Bu kulübün bir divan üyesi olarak biliyorum ki Galatasaray başarılı olmak için her şeyi yapmak, her yola basılmak değildir. Galatasaray, Ali Sami Yen’dir, Galatasaray Metin Oktay’dır” ifadelerini kullandı.
“SAYIN AYSAL’IN SÖYLEDİĞİ GİBİ AÇIK BİR İLETİŞİM PROBLEMİ YAŞADIK”
Sayın Aysal’ın söylediği gibi açık bir iletişim problemi yaşadıklarını vurgulayan Terim, "Bunu kabul ediyorum. Hiçbir zaman da reddetmedim. Ancak ben derdimi başkanla birer bir konuşmayı istedim. Kapısından çıktıktan sonra olayları sosyal medyadan öğrenmek istemedim. Velev ki biz dostuz. Velev ki aramızda iletişim problemleri var. Hepimiz biliyoruz ki hayatta problem olmayan ilişki yoktu. Biz bütün bunlara rağmen yine karşılıklı oturur, konuşurduk, ayrılırdık. Ben de Başarlar diler eşyalarımı toplar çıkardım” dedi.
Terim, "Antrenmanı bitirip, teri soğumadan odasına giden hocasına işine son verildiğini basın aracılığıyla bildiren, televizyon kanalından hayal mahsulü bir anlaşmanın haberini veren, evime bildirimde bulunmak için noter gönderen bir anlayış, benim 40 yıldır hatta daha öncesi Galatasaray’da gördüğüm bir uygulama değildir. Bu, hayatım boyunca rastladığım bir şey değildir, Galatasaray Kulübü bu değildir” diye konuştu.
"HAKKIMI BAZILARINA HELAL ETMİYORUM”
Terim, “Her zor durumda bana ihtiyaç duyulan ve çağrıldığım her anda koşulsuz sorgusuz elimi ve gövdemi taşın altına sokmaktan geri kalmadığım Galatasaray’da bana yaşatılanlardan dolayı hakkımı bazılarına helal etmiyorum” dedi.
“KARİYERİM BENİ BAĞLIYOR”
Basın mensuplarının "Türkiye Futbol Federasyonu ile Mayıs ayında sözleşme imzalayacak mısınız?" sorusuna Terim,"Mayıs ayına kadar ücretsiz ve Türk futbolcunun yeniden şekillenmesi için tasarım yapmak adına söz verdim. Henüz bu sözümün haricinde bir şey yapmadım. Ne demişsen o var.
Zaten bundan sonraki kariyerim beni bağlıyor. Henüz yaşananların etkisi geçmeden başka bir şey yapmam söz konusu olabilir mi” dedi.
Zaten bundan sonraki kariyerim beni bağlıyor. Henüz yaşananların etkisi geçmeden başka bir şey yapmam söz konusu olabilir mi” dedi.
"12 Nisan’da TFF ile görüşüp anlaştığınız doğru mu?" sorusuna ise tecrübeli teknik adam, "Böyle bir şey doğru değil. İddia edenler gündeme getirenler ispat etmek zorundadır.
Öyle boşa konuşmak yok. Bir şey hatırlatayım, ben görevimin başındayken görüşülen, teklif yapılan hocaları neden sorgulamıyorsunuz? Antalyaspor maçı öncesi aldığım telefondaki sesten daha önceki aylarda kulağıma gelen isimlerden ah onların bir dili olsa da konuşsa hem de Türkçe konuşsalar keşke yine Antalya maçında ve Beşiktaş devre arasında dördüncü yıldızı takmadan gitmeyeceğimi ifade ettim. 12 Nisan ile hiç uymuyor.
Başka bir tarafa dalalım burası çok dolu değil. Benim dediklerimi sorgulasanız daha iyi olur” diye konuştu.
Öyle boşa konuşmak yok. Bir şey hatırlatayım, ben görevimin başındayken görüşülen, teklif yapılan hocaları neden sorgulamıyorsunuz? Antalyaspor maçı öncesi aldığım telefondaki sesten daha önceki aylarda kulağıma gelen isimlerden ah onların bir dili olsa da konuşsa hem de Türkçe konuşsalar keşke yine Antalya maçında ve Beşiktaş devre arasında dördüncü yıldızı takmadan gitmeyeceğimi ifade ettim. 12 Nisan ile hiç uymuyor.
