Cumhuriyet Halk Partisi chp Haberleri

Kemal KILIÇDAROĞLU parti kongresinde konuştu

Partisinin İzmir İl Başkanlığı 34. Olağan Kurulu'na katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğu, "Fenerbahçe’nin meşhur bir futbolcusu var. ‘Alex ne düşünüyorsun Aziz Yıldırım içeri atıldı’ diyorlar. ‘Düşüncelerimi açıklasam ben de süratle başkanını yanına giderim’ diyor. Şu ülkenin geldiği hale bakın" dedi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın yaptıklarına altını çiziyorum, imzamı atıyorum. Recep Tayyip Erdoğan’a açık çağrı. Senin güvendiğin hangi belediye başkanın varsa gönder İzmir’e, Aziz Kocaoğlu’nu da ben oraya göndereceğim. İstediğin televizyon kanalında çıkıp konuşsunlar.

Her türlü baskıya rağmen bizim belediyelerimiz görevlerini yapıyorlar. En son yerel yönetici arkadaşlarla beraber İstanbul’da bir toplantı yaptık. O toplantının basına kapalı bölümünde şu bilgiler vardı: Polis sizin belediyenizi basarsa neler yapacaksınız. Demokrasinin olduğu bir ülkede CHP belediye başkanlarına ‘polis sizin belediyenizi basarsa neler yapacaksınız' diye eğitim veriliyor. Utanılacak bir şey değil mi? AKP iktidarı zorunlu olarak bizim böyle bir eğitim vermemize neden oldu. Sakin olacaksınız, avukatları çağıracaksınız, istenen belgeleri vereceksiniz, bilgisayarlara nasıl el konur, nasıl tutanak tutulacak, bunların ayrıntıları verildi. Çünkü AKP’ye güvenmiyoruz. Güvenmediğimiz için kendi belediye başkanlarımızı güvence altına almak istiyoruz. İzmir’in çalıştığını gösteren sadece Kocaoğlu değil, İzmir’in çalıştığını gösteren uluslararası kuruluşlar var. Dünyadaki metropoller inceleniyor. ‘Dünyanın en sağlıklı gelişen 4. metropolü İzmir’ diyor. İstanbul ve Ankara nerede? Onlar gerilerde yer alıyor” diye konuştu.



İzmir
’in önündeki en büyük engelin AK Parti iktidarı olduğunu savunan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türkiye genelinde CHP’li belediyelerin ceplerine değil, halka çalıştığını belirterek, şöyle konuştu:
"İzmir’in önündeki en büyük engel, AKP iktidarıdır. Elini İzmir’den çeksin, engel olmasın; hizmet ikiye üçe katlanacak. Bunu ben söylüyorum, elinizi İzmir’den çekin. İzmirli belediyelerimizi rahat bırakın.

Ankara’da müfettiş kalmadı. Hepsi İzmir belediyelerini denetlesin diye görevlendirildi. Denetleyeceklermiş. Denetlemezseniz namertsiniz. Korkmuyoruz, sizden çekinmeyeceğiz biz. 'Kentsel dönüşüm yapalım' deniyor. Büyükşehir Belediyesi, altı karar göndermiş Bakanlar Kurulu’ndan çıkması lazım, aylardır çıkmıyor. Niye çıkmıyor; hizmet üretilecek. Kendisine soracağız neden çıkarmıyorsunuz? Ankara’yı hemen çıkarıyorsunuz. Ne kadar engellerseniz engelleyin hiçbir CHP’li belediyeyi halka hizmetten alıkoyamayacaksınız. İster polis, kaymakam, valinizle gelin, mücadele edeceğiz. Mücadeleyi AKP devletine karşı veriyoruz.

Ankara Büyükşehir Belediyesi, stratejik plana hayvanat bahçesi koymuş ama bir metrekare bile yapılmadı. Başbakan İzmir’e geldiğinde git 2.5 milyon insan nasıl gezdiyse sen de gez bak bakalım İzmir’de neler oluyor? Beceriksiz ve bereketsiz bir iktidarla karşı karşıyayız. İki büyük metropol onların elinde o kadar beceriksizler ki metroyu yapamadılar. Başbakan baktı ‘rezil olacağız’ dedi, 'daha fazla olmadan bu işi Ulaştırma Bakanlığı’na devredelim'. İzmir devletten bir kuruş almadan aslanlar gibi çalışıyor. Onun için söylüyorum, biz ülkeyi en sağlıklı yönetecek partiyiz. Bizim kadrolarımız çalışkanlığı bilgi birikimi ile AKP kadrolarının üzerindedir. CHP’de belediye başkanları cebine ve kendilerine çalışmaz. Ülkesinin çıkarları için mücadele eder, insanı için mücadele eder, çalışır, üretir çaba harcar. Kendileri için değil kentleri için çalışırlar. Onlar ceplerine biz halka çalışıyoruz.”

