Ailesine de teşekkür eden Saygun, “En başta aileme teşekkür etmeliyim. Toplumumuzun en küçük birimi olan ailenin gerektiğinde bütün toplumu nasıl etkileyebileceğini, neler yapabileceğini, nasıl güçlü davranabileceğini gösterdiler. Gece gündüz uyumadan neler çektiklerini biliyorum. Hepsine tek tek çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Saygun, ne kadar riskli bir ameliyata girdiğini bildiğini belirterek, “Ama kaderdir, ameliyattan çıkılır, çıkılmaz. Sanırım gerçek bir mucize yarattılar, beni yaşatabilmek için, hayatta tutabilmek için olağanüstü bir çaba sarf ettiler” şeklinde konuştu. Enfeksiyondan kaynaklanan bir rahatsızlık nedeniyle bütün bu sıkıntıları çektiğini ifade eden Ergin Saygun, sevenlerinden de bir ricada bulundu. Saygun, “Şimdi aynı duruma düşmemek için fevkalade dikkat etmem gerekiyor. Beni eve çıkarıyorlar ama sanki steril bir ortama çıkarılıyorum. Orada aynı burada nasıl bir ortam sağlandıysa, o ortamda yaşayacağım. Onun için beni sevenlerden, hısım akrabadan, eş dosttan ricam 1 ay lütfen beni bırakın, azıcık toparlanayım, kendime geleyim, ondan sonra sizlerle bol bol görüşürüz. Bu basın için de geçerlidir.
Çok uzun konuşamıyorum. Bu bile belki son günlerde yaptığım en uzun konuşmadır. Konuşmamı Silivri’de, Hasdal’da, Hadımköy’de, Maltepe’deki silah arkadaşlarım ve komutanlarıma buradan sevgi, muhabbet ve saygılarımı göndererek bitirmek istiyorum” dedi.
Saygun, bir basın mensubunun sorusu üzerine Başbakan Erdoğan’ın ziyaretiyle ilgili kısa bir değerlendirme yaptı. Saygun, “O konulara girmeyi istemiyorum. Ama ileride rahat konuşabilecek duruma geldiğimde toplanır konuşuruz. Bir şey olduğunu sanmıyorum. Bir hasta ziyaretidir netice olarak. Başka bir anlamı olduğunu da düşünmüyorum” diye konuştu.
Ameliyat günü tahliye edilmesiyle ilgili de konuşan Saygun, “Benim onlardan hiç haberim yoktu. Ben kendime geldiğimde her tarafıma hortumlar bağlı şekilde yatıyordum. Oğlum ya da kızım ‘Baba tahliye edildin’ dedi. Tahliye ne demek, o anda farkında değildim. Nasıl oldu onu da bilmiyorum, herhalde” dedi.