Başka bir tarafa dalalım burası çok dolu değil. Benim dediklerimi sorgulasanız daha iyi olur” diye konuştu.
Türkiye Futbol Federasyonu ile anlaşmasını ise Fatih Terim, şöyle anlattı:
"Bu süreç benim hayatımda usül ve etik olarak her şeye uygun. Çok dikkat ettiğim ve Galatasaray'ın zarar görmemesi adına her şeyi gözettim. Tüm dengeleri gözeterek hassas davrandım. Her adımda tüm açıklığıyla Galatasaray’da bulunduğum görev ve sorumluluklara zarar vermemesi adına çok uğraştım.
Demriören’e kahvaltıda 'Sayın Aysal’dan izin almadan gelmem' dedim. Aysal’a telefon açtı ve ben ondan sonra gittim. Bu sayın Aysal ile Demirören’in birinci telefonudur. Kahvaltıda sadece Yıldırım Demirören yoktu. TFF’den birkaç arkadaşımız da vardı. Tam kahvaltıda teklif kısmında ‘benimle teklifi paylaşmadan sayın Aysal’dan teklif için de izin alın’ dedi. O da salonun öbür ucuna geçerek Aysal ile konuştu. ‘Hocam Sayın Aysal izin vermiştir’ dedi.
Bu Aysal ile Demirören arasında ikinci tekliftir. Bana verdiğiniz teklifi Aysal’a sunacağım diyerek ayrıldık. Ben başkana para almayacağımı söyledim. Kurallar gereği TFF’nin para vermek zorunda olduğu söylendi.
Ben de bu paranın bir hayır kurumuna verilmesini söyledim. Bundan sonra da Aysal ile Demirören arasında üçüncü telefon görüşmesi yapıldı. Her şeyi Aysal’ın izniyle yaptım. 4 maç ve danışmanlık izni vermesi üçüncü telefon konuşmasıdır.”
Demriören’e kahvaltıda 'Sayın Aysal’dan izin almadan gelmem' dedim. Aysal’a telefon açtı ve ben ondan sonra gittim. Bu sayın Aysal ile Demirören’in birinci telefonudur. Kahvaltıda sadece Yıldırım Demirören yoktu. TFF’den birkaç arkadaşımız da vardı. Tam kahvaltıda teklif kısmında ‘benimle teklifi paylaşmadan sayın Aysal’dan teklif için de izin alın’ dedi. O da salonun öbür ucuna geçerek Aysal ile konuştu. ‘Hocam Sayın Aysal izin vermiştir’ dedi.
Bu Aysal ile Demirören arasında ikinci tekliftir. Bana verdiğiniz teklifi Aysal’a sunacağım diyerek ayrıldık. Ben başkana para almayacağımı söyledim. Kurallar gereği TFF’nin para vermek zorunda olduğu söylendi.
Ben de bu paranın bir hayır kurumuna verilmesini söyledim. Bundan sonra da Aysal ile Demirören arasında üçüncü telefon görüşmesi yapıldı. Her şeyi Aysal’ın izniyle yaptım. 4 maç ve danışmanlık izni vermesi üçüncü telefon konuşmasıdır.”
“KOSKOCA GALATASARAY KULÜBÜ BİR KAĞIDIN PEŞİNE DÜŞTÜ”
A Milli Takım Teknik Direktörü Fatih Terim, toplantıdaki konuşmasında, "Teklifin geldiği ilk andan itibaren tek adım atmamışken, işin özü değil de süsü mü rahatsızlık verdi.
Çünkü süsü imzaydı o işin değil, süsü rahatsızlık vermiş. Demirören imza atılırken kağıdı gösterdi. Galatasaray kulübü kendi hocasına güvenmek yerine o kağıdın peşine düştü.
Söylenildiği gibi bana yapılan bu teklif ve yaşananlar eğer Galatasaray’a bir komplo ise, bu komplonun kolaylaştırıcısı ve ekmeğine yağ süreni ne yazık ki çok uzakta değil ama den değilim sanırım açıklık geldi” dedi.
