Evet bugün Türk Ulusunun Dünya'ya meydan okuduğu şanlı tarihine altın sayfaları kanlarıyla eklediği muhteşem bir günün 99. yıl dönümü... Çanakkale geçilmez destanında canlarını bu topraklar uğrunda feda eden aziz Şehitlerimizin ruhları şad olsun. Allah Bizleri o nesillere layık eylesin. Ecdadımızla gurur duyuyoruz.
İşte çanakkale destanının hikayesi :
ÇANAKKALE DESTANI
2 Ağustos 1914’te Almanya ile bir askeri antlaşma imzalanır. Bu antlaşmadan sonra 4 Ağustos’ta boğazın kısmen mayınla kapatılmasına karar verilir ve 22 mayınlık hattın döşenmesi Çanakkale Boğazı’ndaki ilk çalışmadır. Yine 4 Ağustos’ta Boğaz yabancı gemilere tamamen kapatılmıştır.
Daha önceden İngiltere, bedeli 11 milyon altın olan ve parası önceden peşin ödenen “Sultan Osman” ve “Reşadiye” isimli iki savaş gemisine el koyduğunu bildirmiştir. Buna karşı oluşan kamuoyu tepkisini Almanya iyi değerlendirmiş, Akdeniz’de bulunan Goben ve Breslau adlı iki gemiyi hibe edeceğini söylemiştir.
Bu gemiler Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın talimatıyla 10 Ağustos 1914’te Çanakkale Boğazı’ndan girerek Nara Burnu’nda demirlerler. 4 gün sonra Osmanlı Devleti gemileri satın aldığını bildirir. Gemilerin isimleri “Yavuz” ve “Midilli” olarak değiştirilir. Bu gemilerin liderliğinde Karadeniz’e açılan Osmanlı Donanması 29 Ekim 1914’te Rusya kıyılarını bombalamış ve Osmanlı savaşa girmiştir.
Bu bombardımana karşılık olarak İngiliz ve Fransız gemilerinden oluşan İtilaf Donanması 3 Kasım 1914’te Kumkale ve Seddülbahir Kaleleri’ni bombalamıştır. Bu tarih oldukça önemli bir tarihtir. Zira Çanakkale Boğazı’nın ilk bombalandığı tarihtir.
Bu gemiler Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın talimatıyla 10 Ağustos 1914’te Çanakkale Boğazı’ndan girerek Nara Burnu’nda demirlerler. 4 gün sonra Osmanlı Devleti gemileri satın aldığını bildirir. Gemilerin isimleri “Yavuz” ve “Midilli” olarak değiştirilir. Bu gemilerin liderliğinde Karadeniz’e açılan Osmanlı Donanması 29 Ekim 1914’te Rusya kıyılarını bombalamış ve Osmanlı savaşa girmiştir.
Bu bombardımana karşılık olarak İngiliz ve Fransız gemilerinden oluşan İtilaf Donanması 3 Kasım 1914’te Kumkale ve Seddülbahir Kaleleri’ni bombalamıştır. Bu tarih oldukça önemli bir tarihtir. Zira Çanakkale Boğazı’nın ilk bombalandığı tarihtir.
İLK BOMBARDIMAN (3 Kasım 1914):
Ağustos 1914 başlarında, merkezi Çanakkale’de bulunan 2. Topçu Tugayı’na bağlı 5. Ağır Topçu Alayı Boğaz’ın giriş kısmına konuşlandırılmıştır. Bu alaya bağlı 2. Topçu Taburu Anadolu yakasına, 1. Topçu Taburu Seddülbahir Bölgesi’ne yerleştirilmiştir.
Seddülbahir Kalesi içine 1. Topçu Taburu’na bağlı 2., 3. ve 4. Topçu Bataryaları bulunmaktaydı.
Osmanlı Donanması’nın Rusya’nın Karadeniz kıyılarını bombalanmasına cevap olarak 8 İngiliz ve Fransız kruvazörü Boğaz’ın giriş kısmını bombalamıştır.
Bu gemilerden birinin 15km. uzaklıktan attığı bir mermi Seddülbahir Kalesi içinde bulunan cephaneliğin 3m. kalınlığındaki toprak örtüsünü ve tavanını delerek cephanelikte bulunan 11 ton barut ve 360 adet ağır top mermisinin patlamasına neden olmuştur.
Patlama sonucu 5 subay, 81 er şehit olmuş, 23 er de yaralanmıştır. Bu şehitlerimiz Çanakkale Savaşları’nda verilen ilk şehitlerdir. Bu şehitlerimizden geriye kalan ceset parçaları bombardımandan sonra Seddülbahir Köyü içerisinden toplanmış ve Kale’nin giriş kapısının yanına gömülmüştür. Günümüzde bu mezarlığın olduğu yerde “İlk Şehitler Anıtı” bulunmaktadır.
