Evet bir çoğunuz bu soruya direk Alsancak ya da Konak diyebilir. Ama malum bahsettiğimiz seçimin kalbi tabii ki…
Evet 2009 yılında İzmir’in kalbi direk Aziz Kocaoğlu’nun kalbinin yanında atıyordu. Çünkü halkın sevgisini kazanmış bir Aziz Kocaoğlu, Ak Parti’de 2. Kez aday olan Taha Aksoy ve isteksiz görünen bir aday, Ak Parti’de bulunan birkaç ilçe belediyesinin Büyükşehirden kopuk olarak iyi hizmet verememesi ve belki de en önemlisi Ak Partinin birkaç ilçeyi bölerek kendisi için adeta dizayn ettiği Karabağlar ve Bayraklı…
Bütün bu sonuçları alt alta yazınca CHP İzmir için çok çalışan parti olurken Ak Parti mevcut belediyeleri alacağını ve buna Karabağlar ve Bayraklı’yı ekleyeceğini kesin olarak inanıyordu. Hatta bazı adaylar bizim ilçe tamam sıra Büyükşehir’de diyerek kendi seçmenlerinin rahatlamasını sağlayarak adeta felaketi hazırlıyorlardı. Ve sonuç 1 İlçe hariç hepsini CHP süpürüp aldı. Bir çok ilçe başkanı görevden alındı Ak Parti’de… CHP ise vur patlasın çal oynasın.
Yıl 2014… Ak parti İzmir için 11 yıllık hükümetinde en çok yatırımı yaptığı bakanını yani Binali Yıldırım’ı İzmir’den aday göstererek işi sıkı tutacağını baştan gösterdi. Bütün ilçelerde İzmir’de tanınan sadece Ak Parti’li değil, eski ANAP, DYP hatta CHP den dahi adaylar gösterdi. Böylece seçime verdiği önemi artıracağını sadece Ak Parti’liler den değil diğer partilerden de oy alabileceğini düşünüyordu.
Binali Yıldırım bütün yetkileri eline alarak adayları hatta meclis üyelerini dahi kendisinin belirleyeceğini söyleyerek tam bir hazırlık içerisindeydi. Seçmense Binali yıldırım adıyla aldığı gazı iyi kullanıyor ve harıl harıl çalışıyordu. Bu arada binali yıldırımın binin üzerinde projesi olduğu dilden dile dolaşıyor ve Ak Parti’liler bu sefer İzmir kesin bizim diyorlardı.
Derken 17 aralık operasyonu, liman operasyonu ve son olarak kasetler Ak Parti’nin belini büküyor diğer partilerin seçim propagandasını bile değiştiriyordu. Bir kez daha Ak Parti seçmeni İzmir’den ümidini kesiyordu…
Enteresan olan 2009’da CHP’yi desteklediği bilinen MHP bu kez güçlü ve kararlı isimlerle çıktı sahneye. İddaalı olduğunu da göstermek için Devlet Bahçeli 2 gününü İzmir’de geçirdi. Bütün ilçeleri gezdi adayları tanıttı ve oy istedi. Anlaşılan bu kez CHP demeyecekler. Bence oldukça oy da alacaklara benziyor.
Bu arada CHP ‘de aday patlaması yaşanmış her şey yolundaydı. Nede olsa İzmir CHP’nin kalesiydi. Hem Beldiye başkan adaylığına hem meclis üyeliğine aday patlaması yaşanması bu yüzdendi. Çünkü seçilmek garanti gibiydi artık.
Ne oldu Neler Oldu …. Bir anda ortalık toz duman oldu. Aziz Kocaoğlu’nun liste müdahalesi ile bir anda CHP tarihi krizin eşiğine girdi İzmir’de… Ve hiç hesapta olmayan bir şey oldu. Mevcut 4 Belediye başkanı ve birkaç aday adayı DSP’ye geçti. Seçim Ak Parti ile CHP arasında geçecek sanılırken bir anda DSP çıktı karşılarına … Hesapta olmayan bir MHP vardı hali hazırda ama bu DSP nereden çıktı.