Çünkü süsü imzaydı o işin değil, süsü rahatsızlık vermiş. Demirören imza atılırken kağıdı gösterdi. Galatasaray kulübü kendi hocasına güvenmek yerine o kağıdın peşine düştü.
Söylenildiği gibi bana yapılan bu teklif ve yaşananlar eğer Galatasaray’a bir komplo ise, bu komplonun kolaylaştırıcısı ve ekmeğine yağ süreni ne yazık ki çok uzakta değil ama den değilim sanırım açıklık geldi” dedi.
Basın mensuplarının "Milli takımı teklifi TFF’den daha yüksek bir merciden mi aldınız?" sorusuna ise tecrübeli teknik adam, “Ben açayım. Milli takım için Başbakan’la mı görüştünüz? Diyorsunuz. Sayın Başbakan’la Türk futboluyla ilgili görüşmelerimiz oluyor.
Kendisinin gönlünden geçenin de Türk futbolunun gelişmesi adına taşın altına elimizi sokmamızı istediğini biliyorum ve bundan gurur duyuyorum. Sandığınız senaryolardan daha farklı bir şey olsa söylerdi” şeklinde cevap verdi.
Kendisinin gönlünden geçenin de Türk futbolunun gelişmesi adına taşın altına elimizi sokmamızı istediğini biliyorum ve bundan gurur duyuyorum. Sandığınız senaryolardan daha farklı bir şey olsa söylerdi” şeklinde cevap verdi.
"NE ZAMAN MİLLİ TAKIM İÇİN O SÜS İMZAYI ATTIK, BİRDENBİRE OLAYLAR BAŞKA BİR HAL ALDI"
Terim, Galatasaray'ın 3 Eylül'de yaptığı uzatma teklifiyle ilgili olarak ise, "Olağanüstü kongre kararı aldı Sayın başkan ve bir değişikliğe gideceğini benimle çalışmak istediğini söyledi. Sayın Aysal bunu her zaman ifade etti. Biz de peki o halde genel kurul sonrası hallederiz diye sözleştik, hepiniz de yazdınız.
Hatırladığım kadarıyla genel kurul geçti, bu ara biz sezon başına gittik o geçti, Emirates geçti, Kayseri'ye gidip Süper Kupa'yı aldık o geçti, derken lig başladı. Bu zaman zarfında tek rahatsızlık yok, mukavelemin bir kez bile gündeme geldiği yok. Hiç kimsede de rahatsızlık yok.
Ne zaman milli takım için o süs imzayı attık, birdenbire olaylar başka bir hal almaya başladı. Bir de milli takımdaki taktik kampına çıktığımız ilk zaman müthiş bir panik oldu. Bir arkadaş geldi, 'Hayırlısı olsun iki sene uzatma kararı almışsınız' dedi. Ben bunu Galatasaray'ın resmi internet sitesinden öğreniyorum. Kimse beni bilgilendirmiyor, resmi site imzaladı diye yazdı sonradan değiştirildi. Bunlar tesadüf sanıyor.
Bu haberler olduktan sonra hakikaten şaşırdım. O ana kadar hiçbir şey yok. 10 gün geçti. 3-13 arası bana getirilen bir sözleşme var mı? Bana getirilen bir öneri var mı? Bu konuyla ilgili bilgi var mı? Olmayan şeyleri olmuş gibi göstermeyi becerenler, böyle bir konuda destan yazmazlar mıydı? Onun için zaten buna gerek yoktu esasında.
Başkanla karşılıklı bir söz vardı ortada, zaten yeterdi o. Sizce sebebi nedir? Bence sebep camia ve taraftar baskısıydı. Benim durumumda olsanız ne hissedersiniz, empati yapın” açıklamasında bulundu.
Hatırladığım kadarıyla genel kurul geçti, bu ara biz sezon başına gittik o geçti, Emirates geçti, Kayseri'ye gidip Süper Kupa'yı aldık o geçti, derken lig başladı. Bu zaman zarfında tek rahatsızlık yok, mukavelemin bir kez bile gündeme geldiği yok. Hiç kimsede de rahatsızlık yok.
