Ön seçimle gelenlere hiçbir biçimde müdahale etmeme gibi bir kuralımız var. Ön seçim yapılmayan iller var Kahramanmaraş gibi, Tunceli, Ardahan, Kars gibi. Oralarda eğer daha önce milletvekili adayı olup kazanamamışsa oralarda değişiklik yapacağız” diye konuştu.
Koray Çalışkan’ın danışman olacağı iddiasına ilişkin soru üzerine Kılıçdaroğlu, “Onları görüşeceğiz yarın” yanıtını verdi. Kemal Kılıçdaroğlu, yine İzmir'den aday olacağını da açıkladı.
“BAYKAL SEÇİMLE GELDİ. SEÇİMLE GELENLERE DOKUNMAYI DOĞRU BULMUYORUZ”
“Deniz Baykal aday olacak mı?” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, “Baykal seçimle geldi. Seçimle gelenlere dokunmayı doğru bulmuyoruz. Parti üyeleri oy verdiler. Dolayısıyla o gazetelerdeki yazıları da hayretle okuyorum. Nasıl üretiyorlar ben de zorlanıyorum anlamakta. Neden değiştirelim? Baykal'ın büyük hizmetleri var bu partiye” diye konuştu.
Vatan Partisi ile ittifak konusunda ise Kılıçdaroğlu, “İttifak olmayacağını Perinçek'e de ifade ettik. Eğer adaylık için başvuranlar olmazsa, başvurular olmazsa, özel bir değerlendirme yapabileceğimizi kendilerine ifade ettik. Vatan Partisi ile görüşlerimizin örtüşen de, örtüşmeyen de kısımları var” dedi.
"ERDOĞAN'LA POLEMİĞE GİRMEYECEĞİM"
1 Kasım seçimlerinde muhatabının Erdoğan değil Davutoğlu olduğunu ifade eden
Kılıçdaroğlu, “Erdoğan ile polemiğe girmeyeceğim. 7 Haziran'dan bu yana koşulların değiştiğini biliyoruz. Seçim kampanyamız bunlar düşünülerek yeniden hazırlandı. Erdoğan benim muhatabım değil. Benim muhatabım Davutoğlu. O özellikle bana yanıt getiriyor ama onu muhatap almayacağım. Ne yaparsa yapsın muhatap almayacağım. Geçmişte kendisine oy veren vatandaş bile şu soruyu soruyor. Tarafsız olman gereken yere seçtik seni, sen neden tarafsız olmuyorsun? Benden çok bunu Davutoğlu'nun demesi lazım. Davutoğlu'nun '1 dakika, sorumluluk bana ait' demesi lazım. Burada bir terslik var. Çünkü tarafsız değil. Taraflı olduğu için sağduyu çağrısı yapamıyor. Bunu kahvede oturan vatandaş da görüyor, olmaması lazım diyor” dedi.
Medyaya yönelik baskılar olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, Doğan Grubu'na açılan soruşturmaya ilişkin olarak ise, “O savcıya savcı demek bile tartışılır. Hukuk Fakültesi'nden mi mezun ondan da şüphem var. Şimdi özel olarak da Hürriyet'in mercek altına alındığını görüyoruz” diye konuştu.
“DOĞRU YA DA YANLIŞ, BİZE GÖRE BUNUN ADRESİ TBMM”
“Terör nasıl biter?” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, “Geçmişte yapılanları masaya yatırırdık. Olabildiğince olayı toplumsallaştırmak. Bu sorun yani sadece benim değil Türkiye'nin sorunu. Ne görüşüldü bu güne kadar, Akil İnsanlar onu da anlatamadı. Bu sorun nasıl çözülecek? Doğru ya da yanlış, bize göre bunun adresi TBMM. Orada çözülmesi lazım. Terörle sorunun çözümünü ayırmamız lazım. Kim eline silah aldıysa kusura bakmasın. AKP gibi yapmayız biz. Kürt vatandaşlar var mı, temsilcileri var mı? Oturup konuşuruz. HDP de var, Diyarbakır'da geniş bir sivil toplum oluşumu var. Sizin muhatap alacağınız yapı var zaten. Fakat bunlar PKK'yı muhatap aldı, ona söz verdi” dedi.
“PKK'ya çağrı yapar mısınız?” sorusuna ise Kılıçdaroğlu, “Öteden beri bizim bir anlayışımız var. Meşru organlar, gayrimeşru organlarla muhatap olmazlar. PKK'nın saldırıları durdurması lazım” yanıtını verdi.
"HDP, PKK İLE ARASINA NET BİR MESAFE KOYMALI"
HDP’yi yok saymanın doğru olmadığını ancak HDP'nin PKK ile arasına açık ve net bir mesafe koymak zorunda olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “HDP’yi gayrimeşru organ ilan etmek doğru değil. Halkın oylarıyla gelmiş. Dolayısıyla meşru bir organ kabul etmeliyiz. Bunu etmezsek demokrasiyi kabul etmemiş oluruz. HDP’yi eleştirebilir, düşüncelerini kabul etmiyor olabiliriz. Ama 80 milletvekili alan bir partiyi yok saymak doğru değil. HDP, bu süreçte iyi bir sınav vermedi. HDP, PKK ile arasına açık ve net bir mesafe koymak zorunda. Bu sorunun çözümü için akılcı politikalar üretilmeli. Sorunu çözecek kişinin ya da partinin dürüst ve samimi olması lazım. Karşı tarafı yanıltan bir politika yapmaması lazım” şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, 30-35 yıllık bir sorun olan terör sorununu ancak CHP'nin çözebileceğini savunarak, “Çözüm için parlamentoda uzlaşma komisyonu kurulmalı. Bir yöntem önerdik. Bir yasa geldi, onun bir maddesinde 'Belirli aralıklarla kamuoyuna bilgi verilecek' dendi, verilemedi. PKK, Kandil'e çekilse dahi silah bırakamaz. Bu gerçeği görmemiz lazım. IŞİD ile çarpışıyorlar, ABD de destek veriyor. Eğer sorun uluslararası alana taşınırsa, çok daha zor bir hâl alacak. Bunu önceden görmeliydiler. İstihbarat, hükümet, akil insanlar bunu önceden görmeliydi” dedi.