3 Kasım bombardımanı öncesinde 5 Ağustos 1914’te Başkomutanlığın verdiği emirle Çanakkale Müstahkem Mevkii Komutanlığı kurulmuş ve komutan olarak Albay Cevat Bey atanmıştır. Mayın Grubu bu komutanlığa bağlıydı. Boğaz savunması ile ilgili çalışmalar 4 Şubat 1915’e kadar sürmüştür.
Ayrıca Giriş ve Merkez Grubu arasında kalan alanda obüs ve seyyar toplar ile bataryalar oluşturulmuş, bu bataryalara ilave olarak çeşitli yerlere gemilerden sökülen toplar yerleştirilmiştir.
18 MART DENİZ SAVAŞI
Bu gemilerden birinin 15km. uzaklıktan attığı bir mermi Seddülbahir Kalesi içinde bulunan cephaneliğin 3m. kalınlığındaki toprak örtüsünü ve tavanını delerek cephanelikte bulunan 11 ton barut ve 360 adet ağır top mermisinin patlamasına neden olmuştur.
Patlama sonucu 5 subay, 81 er şehit olmuş, 23 er de yaralanmıştır. Bu şehitlerimiz Çanakkale Savaşları’nda verilen ilk şehitlerdir. Bu şehitlerimizden geriye kalan ceset parçaları bombardımandan sonra Seddülbahir Köyü içerisinden toplanmış ve Kale’nin giriş kapısının yanına gömülmüştür. Günümüzde bu mezarlığın olduğu yerde “İlk Şehitler Anıtı” bulunmaktadır.
BOĞAZIN SAVUNMA DURUMU
3 Kasım bombardımanı öncesinde 5 Ağustos 1914’te Başkomutanlığın verdiği emirle Çanakkale Müstahkem Mevkii Komutanlığı kurulmuş ve komutan olarak Albay Cevat Bey atanmıştır. Mayın Grubu bu komutanlığa bağlıydı. Boğaz savunması ile ilgili çalışmalar 4 Şubat 1915’e kadar sürmüştür.
Boğaz savunması için oluşturulan top grupları şu şekildedir:
1- Methal (Giriş) Grubu: Anadolu’da Orhaniye ve Kumkale, Avrupa Yakası’nda Seddülbahir ve Ertuğrul Tabyaları
2- Ara Bölge: Merkez Tabyalar ile Kepez arasında.
a- Obüs bölgesi (İntepe-Tenger Dere-Domuzdere)
b- Set bataryaları (Soğanlıdere-Kepez)
3- Merkez Savunma Grubu: Kilitbahir ve Çimenlik Kalesi etrafında.
4- Son Savunma Grubu: Nara Bölgesi’nde
Ayrıca Giriş ve Merkez Grubu arasında kalan alanda obüs ve seyyar toplar ile bataryalar oluşturulmuş, bu bataryalara ilave olarak çeşitli yerlere gemilerden sökülen toplar yerleştirilmiştir.
Boğazın her iki kıyısına yerleştirilen bu topların yanı sıra boğaza mayın döşenmesi kararlaştırıldı. Ne gariptir ki boğaza ne şekilde mayın dökülerek kapatılacağını tespit eden planlar daha önceden İngiliz Deniz Heyeti’ne mensup Halifax isminde bir İngiliz subayı tarafından hazırlanmıştır.
Bu plana göre ilk hat Havuzlar-Kepez, son hat Çimenlik-Değirmen Burnu arasında olmak üzere toplam 10 hat mayın döşenmiş, 7 Mart gecesi Nusrat Mayın Gemisi’nin Erenköy Koyu’na kıyıya paralel döşediği 26 parça mayınla bu hat 11 olarak düzenlenmiştir. Muhtelif zamanlarda ilave olarak döşenen mayınlarla 18 Mart’taki deniz savaşına kadar toplam 403 mayın kullanılmıştır. Bu mayın hatlarının yanı sıra düşman denizaltılarına karşı Nara’da bir ağ maniası tesis edilmiştir. Buna rağmen düşman denizaltıları bazen altından bazen de ağı yırtmak suretiyle geçip Marmara Denizi’nde çok sayıda gemimize zarar vermişlerdir.
Bu plana göre ilk hat Havuzlar-Kepez, son hat Çimenlik-Değirmen Burnu arasında olmak üzere toplam 10 hat mayın döşenmiş, 7 Mart gecesi Nusrat Mayın Gemisi’nin Erenköy Koyu’na kıyıya paralel döşediği 26 parça mayınla bu hat 11 olarak düzenlenmiştir. Muhtelif zamanlarda ilave olarak döşenen mayınlarla 18 Mart’taki deniz savaşına kadar toplam 403 mayın kullanılmıştır. Bu mayın hatlarının yanı sıra düşman denizaltılarına karşı Nara’da bir ağ maniası tesis edilmiştir. Buna rağmen düşman denizaltıları bazen altından bazen de ağı yırtmak suretiyle geçip Marmara Denizi’nde çok sayıda gemimize zarar vermişlerdir.