Ne zaman milli takım için o süs imzayı attık, birdenbire olaylar başka bir hal almaya başladı. Bir de milli takımdaki taktik kampına çıktığımız ilk zaman müthiş bir panik oldu. Bir arkadaş geldi, 'Hayırlısı olsun iki sene uzatma kararı almışsınız' dedi. Ben bunu Galatasaray'ın resmi internet sitesinden öğreniyorum. Kimse beni bilgilendirmiyor, resmi site imzaladı diye yazdı sonradan değiştirildi. Bunlar tesadüf sanıyor.
Bu haberler olduktan sonra hakikaten şaşırdım. O ana kadar hiçbir şey yok. 10 gün geçti. 3-13 arası bana getirilen bir sözleşme var mı? Bana getirilen bir öneri var mı? Bu konuyla ilgili bilgi var mı? Olmayan şeyleri olmuş gibi göstermeyi becerenler, böyle bir konuda destan yazmazlar mıydı? Onun için zaten buna gerek yoktu esasında.
Başkanla karşılıklı bir söz vardı ortada, zaten yeterdi o. Sizce sebebi nedir? Bence sebep camia ve taraftar baskısıydı. Benim durumumda olsanız ne hissedersiniz, empati yapın” açıklamasında bulundu.
Profesyonel olduklarına dikkat çeken Terim, “Metin Oktayız, Ali Sami Yen ruhuyuz. Çok samimi söylüyorum rahmetliler bile bunları yaşasa isyan ederdi, emin olun. Pek çok kişinin bana katılmadığı olabilir, buna rağmen ben kimseye zarar vermek istemedim. 4. yıldızı takmadan gitmem diye ısrar ettim. beni başkanla karşı karşıya getirmeyin, ben imzayı 1974'te attım üzerinde ne vardı; bakmadım” dedi.
Göreve geldiğinde Dürüst, Aysal ve kendisinin 3 senelik mukavele imzaladıklarını hatırlatan Terim, “Ve nasıl geldiğimi biliyorsunuz. lütfen Galatasaray'ı yerde bırakamazsın dendiği bir ortamda. Boşa attık geldik. 24 saat geçmeden evime gönderilen yönetici hoş geldin derken, görev bölümü yapmaya, hasarı tespit etmeye çalışıyoruz. Yönetici, üzülerek sıkılarak sözleşmeyi başkanın 'her yıl başarılı olmak şartıyla birer seneliğe' döndürmek istediğini söyledi. Haysiyeti kırılan biri varsa benim. Benim nasıl tepki verdiğimi söylemeyeceğim. Birinci günden haysiyeti kırılan biri varsa benim. Bir gün bile çıkıp tek kelime söylemedim. Sözleşme problemi, 1. günden başlamış. Konuşmamam tek sebebi; Galatasaray etiğine, Galatasaray değerlerine bağlılığımdan” ifade etti.
"GÖNDERİLME GEREKÇEMİN NET ANLAŞILDIĞINI DAHA SANMIYORUM"
Basın mensuplarının "Lütfi Arıboğan'ın bir gün önce sizi aradığı ve görevinize son verileceğini söylendiği doğru mu?" sorusuna ise Terim, “Benim hatırladığım kadarıyla yönetim kurulu toplandı karar alındı. Bu doğruysa demek ki yönetim kurulu kararı ile değil bir kişinin isteğiyle yolladılar. Umarım öyle değildir. Öyleyse ben şahsen o yönetim kurulunda olmak istemezdim. Tabi bu açıklama yapıldıysa. Başkan aradı ulaşamadı, konsantrasyon kaybı vardı yoktu. Mesele bu değil. İstenmeyen bir durum vardı, mesele kılıf bulunmaya çalışılıyordu şartlar o zaman oldu” şeklinde cevap verdi.
