Bunu bütün vatandaşlarımın bilmesini isterim. Eğer size dokunan bir devlet istiyorsanız, size hizmet eden bir devlet istiyorsanız, elinde sopa olmayan bir devlet istiyorsanız, sizin yaşam tarzınıza, inancınıza, kimliğinize saygı gösteren bir devlet istiyorsanız bizi iktidar yapın. Türkiye’de yeni bir başlangıç yapalım. Eskileri bir tarafa bırakalım. Eski kavgaları da bir tarafa bırakalım. Yeni, düzgün, adam gibi bir başlangıç yapalım.
Ben bu başlangıcı yapmaya hazırım. Benim siyasi geçmişimde bellidir, bürokratik geçmişimde bellidir. Ben siyaseti hiçbir zaman zenginleşme aracı olarak görmedim. Siyaseti halka adanmışlık aracı olarak gördüm. Kendimizi topluma adıyoruz, halka adıyoruz. Bu ülkede çocuklar mutlu olsun, aileler mutlu olsun, huzur olsun, Türkiye büyüsün, gelişsin. Türkiye uygar ülkelerin içindeki onurlu yerini alabilsin. Hedefimiz budur” ifadelerini kullandı.
“VATANDAŞIN TERCİHİ ÖYLEYSE KOALİSYONDA OLUR, BEN VATANDAŞIN TERCİHİNE SAYGILIYIM”
Demokrasiye inanan bir parti olduklarını da ifade eden Kılıçdaroğlu, “Koalisyonlar her ülkede olabilir. Koalisyonu yaratan nedir? Vatandaşın verdiği tercihtir, oydur. Şimdi vatandaşı korkutarak oy almak gibi bir ucuz politika Türkiye’de üretilmemelidir. Yazık günahtır. Ülkeye yazık günahtır. Koalisyon olabilir mi? Olabilir. Vatandaşın tercihi öyleyse koalisyonda olur. Ben vatandaşın tercihine saygılıyım. Koalisyon iflastır. Zaten kimse kusura bakmasın ama 13. yılın sonunda geldiğimiz noktada odur. Ben söylemiyorum bunu kendisi söylüyor. Sayın Cumhurbaşkanı söylüyor. Kriz var diyor ekonomide. Tek başına iktidar yok muydu? Tek başına iktidar vardı.
Birisi iyi bir şey yaptığı zaman aman iyi bir şey yapma diye elinden tutan var mı? Elinden tutan yoktu. Başbakan adayı? Sen kendi elinle getirdin kurultaydan önce bu benim Başbakanımdır dedin. Kimi suçluyorsunuz o zaman? Dönüp halka şantaj yapıyorsunuz aman ha sakın başka bir yere verme. Verirsen iflas olur, batar ülke. Hiçbir şey olmaz. Türkiye Cumhuriyeti büyük bir ülkedir. Türkiye Cumhuriyeti güçlü bir ülkedir.
Sayın Cumhurbaşkanının da sıcak siyasetin dışında olması lazım. Namusu ve şerefi üzerine yemin etti. Namus ve şeref kavramları bizim toplumumuzda çok önemli kavramlardır. Bunların içini siyaseten boşaltırsanız topluma en büyük kötülüğü yapmış olursunuz. Bir insan namusu ve şerefi üzerine söz verdiği andan itibaren ölümüne o sözlerin arkasında durur. Gidin Hakkari’de de bu böyledir, gidin Edirne’de de böyledir. Gidin Rize’de de böyledir, gidin Muğla’da da böyledir. Gidin Çankırı’da da böyledir, gidin Yozgat’ta da böyledir. Namus ve şeref kavramları bizim için çok önemlidir” diye konuştu.
