"Soma faciasınınn olduğu saatlerde enerji bakanımızla beraberdik. Hemen bir kriz masası oluşturduk. Kendisi orayı organize ettik. Enerji bakanımıza yaptığı özverili çalışma için teşekkür ediyorum. Allah ondan razı olsun. Sağlık ve çalışma bakanı yardımcılarıma teşekkür ediyorum.
Önümüzde büyük bir facia vardı. Güvenliği sağlamak, madenci kardeşlerimin yakınlarının durumu, madenin durumu, önümüzde bir çok problem vardı. Bunların hepsini aştık. Sağlık Bakanımıza ve ekibine de teşekkür ediyorum.
Kısa bir süre sonra Kızılay da Soma'daki yerini aldı ve gerekli müdahaleyi yaptı. Bizler de ekibimizle beraber oraya gidip hizmetlerimizi sunduk.
Orada sahra hastanesi kurduk. Burada 282 sağlık personeli çalıştı. İlk anlarda Ocak'tan çıkardıklarımızın bir sıkıntısı yoktu. Son 15-20 tanesinde ise yanma vardı.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız psikolojik destek ekibini kurdular. Onlara da teşekkür ediyorum.
Ailelere manevi desteğin yanında da maddi destek de sağladık. Hayatını kaybedenlerin resmi olarak şehit olması için gerekli işlemleri başlattık. Bu konuda yarın bakanlar kurulunda ilk adımımızı atacağız."
KOLTUK SEVDALISI DEĞİLİM
Faruk Çelik, Cumhuriyet Gazetesi'ne yaptığı açıklamada şunları söylemişti:
"Evet belli şeyler var, benim de dikkatimi çeken. Bir kampanya yürütülüyor. ‘Biri kötü, biri iyi’ diye. Siyasi sorumluluk varsa bu oturulup konuşulabilir. Kimin ne kadar sorumlu olduğu konuşulabilir. Maden ocakları benimle ilgili değil. Madenler konusunda bizim bakanlığımızın görevi teftiş ile sınırlı. Ocaklar, ruhsatlar ve işleyiş ise tamamen Enerji Bakanılğı'na abğlı.
Bizim Çalışma Bakanlığı olarak kendi görevlerimizi yapmadığımız şeklinde bir iddia varsa her platformda yaptıklarımızın hesabını vermeye hazırız. Ben o madenlerin denetiminden sorumluyum. Yüzde 1 dahi başarısızlık söz konusuyla o koltukta oturmamız mümkün değil. Koltuk sevdalısı değilim."