Basın mensuplarının "Telefonlara çıkmadığımız, mesajlara dönmediğimiz, Galatasaray değerlerine aykırı olduğu için kararın alındığı söyleniyor" sorusuna ise Terim, “Konsantrasyon eksiliği olduğunu söylendi. Gönderilme gerekçemin net anlaşıldığını daha sanmıyorum. Sebebin ne olduğunda da hemfikir olunduğunu düşünmüyorum. Alınmak istenen bir karar vardı. Nedenler sıralanıyor. Kimse benimle çalışmak zorunda değil ama sebep yaratmaya çalışmak, hak etmediğim iddiaları servis etmek yakışmıyor. Dahası asıl bunlar haysiyet kırıcı. SMS kayıtlarının gazeteciye servis edilmesi haysiyet kırıcı. 6-1 yenildiğiniz maç sonrası çıkacağınız Beşiktaş maçı için prim pazarlığı yapmak haysiyet kırıcı. Alnının akıyla 2 yıl şampiyon olmuş, başarılar yaşatmış hocanızı değerlerinden vurmak yanlış, haysiyet kırıcı. Ne yapalım; telefon kayıtlarını mı açalım biz de? Son SMS’s ne zaman onu söyleyeyim öyle mi? Bu benim tarzım değil. Yakışır mı bize? Galatasaraylığa da yakışmaz. Önemsediğim başka konu var. Konsantrasyon kaybı bahane ediliyor. Başka bir şey söyleye zoruma gitmezdi. Aşk olsun hatta yazıklar olsun. Namağlup takım bıraktım. Derbiyi kazanmış dışarıda. 3 tane önemli deplasmanları da atlatmış bıraktım ben. Yani ilk maçlarda alınan skorlar üzerinden mi beni yargılayacak veya değerlendireceksiniz? Benim emeğimi böyle sorgulayacaksın. Başarı varsa varsın, başarı yoksa yoksun. Ne diyeyim yazık, hakikaten yazık. O zaman Şampiyonlar Ligi'ni hatırlayalım geçen sene. 3 maçta 1 puan, 6 maçta 10 puan” dedi.
"GALATASARAY'IN MENFAATLERİNİ PEK ÇOK PROFESYONELDEN DAHA FAZLA ÖNEMSEYEN BİRİYİM"
Basın mensuplarının takımın başında olduğu sürede başarılı teknik adamım istediği transferlerle ilgili bir sıkıntı çıkmadığını hatırlatması üzerine Terim, "Ben ekonomist değilim ama gelir gider dengesini bilen ve Galatasaray'ın menfaatlerini pek çok profesyonelden daha fazla önemseyen biriyim. Transfere ihtiyaçlar, vereceği fayda, maliyet açısından baktım. Takım içi denge, oyun sistemine nasıl uyacağı gibi birçok unsur var. İsim isim vermek doğru değil içinize siner sinmez, hep beraber Galatasaray'a faydalı olsun diye transferleri yaptık” diye konuştu.
"30 SANİYE FATİH TERİM OLUN"
Terim, Lütfi Arıboğan ile aralarında geçen prim konusunu ise şöyle anlattı:
"Başkan 'Antalya'ya gideceğim, isterse havalimanına giderken isterse uğrarım' demiş. Başkan Antalya'ya gitsin, ben gerekirse kendisini ararım dedim. Prim mevzusunu isterse sonra konuşalım. Ya Lütfi yarın Beşiktaş maçı var, bir maç kaybetmişiz. Bu maç sonrası para için değil onur ve haysiyetleri için oynamalı. Sonra isteriz, istemesek de gereken yapılır dedim. Maçtan bir gün önce moral yemeği esnasında başkan bana ulaşamıyor. Yardımcılarıma da ulaşamıyor ki bir futbolcuyu arıyor, kaptan olmayan. Prim pazarlığı yapıyorlar ve benim haberim yok. Maç günü yaşadıklarımızı biliyorsunuz. Galatasaray'da siz hatırlıyor musunuz maç sonrası böyle bir deklare. Oyuncular tebrik ediliyor emeği geçen kimse tebrik edilmiyor. Biz de orada koridorda 80 bin kişinin içinde canımızı düşünüyoruz. Bu sırada haber geliyor Galatasaray Başkanı böyle bir deklare yayınladı. Olun ya, 30 saniye Fatih Terim olun. Galatasaray'ın tarihinde de bu Türk deklarasyonlar tekdir. Oyuncularımıza, yöneticilerimize, teknik heyetimize ve emeği geçenlere teşekkür ediyoruz denir. Ertesi gün öğreniyorum prim meselesini. Soruyorum; kurumsallık bu mudur.”