Çünkü alacağı her oy CHP’nin oyuydu bu kesin bilinen bir şeydi. Bunların oluşmasına herkes sebep olarak Aziz Kocaoğlu’nu gösteriyordu. Çünkü mevcut bir çok başkanı saf dışı bırakmıştı. Aslında hepsi partiden ayrılmadığı için şanslıydı.
Eğer aday gösterilmeyen başkanlar ayrılsaydı daha da vahim bir tablo oluşabilirdi. Bu sıkıntılara meclis üyesi tercihleri ve görevden alınan İlçe başkanları krizin büyümesini hızlandırdı. Geçen yazımda yazmıştım. Kocaoğlu MYK ve PM’ye rağmen hatta İzmir’li bir çok vekile rağmen istifa restini çekmiş ve listeye son şeklini vermişti. Yani istediği kişileri istediği yerden aday yapmıştı.
Ancak şimdi durum çok farklı… Aziz Kocaoğlu’nun durumu hiç de kolay değil. Öncelikle bir çok aday genç ve tecrübesiz. Ya babasının ya da akrabalarını ismi ile aday olmuş kişiler. Ancak Aziz Kocaoğlu hepsine kefil oldu ve her gün bir adayın seçim çalışmalarına katılıyor ve vatandaşlara tanıtarak oy istiyor. Bu arada partiden ayrılanlara il başkanı ve genel başkanının ardından veryansın ediyor.
Burada 2 mesele var. Birincisi adaylarının tecrübesizliğinden dolayı ve karşılarındaki hem Ak Parti, hem DSP hem de Mhp ve hatta bağımsız adayların daha tecrübeli olması, hem de Mhp ve Dsp’nin işin içine ciddi bir şekilde girmesiyle CHP’nin oy kaybetmesinin kaçınılmaz olması.
Aziz Kocaoğlu bu iki kriteri çok iyi bildiği için hem Binali Yıldırım’a hem de Parti’den ayrılanlara veryansın ederken, bu ayrılığın zarar vereceğini oyları böleceğini ısrarla söylüyor. Bu arada aday gösterilmeyen ama istifada etmeyen küskün başkanlar ve aday adayı olup çok şey bekleyen ama bir kenara itilen yüzlerce kişiyi ‘’ zaman birleşme zamanıdır diyerek toparlamaya çalışıyor. En önemlisi de İstifa restini çekerek hiçe saydığı PM üyesi milletvekillerinin desteğini istiyor.
Ama gerçekler acıdır maalesef … Aziz Kocaoğlu adeta bu seçimlerde kellesini koltuğuna almıştır. 2009 seçimlerinden 1 oy bile az alsa ama bütün belediyeleri bile kazansa başarısız sayılacak. Çünkü seçimler genel seçim havasında geçtiği için alınan 1 oyun bile Türkiye geneline etkisi büyük yani partinin genel başarısına.
Diğer yönden 28 belediye şuan CHP’de. Burdan 1 belediye dahi kaybedilse yine Kocaoğlu suçlanacak. Yani her halükarda Aziz Kocaoğlu suçlanacak. Birde Aziz Kocaoğlu’nun adeta tek başına liste yapmasından sonra İl ve İlçe yönetimlerinde, eski başkanlarda ve Millet vekillerin de oldukça fazla küskün olduğunu biliyoruz. Onlarda kendilerinin bu kadar net çiğnendiğini çok iyi biliyor ve adeta Kocaoğlu’nu bu yarışta yalnız bırakıyorlar.
Şunu net söyleyebilirim. CHP 30 başkanlığı da kazanabilir. Ancak Özellikle DSP Ve MHP’nin seçime girmesiyle en az 7 -8 ilçeyi kaybedebilir. Bu kozu özellikle Ak Parti çok iyi kullanıyor. Anketlerde Bazı DSP’li adayların önde olduğu ve bazı Ak Parti’li adayların CHP’lilerle arayı iyice kapattığı gözüküyor.
Sonuçlar ne çıkarsa çıksın Aziz Kocaoğlu için hiçbir şey eskisi gibi olmayacak gibi.
Onun İçin İzmir’in Kalbi Bu sefer Aziz Kocaoğlu’nun yanında atmadığı kesin…