Bütün demokrasilerde ve insan haklarına saygı duyulan yönetimlerde olduğu gibi çalışan insana saygı duyacaklarını anlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Aldatanlar ve Kaçıranlar Partisine söylüyorum. CHP 93 yıllık bir partidir. Geçmişi olan partidir ve halkına hesap vermeyi namusu gören partidir. Namuslu insanların partisi olduğu için CHP hâla ayaktadır. Bizim tarihimiz boyunca dünya kadar parti yok oldu. Bu sürede ayakta kalan tek parti CHP'dir. Çünkü CHP halkın partisidir. CHP neye inanırsa inansın tüm inançlara saygı duyan partidir. CHP kimliği ne olursa olsun tüm insanlara eşit davranan ve etnik kimliği görmeyen bir partidir. CHP kimliği ve inancı ne olursa olsun insanı Allah'ın yarattığı en üstün varlık olarak kabul eden bir partidir. CHP insanlar arasında ayrım yapmaz. CHP insanların sorunları ile ilgilenen bir partidir"
AK Parti'nin son 9 yılda kullandığı paranın 1 trilyon 397 milyar dolar olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Soruyorum Başbakana. Yüreği varsa cevap versin. 9 yılda bu para ile hangi kesimin derdini çözdün. Emekli, çiftçi, öğrenci, öğretmenin mi ben biliyorum kimin derdini çözdün. Kendi derdini ve yandaşlarının derdini çözdün. Onların hepsi amade oldu. Onun için söylüyorum. Ödediğimiz vergilerin hesabını soracağız. Yolsuzluk bizim kitabımızda yoktur. Yolsuzluğa karşı direneceğiz, kul hakkı yiyenlere karşı direneceğiz. Sayın Başbakan ben kul hakkı yemedim diyemez. 50 kere söyledim. Başbakan düzgün adamsa çıksın televizyona ve 'Ben kul hakkı yemedim' desin. Diyebiliyor mu? Diyemez! Ben biliyorum diyemez"
Bir ekonominin sağlıklı büyümesi için önemli olanın vatandaşın ekonomisinin büyümesi olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Yoksa ekonominin büyümesi o kadar önemli değildir. Ben Recep Tayyip Erdoğan'a çağrıda bulunuyorum. Vergi dairelerini kapatsın. Ne gerek var. Bütün petrol istasyonlarının önüne vergi dairesi levhası assın. Dünyanın vergisini oradan alıyor. Mazotun benzinin fiyatına bakın. İyi ekonomide zam mı yapılır. AK Parti yolsuzlukla beslenen bir siyasi iktidardır."
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın İran Devlet Başkanı Ahmedinejad ile olan görüşmesini de şöyle değerlendirdi: "Sayın Başbakan, geçen gün Eskişehir'de kimsenin önünde diz çökmeyiz diyor. Senin kimin önünde diz çöktüğünü sokaklarda gösterdiler. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir başbakan bir ülkeden aldığı mesajı bir başka ülkeye iletmemişti. Bizim başbakan Seul'den geldi, Obama'nın mesajını İran devlet başkanına söyleyecek. İran Başbakanı; "Ben rahatsızım bugün seni kabul etmiyorum' dedi.
Ben rahatsızım seni kabul etmiyorum dediği gün iki heyeti ayrı ayrı kabul etti. Bizim başbakan gene bekledi. Talimat almış Obama'dan. Mecburen bekleyecek. Çünkü talimatı o veriyor. Bir gün bekledi. Bu 75 milyon insanı rencide eden bir tavırdır. Hani sen kimsenin önünde diz çökmüyordun. Sen İran'da istismar edilen bir Başbakansın. Sen Türkiye'ye yakışan bir Başbakan mısın? Türkiye'nin Başbakanları onurludur. Hemen bu tavır karşısında uçağına biner Türkiye'ye gelir."