18 MART DENİZ SAVAŞI
19 Şubat’ta başlayan bombardımanlarda İtilaf Donanması’nın başında Amiral Carden bulunmaktaydı. Carden, yapılan bu bombardımanların Boğaz’daki tabyalara zarar vermediğini, boşuna cephanelik harcamakta öteye gitmediğini üst makamlara iletmiştir. Fakat üst makamları ikna edemeyen Carden geçirdiği bir sinir krizi sonucu görevden alınarak yerine Amiral de’Robeck Birleşik Filo Komutanlığı’na getirilmiştir. Amiral de’Robeck komutasındaki Birleşik Filo, destek ve lojistik gemileriyle birlikte toplam 103 parça gemiden oluşmaktaydı. Bu filonun amacı; Merkez tahkimatları ve seyyar bataryaları susturmak ve sonrasında mayın gemileri ile Boğaz’daki mayınları temizleyerek İstanbul yolunu açmaktır.
Birleşik Filo:
1. Filo (İngiliz): Queen Elizabeth, Agamemnon, Lord Nelson, Inflexible, Triumph.
2. Filo (İngiliz): Albion, Irresistable, Vengeance, Swiftsure, Majestic, Prince George, Ocean, Cornwallis.
3. Filo (Fransız): Bouvet, Gaulois, Souffren, Charlemagne, Canopus.
1. Filo, saat 10:30’da Boğaz’a girer. Bu filo Merkez Tabyaları’nı bombalar. Kumkale gerisindeki Türk obüsleri karşı atışa başlamıştır. 1. Filo gemilerinden Agamemnon ve Inflexible isabet alırlar. 12 isabet alan Agamemnon uzaklaşır. Inflexible ise aldığı hasarla muharebeye devam eder.
Fransız Filosu, Türk Bataryaları’na karşı yakın mesafeden yaptığı bombardımanda etkili olur. Türk topçusu da atış menzilindeki gemilere oldukça zarar verir. Bunlardan Gaulois büyük bir yara alır. 3. Filo geri çekilirken saat 14:00’da Bouvet, Nusrat’ın döktüğü mayınlardan birine çarpar ve büyük bir patlama olur. 3 dakika içinde 603 personeliyle sulara gömülür. Kalan 30 personeli yetişen küçük gemilerce denizden toplanır.
Saat 15:14’te Irresistable’ın yanında bir patlama olur ve gemi yan yatmaya başlar. Bölgeyi terk etmeye başlayan gemi 16:15’te mayına çarpar. Ocean kurtarmaya gitse de başarılı olamaz çünkü Merkez Tabyalar ve seyyar bataryalar tarafından çapraz atışa tutulmuştur. Irresistable’nin personeli saat 17:50’de gemiyi terk eder. Terk edilmiş gemi 19:30’da Karanlık Liman’da topçu bataryalarımız tarafından batırılmıştır.
Saat 16:05’te Inflexible baş kısmından mayına çarpar. Gemi yan yatar ve baş tarafı suya gömülür. Harekat alanından uzaklaşan gemi Bozcaada’ya ulaşmayı başarır.
Saat 17:50’de Irresistable’dan uzaklaşan Ocean, Mecidiye Tabyası’ndan Seyit Onbaşı’nın attığı mermiyle dümen aksamından yara alır. Dümeni tahrip olan gemi kontrolden çıkarak Nusrat’ın döşediği mayınlardan birine çarpar. Akıntıyla Morto Koyu hizasına kadar sürüklenen Ocean burada batar.
Saat 18:00’da Amiral de’Robeck gerçekçi bir kararla tüm gemilere geri çekilme emrini verir.
Boğazı donanmayla zorlayıp geçme düşüncesi büyük bir yenilgiyle son bulmuştur. İtilaf Donanması büyük kayıp vererek savaş gücünün 1/3’ünü kaybetmiştir. Böylece İngiliz Deniz Bakanı Winston Churchill ve Akdeniz Sefer Kuvvetleri Komutanı Sir Ian Hamilton da kara harekatı olmaksızın boğazın denizden geçilemeyeceğine ikna olmuşlardır.
Deniz Harekatı sonucunda İtilaf Donanması’nda Irresistable, Ocean, Bouvet zırhlıları batmış; Inflexible, Agamemnon, Goulois, Souffren ağır yara alarak saf dışı kalmıştır. Batan gemilerle 44 top kaybedilmiş, 800 denizci ölmüştür. Bu harekat esnasında Türkler 79 şehit ve yaralı, Almanlar 18 ölü ve yaralı vermiştir.
Bu ağır yenilgiden sonra İtilaf Kuvvetleri 25 Nisan’daki Kara Savaşları’na kadar yaralarını sarmaya ve Kara Savaşları için hazırlıklara başlamışlardır.