Ankara’da yaptıkları tarım kurultayında üreticinin sorunlarını masaya yatırdıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, Türkiye en güzel, en bereketli ülkelerden biri. Her şeyimiz var neden kaybediyoruz? Hollanda Konya’dan küçük ama 100 milyar dolar tarım ihracatı var. Türkiye’nin tarım ihracatı ide 18 milyar lira Hollanda’nın 10’da biri kadar tarım ihracatı yapıyoruz. Neyimiz eksik? Türkiye’nin bir tarım politikası yok. Bunların politikası ’malı götürme’ politikası . Biz, ‘önce halk kazanacak, halka hizmet edeceğiz, halkın cebi para görecek’ diyoruz. Bizim düşüncemizde saraylarda oturmak yoktur. Biz halkın arasında olmak, hal gibi yaşamak istiyoruz. Halka tepeden bakan değil halkın sorunlarını çözen bir iktidar olacağız. O nedenle sizden yetki istiyoruz. Eğer bıktıysanız, ‘alın terinizin karşılığını alamıyoruz, sorun çözen değil sorun yaratan bir iktidar var’ diyorsanız yönümüzü değiştireceğiz. Geleceğe umutla bakacağız. ‘çalıyor ama iş yapıyor’ bu kültürü bırakacağız. Biz de böyle bir kültür yok, bu kültürü alıp çöp sepetine atacağız. O nedenle hepimize görevler düşüyor. Ülkemizi düşüneceğiz. Geleceğimizi, güzel Türkiye’yi düşüneceğiz. Emin olun hepimizin huzur bulabileceği bir Türkiye’yi inşa edebiliriz. Kavgasız, dövüşsüz hepimiz kazanabiliriz. Kooperatifçilikte nasıl hem üretici hem tüketici kazanıyorsa, her alanda kazanabiliriz.Zenginleşmenin yolu üretimden geçiyor. Bir şeyi üretirseniz zengin olursunuz. İtibarlı olursunuz, geleceğe umutla bakabilirsiniz. Bizim ana hedefimiz, herkesin ürettiği, herkesin kazandığı, zenginleşen, onurlu, geleceğe güvenle bakan bir Türkiye” diye konuştu.
Köylüyü kalkındırmak zorundayız
11 yıl önce yolculuğa ‘yerelde kalkınma’ diyerek çıktıklarını hatırlatan İzmir Büyükşehir Başkan Aziz Kocaoğlu, “Çam fıstığı üretiminin merkezindeyiz. Sadece kırsalın kalkınmasını konuşacağız. Arazilerimiz küçük daha çok aile ziraatı yapıyoruz, pazara, girdilerimize, tedarik ettiğimiz ürünlere hakim olamıyoruz. O zaman birlikte güçlü olacağız. Kooperatifçilikle güçleneceğiz ve yerelde kalkınmayı sağlayacağız. Köylümüzü kırsalımızı kalkındıracağız. Köyün tabelasını mahalle yapmakla olmuyor. Bu dönem bağlanan 9 ilçeyle sınırlarımız büyüdü. Ama hizmet ettiğimiz alan 2 mislinden daha fazla büyüdü. 2004’te göreve geldiğimizde 110 bin hektar olan sorumluluk bölgemiz 1 ay sonra 550 bin hektar, 10 yıl sonra ise 1 milyon 200 bin hektar oldu. Yeni bağlanan ilçelerin geliri tarım ve hayvancılık. Yerelde kalkınmak istiyorsak hep birlikte omuz omuza tüm insanımızla bu kenti kalkındırmak zorundayız. Kırsalımızı, köylümüzü kalkındırmak zorundayız. Sütünden yoğurduna, zeytininden mandalinasına kadar üretmek sahip çıkmak zorundayız” diye konuştu.