Türkiye'nin iyi yönetilmediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "2002'de AK Parti iktidar olmadan hapiste kişi sayısı 59 bin 429 idi. Bu Adalet Bakanlığı'nın resmi sayısı. 2011'de ise bu sayı 127 bin kişi. Ben Sakaryalı kardeşlerime soruyorum. Herkesin işi olsa evine ekmek götürse kimse hapse girer mi? Hapistekilerin büyük çoğu elektriği kaçak kullanmaktan ya da icradan içeride. Bu tabloyu Türkiye'de değiştireceğiz. Batman'ı düşünün. Rafineri var. 300 kişi işçi alınacak. Yılda 4 ay çalışacak
bu işçiler. Buna 15 bin kişi başvuruyor. Bunlar bu memleketi bu hale getirdi. Üstelik yılda 4 ay çalışacaklar. Türkiye'ye yakışan bir tablo değil. Buna Türkiye'de izin vermeyin."
Türkiye'de sadece sol kesimlere değil hayatın her alanı ile ilgili proje hazırladıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, "Bize bunların projeleri uygulanmaz dediler. Bizim projelerimizin hiçbiri hayali değil. Hepsi doğru ve gerçekti. İntibak yasasını bizim istediğimiz gibi değil kısmen çıkardılar. Emeklilere sözüm şu ki, sürünmek istiyorsunuz AK Parti'ye oya devam. Sürünmek istemiyorum diyorsanız adres belli CHP."
Memurların Cumhuriyet tarihinde ilk kez ocak ayından bu yana zam alamadıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Korku imparatorluğuna teslim oldular. Çıkıp isteklerini söylemiyorlar. Kaza ile CHP iktidar olsa idi bütün memurlar yollara dökülürdü. CHP iktidarında olmadığı için korku imparatorluğuna teslim olmuş durumdalar. Memurlar çıkıp ocak ayında zam vardı ama Mayıs'a geldik halen yok demiyor. Korkuyorlar. Bizim memurumuz CHP iktidarında kimseden korkmayacak"
BAŞBAKAN ÖLÜ İNSANLARLA MÜCADELE EDİYOR
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın ölülerle mücadele etmeye başladığını ileri sürerek şunları söyledi: "Sayın Başbakan her şeyi bırakmış ölen insanlarla mücadele ediyor. Bu ülkede siyaset yapanları rahmetle anıyoruz. Ölünün arkasından konuşmuyoruz. Çünkü ölünün arkasından konuşulmaz. Biz herkesi rahmetle anarız. Siyasi görünatsın. Ne gerek var. Bütünşlerini benimsememekle birlikte öbür dünyaya intikal etiğinden dolayı herkesi rahmetle anarız. O ne yapıyor. Rahmetli İsmet İnönü ile uğraşıyor. Sen bırak İsmet İnönü'yü. Karşında Kemal Kılıçdaroğlu var. Gel benimle uğraş. Gel diyorum kaçıyor. Gel kaçma. Biz bunun için onlara Adaletten Kaçanlar Partisi diye boşuna demiyoruz. Demokrasilerde siyasi parti liderleri televizyonda tartışır. Ama o bundan kaçıyor. Siz bundan kaçacak bugünü görmeyecek 30-40-50 yıl önceki olaylardan bahsedeceksiniz. Orada da doğru söylese eyvallah ama o da doğru değil. Sen yalancısın dedim evet ben yalan makinesiyim dedi."
