Karabağlar'ın bir aşama kaydedebilmesi için bugün hizmete aldıkları bulvar üzerinde mutlaka bir kent merkezinin oluşturulması gerektiğini belirten Başkan Aziz Kocaoğlu, “Bunun planlarını yapıyoruz. Karabağlar’ı, merkezi olan, kimlikli bir ilçe haline getireceğiz. Meydanı ile birlikte büyük bir kent merkezi oluşturmak için yola çıktık. Bu bulvar için 30 milyon lira kamulaştırma bedeli ödedik. 20 milyon lira da yatırım yaptık. Eksiklerimiz var, biliyoruz. Yaya üst geçitleri yapılacak. Araç köprüsü yapılacak” dedi.
Kocaoğlu, Karabağlar ilçesine 8 milyonu İZSU yatırımı olmak üzere toplam 88 milyon TL’lik yatırım yaptıklarını da açıkladı.
Açılış konuşmasında gündeme ilişkin açıklamalar da yapan Başkan Aziz Kocaoğlu, Homeros Bulvarı’nın isminin konulması esnasında yaşananları da şöyle anlattı:
"Homeros Bulvarı'nın bağlandığı yerde Karayolları da bir kavşak ve tünel yaptı. Biz Homeros Bulvarı adını meclisten geçirirken, bir meclis üyesi arkadaş 'Gazi Mustafa Kemal Bulvarı olsun' dedi. Bu arkadaşımız AKP’nin İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi Grup Sözcüsü. Öyleyse ben de soruyorum. İlkokullarda 'Andımız'ın okunmasını yasaklayan, milli bayram kutlamalarına yasak getiren, Atatürk anıtlarına vatandaşların çiçek koymasını engelleyen siz değil misiniz? Türkiye Cumhuriyeti’nin yabancılara verdiği devlet ve cumhuriyet nişanlarından Atatürk siluetini ve T.C. yazısını çıkaran siz değil misiniz? Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni Bakanlıkların logosundan çıkartan siz değil misiniz. Valiliklerdeki ve bankalardaki T.C.’yi kaldıran siz değil misiniz? Atatürk'ün adını cami hutbelerinden çıkaran siz değil misiniz? Kendi partinizin belediye başkanları tarafından yönetilen illerde statlardan, okullardan ‘Atatürk’ ismini kaldıran siz değil misiniz? Ama bunlar, İzmir gibi Türkiye’nin en aydınlık kentinde ‘Atatürk’ üzerinden siyaset yapıyorlar. ‘Atatürk’ veya ‘Ulu Önder’ diyemiyorlar. ‘Gazi Mustafa Kemal’ diyorlar. Bizim ulu önderimizin adı Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür. Bunun üzerinden siyaset yapmak gibi bir aymazlık içine giriyorlar. Bu arkadaşa akıl sağlığı diliyorum."
"HANGİ HİZMETTEN BAHSEDİYORSUNUZ?"
Kentin verdiği vergiler ile merkezi hükümete büyük katkı sağladığını hatırlatarak diğer illerle çeşitli kıyaslamalar yapan Başkan Kocaoğlu, “Bu beğenilmeyen, geri kaldığı söylenen İzmir’in merkezi hükümete verdiği vergiyi Mersin, Bursa, Antalya, Kayseri, Samsun, Konya, Adana ve Gaziantep’in toplam vergileri bile karşılayamamıştır. Bu illerin toplam hepsinin verdiği vergi 33 milyardır. İzmir'in tek başına verdiği vergi 37.5 milyar liradır. Yani biz borcumuzu ödeyen, üreten, devlet bütçesine katkı koyan bir iliz. Ama bu arada İzmir Büyükşehir Belediyesi, 9.5 senede fiilen 5 milyar 600 milyon lira yatırım yaptı. Merkezi hükümet 11 yılda toplam 5 milyar 300 milyon lira yatırım yaptı. Bu merkezi hükümet, yine bu 11 yılda, İzmir'in verdiği paranın haricinde, 5 milyar liranın üzerinde özelleştirme yaptı. Yani İzmirlinin malını sattı. Şimdi hizmetten bahsediyorlar. Hizmeti, biz İzmir’in, İzmirlinin gücüyle yapıyoruz. Sağlıklı çalışıyoruz. İzmir'in bütçesi merkezi bütçenin 200'de 1'i. Bizim bütçemiz 1, hükümetinki 200 katı. Ama biz, vatandaşın parasını, kamunun parasını hükümetten 5 kat daha verimli kullanmışız. Burada yetimin de şehidin de hakkı var. Bu paraya kendi paramızdan daha iyi bakmak zorundayız” dedi.
"ÜZERİMİZDEN SİLİNDİR GİBİ GEÇTİLER"
Seçim sürecine girildiğini de vurgulayan Aziz Kocaoğlu, "Bel altı vuruşlar ve olmayan şeyleri varmış gibi gösterme gibi bir girdabın içine giriyorlar. Herkes biliyor ki, güneş balçıkla sıvanmaz. Çamur at izi kalsın mantığında atılan çamur, atanın kafasından aşağıya geçer" şeklinde konuştu.
İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne yapılan operasyonla ilgili de açıklamalar yapan Başkan Aziz Kocaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Operasyon yapıldığında dayımız, amcamız, eniştemiz yoktu. Üzerimizden silindir gibi bir daha, bir daha geçtiler. Çok şükür hala ayaktayız. Emniyet güçleri ve birçok yetkili ‘İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin üzerine gidilsin’ diye teşvik ettiler. Engellemediler. Orada bir şey olmadığını bile bile, ‘ya tutarsa’ diye üzerimize geldiler. İyi oldu. Biz zaten ne yaptığımızı biliyorduk. İzmirliler de nasıl yoğurt yediğimizi bilirler. Ama Türkiye bilmiyordu, Avrupa bilmiyordu, dünya bilmiyordu. Şimdi bizim ne adam olduğumuzu, kul hakkına el uzatmadığımı bütün dünya öğrendi. Böyle de faydası oldu. Bu ülke, yönetenler tarafından istismar edilmediği müddetçe, kendi gücüyle kalkınacak bir ülkedir. İzmir’e 10 sene önce geldim. 5 senede borcunu harcını bitirdim. 5 senedir yatırım yapıyorum. Kenti belirli bir noktaya getirdik. 5 senede de kalkındıracağız. Bu ülke zengin. Kaynağımız var. Yeter ki, sahip çıkalım; çalmayalım, çaldırmayalım. Çalınmayacak bir düzende, çaldırmayacak bir düzende, Büyük Şef İsmet Paşa’nın dediği gibi ‘Namuslular da en az namussuzlar kadar cesur olmak zorundadır’ anlayışıyla ülkemize sahip çıkmalıyız.”