Çalışmaya göre kızlarda obezite yüzde 8.4, erkeklerde yüzde 13.1 oranında tespit edildi. Kilo fazlalığıysa kızlarda yüzde 12.1, erkeklerde yüzde 15.1 olarak bulundu. Çalışma kapsamında tüm öğrencilerin yüzde 10.8’inde obezite, yüzde 13.6’sında ise kilo fazlalığı tespit edildi. Benzer çalışma sonucunda bu oranların Bursa’da yüzde 4, Ankara’da yüzde 6, Muğla’da yüzde 9 oranında olduğu belirlendi.
“İZMİR’DE SORUN CİDDİ”
Yrd. Doç. Dr. İlker Daştan, oranların Türkiye’de yapılan diğer çalışmalardan daha yüksek çıktığını söyledi. Daştan, sorunun ciddiyetine dikkat çekerek, “Bu sonuç çocukluk ve ergenlik çağlarında kilo fazlalığı ve obezite oranlarının artmaya devam ettiği ve okul çağı çocukları için çok daha önemli bir sorun haline geldiğini göstermektedir. Araştırmada, öğrencilerin vücut ağırlıkları hassas elektronik basküllerle kalın giysi ve ayakkabılardan arındırılmış olarak, boyları ise bir Frankfort düzlemde mezür ile ölçüldü” dedi.
SOSYOEKONOMİK SORUNLAR İNCELENDİ
Yrd. Doç. Dr. Daştan, bir sonraki aşamada, öğrencilerden şişmanlık ve obeziteyi etkileyebileceği düşünülen çeşitli sosyodemografik ve sosyoekonomik soruların olduğu anketi öğretmenlerinin yardımıyla doldurmaları istendiğini ifade etti. Daştan, böylelikle çalışmada farklı sosyoekonomik düzeydeki ailelerin çocuklarının obezite oranları toplumun heterojen yapısına sadık kalınarak incelenebildiğini bildirdi.
BESLENME, SPOR TEKNOLOJİ ETKİLERİ
Beslenme alışkanlığı bozuk olan, spor yapmayan ve teknolojik ürünlerle fazla vakit geçiren çocuklarda kilo sorunu yaşandığını kaydeden Daştan, şunları söyledi: “Öğrenim gördüğü okulun etrafında fast food restoranları fazla olan öğrenciler, kahvaltı ve spor alışkanlığı olmayanlar, televizyon, bilgisayar, cep telefonu ile fazla vakit geçirenler ile servis kullananlar tehlike altında. Bu noktada erken teşhis önemli. Ailelere ve öğretmenlere büyük görev düşüyor. Boy ve kilo ölçümlerinin belli aralıklarla yapılması gerekir. Ulusal politikalar ya da sosyal sorumluluk projelerinde obeziteye daha fazla yer ayrılmalı.”