Kılıçdaroğlu, icralık dosya sayısında yaşanan artışa da dikkat çekerek şunları söyledi: "2001 yılında ağır ekonomik kriz yaşadık. O zaman 10 milyon 26 bin dosya icralık vardı. Şimdi ekonomimiz çok iyi. Memurumuz hayatından o kadar memnun ki zam istemiyor. Çiftçi o kadar iyi ki mazota daha çok zam yapılmasını istiyor. Bugün icralık dosya sayısı 20 milyon 506 bine çıktı. Bu gerçek. 10 milyondan 9 yılda bu sayıya çıktı. Bir insan icraya düşmek ister mi. Ekonomik durumu iyi olmazsa elbette icraya düşer"
SURİYE İLE SAVAŞIN EŞİĞİNE GELDİK
Kılıçdaroğlu, Suriye konusunda ise şu değerlendirmelerde bulundu: "Bakın Suriye ile nerede ise savaş ilan ediyorlardı. Bizim Suriye ile ne sorunumuz vardı. Bizim Suriye ile ne alıp veremediğimiz var. Batının egemen güçlerinin bunu istediğini biliyorum. Recep Tayyip Erdoğan'ın taşeron olduğunu biliyorum. Ama biz onurlu ülkeyiz. Bütün komşularla iyi geçinmeliyiz. Atatürk 'Zorunlu olmadıkça savaş bir cinayettir' demiştir. Bizim savaşla işimiz olmamalı."
Yurttaşlarımızın barış içinde yaşaması için her şeyi yapacaklarını anlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Barışa doyduğu, herkesin kazandığı bir Türkiye hayal ediyoruz. İki gün İstanbul'da Arap Baharı toplantısı yaptık. Tüm Arap dünyasından insanları buraya davet ettik. Hepsini dinledik. Bize şunu söylediler. İşte bizim görmek istediğimiz Türkiye. CHP devlet kuran bir partidir. Tüm komşularına eşit davranan partidir. CHP her devletin sınırlarına saygı duyan bir partidir. CHP sadece kendi ülkesinin değil Ortadoğu'nun ve Afrika'nın da önemli bir partisidir."
Cumhuriyet Halk Partisi'nin tarihi boyunca 3 büyük icraat gerçekleştirdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhuriyet kurmuştur. Sosyal demokrasiyi sağlamış ve çok partili hayata geçişi gerçekleştirmiştir. Şimdi 4. Büyük devrimin zamanı gelmiştir. Artık Türkiye'ye demokrasiyi ve özgürlüğü getireceğiz. Herkesin konuşabildiği bir Türkiye'yi getireceğiz. Biz dönüşümlerin partisiyiz. Statükonun partisi AKP'dir. CHP iktidarında gazeteciler özgürce yazacak. CHP iktidarında gazeteciler hapis olmayacak. Herkes düşüncesini özgürce söyleyecek. Herkesin karnı doyacak. Gazeteciler işlerinden atılmayacak."
AK Parti'li Bakanların insanı gülmekten ağlattıklarını öne süren Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Biz, CHP olarak vatandaşlar ile dalga geçmeyecek baş üstünde taşıyacağız. Bunları kenara yazıyoruz. Bizim görevimiz insanı sevmektir. Gerçek anlamda insanları seveceğiz. Onlarla diyalogumuz çok iyi olacak. Ak Parti iktidarında emekliye, işçiye, memura gelince para yok. Peki kime var? Dünya kadar faize para verdik. Hani bunlar faize karşıydı. İşçiye vermiyorsun taşeronuna verdiler. Büyük ihtimalle kendi paralarını da faize yatırmışlardır. 1979'dan 2003 yılına kadar 135 milyar dolar faiz ödemişiz. 2003'ten 2011'e kadar 450 milyar dolar. Bu paraların nereye gittiği belli. Bunun adı rant ekonomisi. Kişi başı gelir 3 katı artmış. Sokakta adamın geliri artmaz ise diğerleri önemli değil. Birilerinin artması mühim değil. CHP'lilerden isteğim gerçekler acı olsa da her yerde anlatın. Biz kendi göbeğimizi kendimiz kesmek zorundayız. Güzel, kavgasız, onurlu bir Türkiye için tek adresiniz var. Oda CHP. CHP'li olmaktan gurur duyun. CHP'li demek insana saygı duymak, kul hakkı yememek,onurlu olmak, dik durmak demektir. CHP'li olmak ülkeyi başkalarına satmamak, zalimin karşısında dikilmek demektir"
Editör: TE Bilişim