"TÜRK FUTBOLU VE ÜLKE BAŞARISI İÇİN HERKES BİR ARAYA GELEBİLİR"
Terim, Galatasaray’a tekrar dönüp dönmeyeceği ile ilgili sorulan bir soruya ise, "Hayat bu, neden olmasın” diye cevap verdi.
Bir basın mensubun "5 ay önce tanımıyorum, güvenmiyorum dediğiniz TFF’yle 5 ay sonra çalışmanızı sağlayan en büyük etken neydi?" sorusuna ise tecrübeli teknik adam, “İsimler yazıyor, en çok bu isimler beni tanır sanıyordum ama artık kimi tanıyıp tanımadığımızı bu süreçte bakmamız lazımmış. Sistem ve kurallarla karşı görüşüm belli, hiç değişmedi. Milli takım için taşın altına elini sokmaktan bahsediyoruz Türk futbolu ve ülke başarısı için herkes bir araya gelebilir, gelmelidir de. Kimsenin derdinin milli takımı çalıştırmamla olduğunu sanmıyorum. Eğer böyle bir derdi olan varsa ülke adına, ülke geleceği adına da çok üzülürüm. Durum bundan ibarettir, aynı şeyleri savunuyorum. Yabancı sınırlamasında da o platformda konuşup, görüşümü ileteceğim. Bunun için geldik zaten” şeklinde cevap verdi.
"BENİM SNEIJDER’LE ŞAHSİ NE PROBLEMİM OLABİLİR Kİ"
Terim, yıldız oyuncu Sneijder’le aralarında bir problem olmadığını ifade ederek, "Benim şahsi ne problemim olabilir ki hele ki 18 ve 35 yaş arası profilden bahsederken ne sorunum olabilir? Sneijder özelinde değil, biz takım için denge, maliyet, form, karakter bir çok şeyi izliyoruz transfer için. Gerekirse listeden bir değil 13 defa da dönüş yaparız. Birkaç isim de söyleyelim isterseniz? Verirken 5 kişi veriyoruz, zaman zaman 4.’sü zaman zaman 1’si alınıyor, zaman zaman da listede olmayan biri işimize gelirse alınır. Ama son saniyeye kadar kulübe ekonomik olarak katkısı hangisi çok olacak diye ince eler sık dokuruz. Esasında bu listede vardı yoktu meselesi değil, basına da Sniejder’in yüzüne de ne düşündüğümü söyledim. ‘Ben hocaya sordum olur’ sonra. Bu ihtiyaçlar ve geri dönüş meselesidir, bu çok önemlidir. Sneijder’le hiçbir sorunum olmadı. Zaman zaman her oyuncuyla olur. Oyuncularımıza bir sıkıntı olunca burada olduğumuzu söyledik sadece, o da oyuncularımdan birisi” diye konuştu.
"GALATASARAY TARAFTARINA BENİM İÇİN YAPTIKLARI İÇİN SONSUZ TEŞEKKÜR EDERİM
"Milli takım teknik direktörü olarak Fenerbahçe-Galatasaray maçına gidecek misiniz?" sorusuna ise Terim, "Statta izleme ihtiyacı duyarsam giderim" diye konuştu.
A Milli Takım Teknik Direktörü Fatih Terim, sözlerine şöyle tamamladı:
“Geldiğiniz için çok teşekkür ederim. Pek çok konuya yanıt verdim. Herkese katılım için teşekkür ederim. Son sözüm; beni ben yapan Fatih Terim’i imparator diye bağrına basan, iyi günümüzde de kötü günümüzde de daima yanımızda olan muhteşem Galatasaray taraftarına. Ne sizden ne de Galatasaray’dan ayrılmadım. Ben ne sizi ne Galatasaray’ı bırakmadım, bırakmam. Şimdi elimi kalbime koyuyorum, Galatasaray taraftarına benim için yaptıkları için sonsuz teşekkür ederim. 40 yıl içinde hakkım varsa Galatasaray’a Galatasaray taraftarına helal ediyorum. Siz de hakkınız bana helal edin, teşekkür ediyorum, iyi günler diliyorum.”