Birisi iyi bir şey yaptığı zaman aman iyi bir şey yapma diye elinden tutan var mı? Elinden tutan yoktu. Başbakan adayı? Sen kendi elinle getirdin kurultaydan önce bu benim Başbakanımdır dedin. Kimi suçluyorsunuz o zaman? Dönüp halka şantaj yapıyorsunuz aman ha sakın başka bir yere verme. Verirsen iflas olur, batar ülke. Hiçbir şey olmaz. Türkiye Cumhuriyeti büyük bir ülkedir. Türkiye Cumhuriyeti güçlü bir ülkedir.
Sayın Cumhurbaşkanının da sıcak siyasetin dışında olması lazım. Namusu ve şerefi üzerine yemin etti. Namus ve şeref kavramları bizim toplumumuzda çok önemli kavramlardır. Bunların içini siyaseten boşaltırsanız topluma en büyük kötülüğü yapmış olursunuz. Bir insan namusu ve şerefi üzerine söz verdiği andan itibaren ölümüne o sözlerin arkasında durur. Gidin Hakkari’de de bu böyledir, gidin Edirne’de de böyledir. Gidin Rize’de de böyledir, gidin Muğla’da da böyledir. Gidin Çankırı’da da böyledir, gidin Yozgat’ta da böyledir. Namus ve şeref kavramları bizim için çok önemlidir” diye konuştu.
“BÖYLE BİR KOALİSYONUN GERÇEKLEŞEBİLECEĞİNE İNANMIYORUM”
“Önümüzde 3 tane parti var HDP, MHP, AKP. Bunların 3’yle de koalisyon yapar mısınız tablo bunu gerektirirse?” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“AB büyükelçileriyle yediğim yemekte yaptığım konuşma kamuoyuna çok farklı şekilde yansıdı. Orada koalisyonlardan söz edildi, bir koalisyon olasılığı olursa bu konuda neler düşünebileceğimiz ifade edildi bende düşüncelerimi açıklıkla ifade ettim. Koalisyonlarında demokrasinin bir gereği olduğunu, halk eğer böyle bir tercih, böyle bir tabloyu ortaya çıkarırsa bu tabloya saygı göstermemiz gerektiğini ifade ettim. Almanya’da işte Merkel’le sosyal demokrat partinin de koalisyon kurduklarını, ama koalisyonunda kendi içinde koşullarının olduğunu, yani siyasi partiler koalisyon yaparlarsa otururlar bir masanın etrafında farklı bir hükümet programıyla yollarına devam ederler.
Mesela sosyal demokrat Almanya’daki SPD yani sosyal demokrat parti ikinci yurttaşlık verilebilirse ve bu yasaklanmazsa koalisyonun şartı olarak getirdi ve Merkel’de bunu kabul etti. Dolayısıyla en büyük yararı burada kim gördü? Türkler gördü. Hem Alman vatandaşı, hem Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olabilecek. Biz halkın iradesine saygılıyız hiçbir tereddüdümüz yok burada. Halk nasıl bir siyasal tablo meclise çıkarırsa biz o siyasal tablonun gereklerini yerine getirmek zorundayız.”
Mesela sosyal demokrat Almanya’daki SPD yani sosyal demokrat parti ikinci yurttaşlık verilebilirse ve bu yasaklanmazsa koalisyonun şartı olarak getirdi ve Merkel’de bunu kabul etti. Dolayısıyla en büyük yararı burada kim gördü? Türkler gördü. Hem Alman vatandaşı, hem Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olabilecek. Biz halkın iradesine saygılıyız hiçbir tereddüdümüz yok burada. Halk nasıl bir siyasal tablo meclise çıkarırsa biz o siyasal tablonun gereklerini yerine getirmek zorundayız.”
“CHP, MHP, HDP koalisyonu sizin için bir koalisyon markası mıdır? Yani böyle bir ittifaka yakın mısınız?” sorusuna Kılıçdaroğlu, “Böyle bir koalisyonun gerçekleşebileceğine inanmıyorum” yanıtını verdi.