"1 TRİLYON 397 MİLYAR DOLARLA NE YAPTIN"

CHP Genel Başkanı Kemal kılıçdaroğlu, iktidarın 9 yıl boyunca toplam 1 trilyon 397 milyar dolar harcadığını söyledi ve 2002 Türkiye’si ile 2011’in Türkiye'sinin kıyaslamasını yaptı. Kılıçdaroğlu, icra dosyalarının 10 milyon 26 binden 2011’de 20 milyon 506 bine çıktığını, hapisteki yurttaş sayısının 59 bin 429 kişiden 2011 yılında 127 bin 15 kişiye yükseldiğini belirterek şöyle konuştu:

"Bunlar hiçbir şey yapmadı mı? Bunlar 'bir sürü şeyler yaptı' deniyor. Son dokuz yılda AKP’nin kullandığı kaynak ülke genelinde 1 trilyon 397 milyar dolar. 70 milyon yurttaşıma sesleniyorum. Bu para harcanıyor, senin hangi derdin çözüldü? Senin işsizlik sorunun çözümdü mü? Terör bitti mi ? Çiftçi, esnaf hayatından memnun mu? O zaman nereye gitti bu paralar? AKP iktidarı yurttaşlarına bunun hesabını vermek zorundadır. Çık; 1 trilyon 397 milyar dolarla ne yaptığını açıkla. 10 yıldır bu ülkeyi yönetenler 1 trilyon 397milyar dolan para harcayanlar işsizlik sorununu neden çözemediler."

DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜNE YENİ ŞAFAK VE FB’Lİ ALEX ÖRNEĞİ

Türkiye’de entelektüel birikimleri olan aydınların iktidardan korktuğunu, bu durumun düşünce özgürlüğünü kısıtladığını iddia eden CHP lideri Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Aydın denen insan, sorumluluk hisseden kişidir. İktidardan korkan kişi entelektüel de olsa biz ona aydın değil; korkak, dönek ve nabza göre şerbet verenler diyoruz. Her yürekli aydın haksızlığa itiraz etmek zorundadır. Aydınların sorumluluğu çok önemlidir. Bir ülkenin geleceğiyle ilgili kararları aydınlar verir. Entelektüel birikimi olan aydınlar siyasi iktidarı eleştirir. Yeni Şafak’ta bir yazar, gazeteci iktidarı eleştirdi diye görevine son verdiler. Bizim gibi düşünmeyen aydınlara da saygılıyız. Ama korkak aydınlarla yolumuzu ayırırız. Fenerbahçe’nin meşhur bir futbolcusu var. ‘Alex ne düşünüyorsun Aziz Yıldırım içeri atıldı’ diyorlar.

‘Düşüncelerimi açıklasam ben de süratle başkanını yanına giderim’ diyor. Şu ülkenin geldiği hale bakın. Yabancı bir futbolcu ‘düşüncelerimi açıklarsam içeri atarlar’ diyor. TOBB Genel Kurulu’nda iş adamlarına gerçek bir özgürlüğün olduğunu mu düşünüyorsunuz. 'Recep Tayyip Erdoğan aleyhine konuşursam başıma bir şey gelir mi gelmez' diye endişe duyuyorsanız demokrasi yoktur. İstediğim gibi eleştiririm diyorsanız demokrasi vardır. 'Benim telefonlarım dinlenmiyor, ben bundan eminim' diyorsanız, o ülkede demokrasi vardır dedim. Salondakiler bana sadece alkışlarla cevap verdiler. Onlara demokrasinin kalitesizliğini kabul ettiklerini için teşekkür ediyorum.”

Demokrasi varlığında milli iradenin dengesine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’nın demokrasiden nasiplenmediğini, Türkiye’de AK Parti iktidarı ile diktatörlük sistemin varolduğunu ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, "Bizim ülkemizin de bir diktatörü var, adı Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bunu da herkes bilsin. Bir ülkede demokrasinin olması için milli iradeyi kullanan güçlerin dengeli bir yapıda olması gerekiyor. Yama yürütme, yargı ve medya. Medyanın bu ülkede özgür olduğunu düşünün biri el kaldırabilir mi? Kimse el kaldırmıyor" dedi.

CEMİL ÇİÇEK’E GÖNDERME

Tutuklu gazeteci sayısındaki artışı hatırlatarak Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Cemil Çiçek’in meclis başkanlığı görevinin tartışılabilir boyuta ulaştığını savunan Kılıçdaroğlu, Çiçek’in demokrasi ayıbı yaptığını iddia etti. Kılıçdaroğlu, "Brüksel’e gittiğimde hapisteki gazeteci sayı 30’du. İki yargı reformu geldi, hapisteki gazeteci sayısı 105’e çıktı. Gözümüz aydın, bir çıtayı atlamış bulunuyoruz. Yasama organı, 'elim kolum bağlı, bir şey yapamam' diyor. Bir meclis başkanı ‘benim elim kolum bağlı, bir şey yapamıyorum' dediği andan itibaren onun meclis başkanlığı her ortamda tartışılır" diye konuştu.