“OĞLUM BEDELLİ ASKERLİK YAPMADI"
Oğlunun bedelli askerlikten yararlanmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Benim oğlum askere gidecek. Yaşı tutuyordu ama bedelliden yararlanmadı” dedi.
Kılıçdaroğlu, emeklilere Kurban ve Ramazan Bayramı'nda ikramiye verilmesi konusunda ise diğer siyasi partilere parlamentonun hemen toplanıp, kanunun hemen çıkarılması çağrısında bulundu.
SEÇİM HÜKÜMETİ TEKLİFİ
3 aylık seçim hükümeti teklifini kabul etmediklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Biz birinci gün dedik ki bir, 'Bu hükümetin yüksek profilli olması lazım.' İkincisi 'Dört yıllık bir hükümet.' Üç 'Ortakların birbirine güvenmesi lazım.' Dört, 'Türkiye'de yeni bir hükümet var algısını vermemiz lazım.' İlk üçte sorun yok. Son gün dediler ki 3 aylık bir seçim hükümeti. Bu doğru değil. Ülkenin çıkarı neyi gerektiriyorsa biz onu savunuyoruz. Biz sonraki seçimin hesabını yapmayız” dedi.
Kılıçdaroğlu, “Bizden HDP'ye oy gittiğini biliyoruz. AK Parti'den de HDP'ye oy gitmiştir” ifadelerini kullandı.
“MİLLETVEKİLİ SEÇİLDİĞİM GÜN MAL VARLIĞIMI AÇIKLADIM”
Kılıçdaroğlu, mal varlığı tartışmaları ile ilgili olarak da, “Ataşehir Belediyesi ile ilgili bir iddia ortaya çıktığında Battal Bey'i çağırdım ve 'Eşinizle savcılığa gidin' dedim. 'Memnuniyetle' dedi ve kendisine suç duyurusunda bulundu. Keşke hakkında iddia çıkan tüm belediye başkanları bunu yapsa. Her olayın üzerine büyük bir dikkatle gidiyoruz. Belediye Başkanımızın talebi üzerine birkaç milletvekilimizi görevlendirdik, onlar araştırıyorlar.
Kızım İstanbul'da avukat. Bir yakınımızın yanında kalıyordu. Kendisine bir ev almak istiyorduk. Bir daire almak istiyorduk. Yukarı Göztepe'de fiyatlar pahalıydı alamadık. Sonra bir yer bulmuşlar 70-73 metrekarelik küçücük bir yer. Sanki bir böyle milyon dolarlık bir yer almışız. 'Kızım gazetecileri götür göster. 'Burayı aldık' diye. O rezidansın Ataşehir Belediyesi ve Belediye Başkanı ile ilişkisi yok. Varsa da ben bilmiyorum. Aldıktan sonra bir süre oturamadı. Mobilyası yoktu. 'Lanet olsun sat kızım' dedim. Böyle bir şey mi olur? İftira bu kadar da olmaz. Milletvekili seçildiğim gün mal varlığımı açıkladım. Her şeyi meydana koyduk. Damadıma da 'dava aç kardeşim' dedim. Bana göre daha varlıklı birisi. O da rezidans almış. Tekzip gönderir, tekzip yayınlanmaz. Sonrasında dayanamadım, TBMM'de dilekçe verdim, 'Benim, eşimin, damadımın mal varlığını inceleyin' diye" dedi.
Kızım İstanbul'da avukat. Bir yakınımızın yanında kalıyordu. Kendisine bir ev almak istiyorduk. Bir daire almak istiyorduk. Yukarı Göztepe'de fiyatlar pahalıydı alamadık. Sonra bir yer bulmuşlar 70-73 metrekarelik küçücük bir yer. Sanki bir böyle milyon dolarlık bir yer almışız. 'Kızım gazetecileri götür göster. 'Burayı aldık' diye. O rezidansın Ataşehir Belediyesi ve Belediye Başkanı ile ilişkisi yok. Varsa da ben bilmiyorum. Aldıktan sonra bir süre oturamadı. Mobilyası yoktu. 'Lanet olsun sat kızım' dedim. Böyle bir şey mi olur? İftira bu kadar da olmaz. Milletvekili seçildiğim gün mal varlığımı açıkladım. Her şeyi meydana koyduk. Damadıma da 'dava aç kardeşim' dedim. Bana göre daha varlıklı birisi. O da rezidans almış. Tekzip gönderir, tekzip yayınlanmaz. Sonrasında dayanamadım, TBMM'de dilekçe verdim, 'Benim, eşimin, damadımın mal varlığını inceleyin' diye" dedi.