HDP ve MHP ikilisinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, “Gerçekçi olmamız lazım. Böyle bir koalisyon olur mu olmaz mı yani tabi ben iki sayın lider adına konuşmak doğru değil. Benim açımdan doğru değil. Ama bugüne kadar ortaya çıkan tablonun böyle bir koalisyona izin veremeyebileceğini ifade ediyorum” değerlendirmesinde bulundu.
“BUGÜNDEN KOALİSYON TARTIŞMASI YAPMANIN ÇOK DOĞRU OLDUĞUNA İNANMIYORUM”
“Bugünden koalisyon tartışması yapmanın çok doğru olduğuna inanmıyorum” diyen Kılıçdaroğlu, “Yani doğmamış çocuğa don biçmek gibi bir şey bu. Biz önce bir halka gidelim, halka bir anlatalım, onların dertlerini bir dinleyelim. Ben Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına bir seçim bildirgesiyle bir Türkiye vizyonu, gelecek vizyonu. İki, mevcut koşulların iyileştirilmesi ve bunların nasıl iyileştirileceğine ilişkin bir seçim bildirgesi sundum. Kabul göreceğine inanıyorum.
Bizim bunu çok daha iyi anlatmamız lazım. Kahvede, sokakta, kırda, caddede, lokantada, evde, her yerde anlatmamız lazım. Fabrikada, her yerde anlatmamız lazım ve bizim sunduğumuz seçim bildirgesinin özelliği tek boyutlu bir seçim bildirgesi değil. İş dünyasını da kapsayan, üretimi önceleyen, katma değeri yüksek ürün üretmeyi önceleyen bir program bizimki. Biz bakın teşvik sistemini tepeden tırnağa yeniden değiştireceğimizi söylüyoruz. Efendim bir ildeki fabrikayı söküp bir başka ile götürüyorsunuz böylece teşvik olmuş oluyor.
Çalışan işçi aynı ama devletten çıkan sadece fazla para. O kadar. Bunların tamamen önüne geçeceğiz. Hele birde israf var tabi. Devlette olağanüstü bir israf var. Yani o rakamlara şimdi girmek istemiyorum. Yani bir hükümet eleştirisi de yapmak istemiyorum ama bir israfın olduğunu hepimiz şu veya bu şekilde biliyoruz. Devlet liyakat esasına göre eğer yönetilebilirse, ehil kişiler tarafından yönetilebilirse, bürokrasi bu bağlamda ele alınır ve bu bağlamda değerlendirilirse Türkiye’nin aşamayacağı, Türkiye’nin çözemeyeceği hiçbir sorun yoktur” ifadelerini kullandı.
Bizim bunu çok daha iyi anlatmamız lazım. Kahvede, sokakta, kırda, caddede, lokantada, evde, her yerde anlatmamız lazım. Fabrikada, her yerde anlatmamız lazım ve bizim sunduğumuz seçim bildirgesinin özelliği tek boyutlu bir seçim bildirgesi değil. İş dünyasını da kapsayan, üretimi önceleyen, katma değeri yüksek ürün üretmeyi önceleyen bir program bizimki. Biz bakın teşvik sistemini tepeden tırnağa yeniden değiştireceğimizi söylüyoruz. Efendim bir ildeki fabrikayı söküp bir başka ile götürüyorsunuz böylece teşvik olmuş oluyor.
Çalışan işçi aynı ama devletten çıkan sadece fazla para. O kadar. Bunların tamamen önüne geçeceğiz. Hele birde israf var tabi. Devlette olağanüstü bir israf var. Yani o rakamlara şimdi girmek istemiyorum. Yani bir hükümet eleştirisi de yapmak istemiyorum ama bir israfın olduğunu hepimiz şu veya bu şekilde biliyoruz. Devlet liyakat esasına göre eğer yönetilebilirse, ehil kişiler tarafından yönetilebilirse, bürokrasi bu bağlamda ele alınır ve bu bağlamda değerlendirilirse Türkiye’nin aşamayacağı, Türkiye’nin çözemeyeceği hiçbir sorun yoktur” ifadelerini kullandı.