GENEL

Baydemir evini satarak başbakana tazminat ödeyecek

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Başbakan Erdoğan'ın kendisi hakkında açtığı tazminat davasını son kuruşuna kadar ödeyeceğini belirterek, "Kredi ile aldığım bir ev var, onu satışa çıkardık. Satılınca tamamını birden ödeyeceğim" dedi.

Baydemir, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisi hakkında açtığı davaya ilişkin açıklamalarda bulundu. Baydemir, davanın 2009 yılında başlayıp bugün de devam eden Kürt legal siyasetçilerini siyasetten koparan, siyaset yapma hakkını tanımayan, özü itibariyle legal demokratik siyasetin önünü kapatan ve adına KCK operasyonları denilen sürece karşı çıkışıyla ilgili bir dava olduğunu söyledi. 24 Aralık 2009'da belediye başkanı arkadaşlarının hukuka aykırı bir şekilde evlerine baskın düzenlemek ve kimilerinin de kapıları kırılmak suretiyle gözaltına alınmış olmalarından dolayı duyduğu tepkiyi ifade ettiğini kaydeden Osman Baydemir, "Çok açık ve net bir dille ve açık yüreklilikle ifade etmek isterim ki kem söz hiçbir insana yakışmaz, kem söz söylemek bana da yakışmaz. Bugün itibariyle en son Van Belediye Başkanımızı benzer şekliyle cezaevine konuldu. Her şeyden önce mensubu olduğum siyasetin de üslubu asla küfrü kabul etmez. Bütün siyaset yaşamın içerisinde 2 kez hükümete karşı veya siyasi rakiplerime karşı kem söz kullandım. Bunlardan bir tanesi Aralık 2009, diğeri Mayıs 2012'dir" diye konuştu. Büyük bir haksızlıkla karşı karşıya olduklarını söyleyen Baydemir, “Öyle bir noktaya gelmiş ki sözün hükmü maalesef kalmamış. Dolayısıyla benim kullandığım kem sözler aslında insani bir isyandır. Sözün hükmünün kalmamasından kaynaklanıyor. Keşke legal demokratik siyasetin önü açık olsaydı, ben de bu sözü söylememiş olsaydım" dedi. Mahkemelerin kendisini yargıladığını hatırlatan Baydemir, "Başbakan lehine tazminata mahkum edildim. Dolayısıyla son kuruşuna kadar da bu tazminatı ödeyeceğim. Şu anda ayda 2 bin lira maaşımdan kesiliyor. 2006 yılında banka kredisi ile eşim Reyhan hanım ile birlikte satın aldığımız Kayapınar bölgesinde bir evimiz vardı. Evin bütün taksitleri de belediye başkanlığım döneminde maaşımdan kesilerek alınan bir evdi. Van depreminden sonra Vanlı bir aileye verdik. Sonra aile Van'a döndü. Şu anda Reyhan hanım evi satışa çıkardı. Ev satıldığında tazminatı toplu halde ödeyeceğiz. Çünkü şu anda faiz uygulanıyor. Bu nedenle evi satıp toplu halde ödeme yapacağız. Ev satılır satılmaz kalan kısmın tümünü ödeyeceğiz. Çünkü taksitle olduğu zaman faiz işleyecek” şeklinde konuştu. Türkiye kamuoyunun dikkatini çekmek istediğini ifade eden Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, şunları söyledi:
“Bugün adına KCK operasyonları denilen süreçte 190 seçilmiş arkadaşım şu anda içeride. Ben şu an Güneydoğu Anadolu Bölgesi Belediyeler Birliği'nin başkanıyım. Benim gözümün önünde belediye başkanları cezaevine konulduğunda ben burada kendimi özgür hissedemem. Siyasilere dokunuluyorsa bu KCK operasyonlarının sonucudur. BDP'nin seçilmişlerine dokunulsa ve cezaevine konulursa legal demokratik siyaset bu ülkede meşruiyetini yitirir. Dolayısıyla herkes dokunulur hale gelir ya da her seçilmiş dokunulur hale gelir. Bugün Kürt coğrafyasında kimi siyasi parti temsilcilerine dokunulabiliyorsa yollardan alıkonulabiliniyorsa bu adına KCK operasyonları denilen politikaların bir sonucu olduğunun hükümet ve Türkiye kamuoyu tarafından görülmesi lazım. Siyasetçiler alıkonulabiliniyorsa bunun ana kökeninin 2009 yılındaki operasyonla ilgisi olduğunu ya da sonucu olduğunu artık Türkiye kamuoyunun görmesi lazım. Dolayısıyla eğer bu toplumda meşru görülüyorsa bu meşrutiyeti veren bizzati bu politikanın kendisidir. Dokunulmazlıksa o zaman herkes için dokunulmazlık. Her seçilmiş için dokunulmaz. Bugün Kürt coğrafyasında AK Parti’li seçilmişlerin meşrutiyeti tartışılıyorsa, bu BDP'li seçilmişlerin cezaevine konulmasından kaynaklıdır."

“KCK OPERASYONLARI VE FİKİR BABALARI DÖKÜLEN KANLARDAN SORUMLUDUR”
Son 1.5 yıldır şiddetin dozunun artmış olmasından her 2 taraftan insanların toprağa düşmesinden KCK operasyonları ve operasyonların fikir babalarının bu dökülen kandan sorumlu olduğunu aktaran Baydemir, "Legal demokratik siyasetin kapılarını kapatırsanız şiddete meşrutiyet verirsiniz. Varsın benim bütün yaşamın cezaevinde geçsin. Bir tek evim var bin kere Başbakanın olsun. Ama artık hukuku ve ahlaka aykırı bu ortam kalksın. Ben yaşamım boyunca çalışırım, bütün maaşımı da Başbakana veririm. Hiç sorun değil. Ama bu toprağa düşen çocuklar var. Bu politikaların sonucudur. İnsanların kendisini ifade etmesinin kapılarını tıkarsanız, işte tablo bu" ifadelerini kullandı. Başbakanın mahkeme kararıyla tazminatı kazandığını dile getiren Baydemir, “Başbakan mahkeme kararıyla tazminatı kazanmıştır ve hak etmiştir. Tazminatı son kuruşuna kadar ödeyeceğim. Kem söz üslubumuz değildir. Ama bir zulüm yapıldı ve halen devam ediyor. Bu zulme karşı insanı bir isyandı. Ben asla zulme biat etmeyeceğim. Bedeli ne olursa olsun asla zulme ve zalimliğe biat etmeyeceğim. Halkın iradesi kutsaldır. Milli irade Başbakanın en çok kullandığı sözdür. Van'ın, Batman'ın, Şırnak'ın milli iradesi cezaevinde. Belediye başkanlarımız cezaevindedir. Dolayısıyla milli iradeyse, halkın iradesiyse, hürmetse, buyurun önce siz hürmet edin. Bütün mesele benim açımdan bundan ibarettir” diye konuştu.

İzmir haberleri
{ "vars": { "account": "G-9Y3VVX61MK" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }