somali’de görülmek istenen manzaradır. İstanbul zirvesi Somali’nin adeta umudu, adeta her zaman görmek istediği manzaradır. Buradaki manzarayı Somali’ye taşıyarak inşallah farklı bir Somali’yi siz inşa edeceksiniz. Bizde bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da hep arkanızda ve yanınızda olacağız” diye konuştu.
“SOMALİ’DE HAYAT YENİDEN CANLANIYOR”
Başbakan Erdoğan, Somali’den güzel, umut verici haberler aldıklarını, Mogadişu’da hayatın canlanmaya başladığını, sokakların temizlendiğini, evlerin tamir edildiğini, yeni inşaatlar yapıldığını ve caddelerin de yavaş yavaş canlandığını söyledi. Anlaşma gereği Somali’de geçiş döneminin 2012 Ağustosunda son bulması ve yeni dönemin başlaması gerektiğini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
“Biz Türkiye olarak yol haritası ve belirlenen prensiplerin hem içerik, hem de zaman tahditleri çerçevesinde uygulanmasına önem veriyoruz. Yeni dönemin kilometre taşları, kurucu meclis üyelerinin seçimi, anayasanın kabulü, parlamentonun seçilmesi, cumhurbaşkanı ve başbakanın belirlenmesi olacaktır. Ağustos ayından itibaren inşallah artık Somali’nin geleceğini, bizzat Somali halkı şekillendirecektir. Somali’nin yakın geleceğine dair izlenebilecek politikaların konuşulmasının da zamanı takdir edersiniz ki gelmiştir. Somali siyasetçilerinin, kanaat önderlerinin, sivil toplum örgütlerinin ve aydınlarının Somali’nin ağustos sonrası dönemini tartışmalarına ihtiyaç olduğu açıktır. Uluslararası toplumun da ağustos sonrası için Somali’de izlenebilecek daha rasyonel ve yapıcı politikalar oluşturması gerekiyor.”
Somali’de barış ve istikrarın kalıcı bir şekilde yerleştirilmesi için öncelikle devlet kurumlarının ihdas edilmesi, milli bir ordu, polis ve yargı gücünün kurulması gerektiğinin altını çizen Erdoğan, “Yeniden imar ve kalkınma çalışmalarının hem Mogadişu, hem de yerel düzeyde kesintisiz bir biçimde sürdürülmesi bir başka gerekliliktir. Ayrıca mülteci ve yerlerinden edilmiş insanların evlerine dönmelerinin sağlanması gerekiyor. Kısacası Somali’nin tarihinde ağustos sonrası açılacak yeni sayfada yapılması gerekenler kapsam ve nicelik olarak çok fazladır” dedi.
Başbakan Erdoğan, Türkiye olarak söz konusu çalışmaların yapılabilmesini teminen Somalili aktörlerin hazırlayacağı yeni programı en güçlü şekilde destekleyeceklerini vurguladı. Uluslararası toplum adına ve Somali yönetimiyle yakın işbirliği içinde devlet inşası sürecini yürütecek yeni bir mekanizmaya, ya da misyona ihtiyaç olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Örneğin yeni ve güçlendirilmiş bir Somali, BM misyonunun teşkilinin tartışılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu yönde ilk adım olarak BM, Somali’de stratejik bir gözden geçirme çalışması başlatabilir” şeklinde konuştu.
Somali’de hayatın normalleşebilmesi için ülke genelinde asayiş ve güvenliği tesis edecek ve sürdürecek milli güvenlik kurullarına ihtiyaç olduğunu aktaran Erdoğan, “Bugün için Somali güvenlik güçlerinin ülkede temel güvenlik hizmetini sağlayabilmek için yardıma ihtiyacı olduğu görülüyor. Somali güvenlik güçlerinin yapılandırılması hususunda ülkemizin öncülüğünde Somali güvenlik sektörünün yeniden yapılandırılması fonu kurulması için gerekli girişimleri başlattık. Aynı şekilde Somali sınırları içinde de güvenliğin çok daha güçlü şekilde tesis edilmesi gerekiyor. Muharip bir güç olan AMISOM’un da yerel asayiş ve istikrarın sağlanmasında görevlendirilmesinin önünde herkesçe malum birçok engel bulunuyor. Bununla birlikte AMISOM’un, Somali’de icra etmekte olduğu göreve olan ihtiyaç bir süre daha devam edecektir” ifadelerini kullandı.
“AMISOM’A 1 MİLYON DOLARLIK KATKI YAPACAĞIZ”
Türkiye’nin Somali için gerçekleştirdiği destek faaliyetlerini de aktaran Erdoğan, “Türkiye’nin Amisom’a 2009 yılında olduğu gibi bir kez da 1 milyon ABD Doları katkıda bulunmaya karar verdiğini bu vesileyle açıklamak istiyorum” dedi.
Son bir yıl içinde Somali için düzenlenen yardım kampanyalarında Türkiye halkının yaklaşık 300 milyon dolar tutarında bağışta bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, Somali politikalarının eşgüdümünü sağlamak için görevlendirilen Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın düzenli olarak Mogadişu’yu ziyaret ederek Türkiye’nin kamu kuruluşları ve sivil toplum örgütlerinin faaliyetlerini yerinde izlediğini söyledi.
Güvenlik risklerine rağmen büyükelçiliği 1 Kasım 2011 tarihinde açarak Somali’deki faaliyetlere büyük bir ivme kazandırdıklarını söyleyen Erdoğan, “Mogadişu’daki tek batılı büyükelçilik, Türkiye Büyükelçiliği’dir. Somali’yi görmeden, orada yaşamadan, Somali için doğru ve etkin politikalar üretilemez ve yardımda bulunulamaz. Uluslararası toplumu bu vesileyle bir kez daha Mogadişu’da temsilcilik açmaya davet ediyorum. THY’nin 5 Mart 2012’de başlattığı Mogadişu seferleri, Somali’nin ilk defa dış dünyayla doğrudan bağlantısı kuruldu. Türkiye olarak Mogadişu’da çok sayıda kalkınma ve alt yapı projesini hayata geçirmeye çalışıyoruz. Gerek alt yapı, gerekse üst yapı. Okul, hastane, mabet, vs. Faaliyetlerimiz Mogadişu ile de sınırlı kalmıyor” dedi.
Erdoğan, konferansta Türkiye ve Somali arasında bölgesel kalkınma ofislerinin kuruluş anlaşmasını da imzalayacaklarını da belirterek, “Biz Türkiye olarak her türlü imkanımızla, her türlü desteğimizle Somalili kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Somali’nin sorunlarını uluslar arası platformlarda dile getirmeyi, Somali için uluslar arası girişimlerde yer almayı sürdüreceğiz. Yine bir Somali atasözü şunu söylüyor; ‘Bir insanın en rahat uyuyabileceği yatak, barış yatağıdır.’ Biz Somali’de barış zeminin güçlenmesi, barış zeminin üzerinde müreffeh bir Somali’nin işlenmesi için her zaman Somalili kardeşlerimizin yanında olacağız. İstanbul’daki bu anlamlı kardeşlik manzarasının Somali’ye aynı şekilde taşınması temennimi yinelemek istiyorum” ifadelerini kullandı.
Bunlar da ilginizi çekebilir