Duruşmada söz alan şikayetçilerin avukatı Ayfer Bayar, “Fiillerin ve sözlerin kamu düzenini ve barışını bozmaya elverişli olması yeterlidir. Kişilerin ünlü olması suç işleme dokunulmazlığını gerektirmez. Türk hukuk sistemi buna da izin vermemektedir. Sokaktaki insanlar aynı sözleri kullansa hakaret kabul edilir ve ceza verilir. Sanığın sözleri incelendiğinde kaba küfür, hakaret içermektedir” ifadelerini kullandı.
Avukat Gülcan Karakaş da, “Sanığın neye inandığı veya inanmadığı bizi ilgilendirmemektedir. AİHM içtihatlarına göre ifade özgürlüğünün suç sayılabilmesi için şiddet içermesi aranmaktadır. Ancak dini değerlere yönelik ifadelerde ise eylemin şiddet içermesi aranmayıp o değere inanan insanların aşağılanması ve incinmesi yeterli görülmektedir. 3 büyük dinin kutsal değerlerinin alenen aşağılandığı kanaatindeyiz” dedi.
Şikayetçi Ali Emre Bukağılı ise, “Görsel medyadan da öğrendiğimize göre sanığın otizm hastası olduğu şüpheleri vardır. Bu hususun araştırılmasını talep ediyorum. Dilekçeyle de eklerini sunduk. Cezai yükümlüğü var mı, yok mu? Cezalandırılmasını istiyorsak da vicdansız değilim” şeklinde konuştu.
Duruşmada söz alan Fazıl Say’ın avukatı Meltem Akyol ise müvekkilinin otizm hastası olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediğini, bu duruma ilişkin cezai ve hukuki haklarını saklı tuttuklarını belirtti. Akyol, “Müvekkilimin otizm hastası olduğunu söyleyen profesör gelip Say’ı inceleme mi yapmış? Burada her gazete haberini tartışırsak. Ayrıca müvekkilimin hiçbir ifadesinde aşağılama gibi bir durum yoktur. Twitter hesabında Ömer Hayyam’ın dizelerini aynen paylaşmıştır. O yazılar müvekkilimin yarattığı bir şey değildir” dedi.
Mahkeme, Say’ın otizm hastası olduğu gerekçesiyle cezai ehliyeti olup olmadığının tespiti yönündeki talebin reddine karar vererek, duruşmayı erteledi.