Kooperatiflerin güçlenmesi için mevzuat değişmeli
Kooperatifçilikte yeni bir yapılandırma modeli için çalıştıklarını ifade eden Başkan Kocaoğlu, “Kooperatiflerin yaşayabilmesi için esnek, yardımcı olacak, pazarlamada ve tedarikte kooperatifleri güçlü hale getirecek ama onların işine karışmayacak, yönlendirici olacak bir yapılanmaya gidiyoruz. Kooperatiflerin düşmanı çok, o düşmanlardan koruyacak üst yapıyı mutlaka kurmamız gerekiyor. Bunun üzerinde çalışıyoruz ve 2015 yılında harekete geçireceğiz” dedi.
Köylünün ve kooperatifçiliğin kalkınması için yasal mevzuatın değişmesi gerektiğini ifade eden Başkan Aziz Kocaoğlu konuşmasına şöyle devam etti:
“İzmir’in ürettiği malı İzmir’de tüketeceğiz. Malın pazarlamasını yapacağız. İzmir köylüsünün ürettiği malı önce İzmir’de ve yakın çevresinde tüketeceğiz. Kooperatif ürünlerinde hile, katkı maddesi yoktur. Yeni bütünşehir yasasıyla birlikte köy malları bazı kurumlara verildi. Köylülerin Hazine arazisine, aralarında birleşip meralara diktikleri ağaçlar ellerinden alındı. Biz de ‘köylünün malı köylüde kalacak’ dedik. İhale mevzuatına göre, kırsal kalınma için kooperatiflerden ürün alarak bugüne kadar desteğimizi sürdürdük. İnşallah ihale yasası değişmez ve bu olanağımızı kaybetmeyiz. Ama bütün parlamenterlerimizden, milletvekillerimizden bir talebim var. Kırsal kalkınma için kooperatiflerden ürün alıyoruz ama ortak proje yapamıyoruz. Soğuk hava deposu, ürün işleme merkezi ortak projeyle kurmak istiyoruz ama mevzuat buna izin vermiyor. Mutlaka kooperatiflere, belediyelere geçmiş gayrimenkullerin protokolle kullanma hakkının verilmesi, kooperatiflerle ortak proje yapıp kooperatiflerin desteklenmesi, üretimi güçlendirecek, kaliteyi arttıracak altyapı yatırımlarının desteklenmesi gerekmektedir. Bu konu hayatidir, köylümüzün geçim olanağını elinden almaktadır. Bunun mutlaka acil olarak çözülmesi, kooperatiflerle de ortak proje yapabilir gibi ibarelerin konulması gerekmektedir. Yoksa belediyeler ortak projelere kaynak ayırmadığı için tıkanma noktasına gelmiştir.”
Kozak yaylasında çam fıstığı üreticilerinin yaşadığı sorunları anlatan Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç ise, “Burada bilimsel çalışma yapan uzmanlar rotasyon adı altında başka illere sürüldü. Bilimsel çalışmalara durdu, köylüler kaderine terk edildi. 70 lira prim veriyordu 10 lira prim verilerek köylü cezalandırılıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı örnek çalışmalar, yerelde kalmayıp merkezi yönetimler tarafından da desteklenmesi gerekiyor. Çiftçileri yük olarak değil omzunun üstünde gören bir iktidara ihtiyaç var. Dünya Kooperatifçilik Günü’nün burada kutlanması Kozak köylüsüne bir mesaj. Tire ödemiş, Bayındır’dan sonra sıra buraya geldi” dedi.
Aziz Kocaoğlu öğretmenlik yapıyor
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle 100 ton olan süt üretiminin 450 tona çıktığını belirten İzmir Tarım Grubu ve Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük de, “Dünya sağlık örgütü bu yılı küçük aile işletmeciliği yılı seçti. Dünya gerçeği anladı, insanlığın modeli olan kooperatifçiliği anladı. İzmir Büyükşehir Belediyesi bunu daha önce anladı. Başkan Aziz Kocoağlu, kooperatiflerden ürün alarak destek oluyor. Birleşmiş Milletler, Tire Süt’ü dünyanın en iyi kalkınma modeli seçti ve örnek gösteriyor. Aziz Başkan resmen öğretmenlik yapıyor” diye konuştu.
Tören sonunda Başkan Aziz Kocaoğlu, CHP Lideri ile birlikte köylülere fidan dağıtımı yaptı.