Doğada uzunca bir süre yok olmayan poşetleri bu şekilde değerlendirerek tabiatın korunmasına da katkıda bulunduğunu belirten Karaaslan, küçük yaşlarda başlayan resim ve heykel yapma merakının zamanla kendisinde tutkuya dönüştüğünü söylüyor.
DÜNYADA BAŞKA BİR ÖRNEĞİ YOK
Dünyada kendisinden başka bu şekilde sanat eseri yapan olmadığını ve yeni bir sanat dalı geliştirdiğini belirten Karaaslan, “Ahşaptan, metalden ve topraktan heykel yapılıyor. Ama yeryüzünde poşetten heykel yapan benden başka kimse yok. Bu işin hiçbir eğitimini almadım. İlkokul mezunuyum. Küçük yaşımda yağlı boya ryapıyordum. Sonra ağaç dallarından heykelcikler yapmaya başladım. Daha sonra poşetten heykel yapsam nasıl olur diye düşündüm. Önce poşeti eritmek için elektrikli bir cihaz yaptım. Daha sonra bu cihazla poşetleri küçük küçük eriterek birleştirmek suretiyle şekil verdim ve heykeller yapmaya başladım. Zamanla da kendimi geliştirdim. En büyük amacım bir atölye kurmak. Yaptığım bu sanat eserlerini hem insanlara sergilemek hem de bu işi benden sonra yapabilecek kişilere öğretmek. Kısacası dünyaya bu sanat dalını tanıtmak istiyorum. Doğanın bünyesinde eritemediği bu atık poşetleri böyle sanat eserlerine dönüştürmek mümkün. Yetkililerin de bana ve bu sanata sahip çıkmasını bekliyorum” şeklinde konuştu.