Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşunun 94. yıldönümü
Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşunun 94’ncü yıldönümü Erzurum Lisesi Konferans salonunda düzenlenen programla kutlandı.
Törende konuşma yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Küçükler; Erzurum’un kahramanlık destanlarıyla bezeli şanlı tarihe sahip olduğunu ifade ederek, “Anadolu’nun Türklere açılan kapısı ve o günden bugüne yiğitlerin yatağı olmuştur Erzurum. Erzurum, başı dumanlı Palandöken’den Dumlu dağlarına doğru esen rüzgârlarla yıkanan bir diyar; yüreği vatan ve bayrak aşkıyla çarpan Dadaşların yurdudur. İşte bu mübarek belde, 12 Mart gününde tanıştığı kurtuluş coşkusunu, ilk günkü heyecanıyla tam 94 yıldır yaşamaya devam ediyor. Ancak, Bir de 12 Mart öncesi var ki, her hatırlandığında Erzurumlunun yüreğine düşen köz ve sızım-sızım sızlayan bir yara halini alıyor. Alaca’dan başlıyor bu sızı, Cinis’te, Yeşilyayla’da ve Tımar’da yürekleri dağlıyor. Karskapı, Yanıkdere, Ezirmikli Osman Ağa ve Mürsel Paşa Konakları, hunharca işlenen cinayetler ve soykırımlarla inliyor. Erzurum’da, üç ay içerisinde tam 50 bin Müslüman Türk, Ermeni Taşnak çeteleri tarafından katlediliyor. Erzurum, işte bu yüzden şehitler otağıdır. Dadaşlar işte bu yüzdendir ki, şühedanın torunlarıdır. Erzurum’a ‘Mübarek Belde’ deyişimiz de, bu beldeyi başımıza taç edişimiz de, işte bundan dolayıdır.” dedi.
Tarihi gerçeklere sırtını dönen bir takım ülke ve bazı çevrelerin son zamanlarda Sözde Soykırım iftirasını yeniden gündeme getirme çabası içerisinde olduğunu kaydeden Başkan Küçükler, şöyle konuştu:
“Bilimsel ve tarihsel hiçbir dayanağı bulunmadığı gibi, yalan ve dolandan ibaret olan bu söylemlerin hamiliğini yapanlara ve tarihe bu yolla kara leke çalmaya çalışanlara, Erzurum’dan sesleniyor ve diyorum ki: Bu mübarek beldeye iyi bakınız! Bu beldenin her karış toprağı, Ermeni çetelerince işlenen melun cinayetlerin izlerini taşıyor. Bembeyaz örtünün altından başını kaldıran her bir kardelen, aslında toprağa düşmüş vatan evlatlarının isimlerini haykırıyor. Kısaca bu topraklara imzamızı kanımızla atmışız biz. Bundan dolayıdır ki, şan da bizimdir, şerefte bizimdir, tarihte bizimdir. Yaptığınız planlara ve kurduğunuz tuzaklara sakın ola güvenmeyesiniz. Zira besleriz toprağımızı; can bizimdir, iman bizimdir, şerbeti şahadet bizimdir. Erzurum; tüm Türkiye’nin ortak genlerinin şifrelerini gösteren etnik, mezhebi, siyasi ve kültürel olarak farklı olana hoşgörü ve saygıyı esas alan ve toplumu bir arada tutan bir çimento olarak yıllarca yaşatmış bir ruhtur. Erzurum, yine aynı ruhla farklılıkları bu hoşgörü çimentosu ile harmanlamış, tarihten, kültürden ve evrensel değerlerden ilham alarak yeniden şekillendirmiş zengin bir geçmiş birikimi ile ortak milli iradenin ve milli hakimiyet inancının sembolüdür. Yurduna, ocağına ve devletine bağlı, onu çok seven Erzurumlular olarak, her yıl kurtuluş gününde Erzurum’u yaşama, Erzurumluyu yaşatma arzusu gönlümüzde yenilmez bir kuvvet olarak yeniden doğar ve çağlayarak devam eder. Milli, manevi, ahlaki ve sosyal varlığımızın değerlerini sadece 12 Mart günlerinde değil, her zaman hatırlayarak ekonomik kalkınmamızı temin etmek suretiyle muasır medeniyetler seviyesine çıkarmalıyız. Dün esarete karşı nasıl el ele ve gönül gönüle olunmuş ise, bugün de Erzurum’un kalkınması, halkımızın huzur ve mutluluğu için gayret göstermeliyiz. Tarihi mirasa ve ülkenin yüksek menfaatlerine halel getirmeden, her meselenin üzerine kararlılıkla gitmek, her soruna iyi niyetle çözüm bulmak zorundayız. Halkımızdan alacağımız güçle, bunu başaracağız.”
Erzurum’un tarihi kalesi önünden nice milletlerin gelip geçtiğini ifade eden Başkan Küçükler, “Uğrunda binlerce şehit verilmiş, ele geçirilmesi adeta ilahi bir buyrukmuş gibi, çok çetin mücadeleler sergilenmiştir. Bunun için ecdadımıza saygı yolunda da çok şey yapacağız. Mimarisindeki asaleti, stillerindeki zarafeti asırların gölgelemeye yetmediği Saltuklu ve Selçuklu eserleri bugün bile Türk zevkinin birer sembolü ve birer tarihi belgesi olarak dimdik ayakta durmaktadır. Her birimizi birer kara sevdalı gibi Erzurum’a bağlayan ecdat mirası olarak her an karşımızda duran camiler, çeşmeler, kervansaraylar ve nihayet Oğuz soyunun aydınlığını günümüze taşıyan Çifte Minareli Medrese ile Yakutiye Medresesi’ni ilham kaynağımız olarak görüyoruz. Serhat şehrindeki bu eserleri, şahadete erişen ve gazilik mertebesine ulaşanların içimizde yaşayan ve kulağımızda çınlayan vasiyet ve nasihatleri olarak algılıyoruz. İşte bu duygu ve düşüncelerle; Bundan 94 yıl önce Erzurum’un Türk beldesi olma mücadelesini veren ve bize bu vatanı emanet eden başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, silah arkadaşları ve tüm şehitlerimizi rahmetle ve minnetle anıyor, kahraman ordumuza şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu. Program daha sonra halk oyunları gösterisi ve öğrencilerin okudukları şiirlerle sona erdi. Erzurum Lisesi Konferans salonunda düzenlenen programın ardından katılımcılar Kars Kapı Şehitliği’ne gitti. Burada şehitlikler ziyaret edilerek karanfil konuldu. Şehitlikteki müzeyi gezen Erzurum Valisi Sebahattin Öztürk ve Belediye Başkanı Ahmet Küçükler, anı defterine düşüncelerini yazdı.
Bunlar da ilginizi çekebilir