"MUHALEFET YAPMIYOR DİYENLE HESAPLAŞMAYA HAZIRIM"

Türkiye’de yürütme organının kontrol mekanizması rolünü üstlendiğini, bu nedenle de güçler dengesinin bozulduğunu ileri süren CHP Lideri Kılıçdaroğlu, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:

"Yürütme organı, yasamayı, yargıyı ve medyayı kontrol ediyorsa esasta bir demokrasi yoktur. Güçler dengesini bozduğunuz andan itibaren demokrasi askıya alınmış demektir. Mücadele edeceğiz, Türkiye aydınlığa çıkıncaya kadar . Şu anda Türkiye’de AK Parti iktidarına karşı en ciddi muhalefeti yapan parti CHP’dir. İki temel yanlıştan arınmamız gerekiyor. 'CHP muhalefet yapmıyor’ diyorlar. Herkesle bu konuda hesaplaşmaya hazırım. CHP hem yurt genelinde hem TBMM’de muhalefet yapan tek partidir. Üstelik biz muhalefeti AKP’ye değil AKP devletine karış yapıyoruz."

Yargının bağımsız olmadığını ve "yandaş medya" ile Türkiye’nin bilinen tablosunun yansıtılmadığını iddia eden Kılıçdaroğlu, mücadelelerini demokratik yollardan sürdüreceklerini söyleyerek, "Yargı tümüyle AKP’nin kontrolü altındadır. Mücadeleyi demokratik yollardan yapacağız. Bizim temel hedefimiz bu olmalıdır" dedi.

"SENDİKALAR İKTİDARIN BORAZANI"


Türk Hava Yolları (THY) çalışanlarının geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdikleri iş yavaşlatma eylemine karşın meclisten geçen grev yasağı kanununa değinen Kılıçdaroğlu, konunun muhatabında söz sahibi olan sendikalara sert eleştiriler yöneltti. Kılıçdaroğlu, "THY greve gitti. Sendikanın haberi yok. Siz hiç Türk İş ve Hak-İş’in sesini duydunuz mu? Sözde işçilerin haklarını savunan kuruluşlar. Eğer bir ülkede işçi sendikası işçinin hakkını değil de siyasi iktidarın borazanlığını yapıyorsa onlara işçi sendikası denmez; onlara sarı sendika denilir, onlar iktidarın sendikasıdır" diye konuştu.

"NAZIMIN MEZARI ANADOLU’YA TAŞINACAK

Nazım Hikmet’in bugün aynı zamanda ölüm yıldönümü olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, partisinin iktidarlık döneminde şairin mezarının vasiyeti üzerine Anadolu’ya getirileceğini açıklayarak şunları söyledi:
"Nazım hikmet’in ölüm yıldönümü. Bir sözüm var, bir ahtım var: CHP iktidarında Nazım’ın mezarını getirip Anadolu’da bir çınarın altına yatmasını sağlayacağız. Nazım Hikmet büyük acılar yaşamış bir ozanımızdır. Hak etmediği cezalarla karşı karşı karşıya kaldı. Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı, hasretin ne olduğunu onun şiirleri kadar güzel anlatan yoktur. Ülke sevdası ülke hasreti hep çekilmiş ve mısraya dökülmüştür. Bu ülke Nazım’ına sahip çıkamayaçak mı? O rüzgara karşı yürüyen bir insan aykırı bir insandır. Sanatın doğası zaten onu gerektiriyor. Ona saygı duymak. Şiirlerini okumanın yasak olduğu dönemlerden geçip bu salonlarda onun şiirlerini okuyoruz. Onun Moskava’daki mezarından getirilip Anadolu’da bir çınarın altına defnedeceğiz."

TERÖR SORUNUNDA ÇARŞAMBA RANDEVUSU

Partisinin terör konusunda çözüm önerisi sunmadığına yönelik iddialara açıklık getiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Terör, yeni mi düşündünüz diyor? Her zaman yeni düşünmek, yeni CHP’nin görevidir. Çarşamba günü terör konusundaki çözüm önerilerimizi görüşeceğiz. Yeni CHP, sorunlara çözüm üreten bir partidir. Eskiden ‘CHP sadece düşünür hiç çözüm üretemez’ derlerdi. CHP hangi sorun varsa çözümün bir parçasıdır. Uygulatacağız bu projeleri ona da, süt ve intibak yasası gibi. Süt dağıtımı ile dalga geçtin. Beceriksiz adamsın, beceriksiz hükümetsin, süt dağıtmayı bile beceremedin. Kabahat bende değil ki. Gelirsin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na, adamlarını gönderirsin, kurs görürler, hangi fiyattan alınır nasıl dağıtılır görürsün."

{ "vars": { "account": "G-9Y3VVX61MK" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }