Ermenek'teki madende işçilerin mahsur kalmasıyla ilgili aranan maden ocağının sahibi Saffet Uyar, avukatıyla Ermenek Adliyesine gelerek teslim oldu. Uyar'ın avukatını Şeref Han adliye önünde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Avukat Şeref Han çok üzüldükleri bir maden kazası geçirdiklerini belirterek, “Son bir haftadır özellikle maden kazasında halen ocakta bulunan madencilerle birlikte bir yarısı dışarıda kalmış madenci arkadaşlarımızın da aynı Türk milleti gibi yüreğinin yorulduğunu ve ezildiğini bilmenizi istiyorum.
Hasşeker şirketinin sahibi olan Saffet Uyar’dan sıradan bir işçiye kadar hiçbirisi tepesindeki binlerce ton sudan haberdar değildi. Haberdar olması da mantıken düşünülemez. Tepenizde binlerce ton su olduğunu bilseniz hemen patlayıp sizi boğacağını bilseniz bütün mal varlığınızı o suyun altına yatırır mısınız? Hayatınızı o suyun altına yatırır mısınız? Bu davanın mağduru sahibi dahil Hasşekerler’in bütün çalışanlarıdır.
Bu kazanın mağduru Saffet Uyar, çalışan mühendisler, hayatını kaybeden işçilerimiz ve içeride kalan işçilerimiz ile birlikte aileleridir. Dışarıda tesadüfen kalan madencilerimiz de bu kazanın mağdurudur. Türk milleti olarak artık yüreğimiz yoruldu. Evlatlarımızı madende kaybetmekten yüreğimiz yoruldu. Türk milletine sesleniyorum; bu defa unutmayın ve adalet isteyin. Adalet isteyin ki bu olayın gerçek sorumluları kusurluları kimlerse ortaya çıksın. Bundan sonra bir 18 değil 1 evladımızı madende bu kadar saçma sapan kaybetmeyelim. Bunları neden söylüyorum? Kimdir bunların sorumlusu? Ben size bir ipucu vereyim. Madende yerin altında kömürü çıkarmak için hayatını veren işçisi bilmiyorsa, mühendisi bilmiyorsa, işveren bilmiyorsa kim biliyor?
1995-1997 yılları arasında orada kimin üretim yaptığı, oradaki üretim planları kime verildiği niye oradaki mevcut işletmecide oradaki imalat planları niye yok? Haritaları niye yok? Maden kanunu 29. madde bütün maden işletmelerini nisan ayında üretim haritasını hazırlayıp Maden İşleri Genel Müdürlüğü’ne verme yükümlülüğü getirir. Aynı madde aynı zamanda Maden İşleri Genel Müdürlüğü’ne de ocakta bu plan çerçevesinde bir tehlike varsa söz konusu işletmeyi uyarmaya ve o işletmenin tehlike geçinceye kadar imalatını durdurma sorumluluğu yetkisini getirir. Ama şuanda tesadüfen o an için ocakta olmayan arkadaşlar ve müvekkilim Saffet Uyar o anda madende olmadığı için kurtulmuş ve gözaltındalar. Onun dışında bu 8 maden emekçisinin arkadaşın dışında bu işin sorumlusu yokmuş gibi gözüküyor. Bunun takipçisi olun lütfen. Soruşturma izinleri veriliyor mu? Niçin uyarılmadı? ‘Durun arkadaşlar, tepenizde su var, eski imalathane var, gitmeyin tehlike var’ diye denetleme ve kontrol görevleri yerine getirilmiş mi? Lütfen halk olarak sorgulayın. Anadolu’nun her yerinde kömür çıkıyor. Başka bir ocakta yine bir araya gelmeyelim” dedi.
Hasşeker şirketinin sahibi olan Saffet Uyar’dan sıradan bir işçiye kadar hiçbirisi tepesindeki binlerce ton sudan haberdar değildi. Haberdar olması da mantıken düşünülemez. Tepenizde binlerce ton su olduğunu bilseniz hemen patlayıp sizi boğacağını bilseniz bütün mal varlığınızı o suyun altına yatırır mısınız? Hayatınızı o suyun altına yatırır mısınız? Bu davanın mağduru sahibi dahil Hasşekerler’in bütün çalışanlarıdır.
Bu kazanın mağduru Saffet Uyar, çalışan mühendisler, hayatını kaybeden işçilerimiz ve içeride kalan işçilerimiz ile birlikte aileleridir. Dışarıda tesadüfen kalan madencilerimiz de bu kazanın mağdurudur. Türk milleti olarak artık yüreğimiz yoruldu. Evlatlarımızı madende kaybetmekten yüreğimiz yoruldu. Türk milletine sesleniyorum; bu defa unutmayın ve adalet isteyin. Adalet isteyin ki bu olayın gerçek sorumluları kusurluları kimlerse ortaya çıksın. Bundan sonra bir 18 değil 1 evladımızı madende bu kadar saçma sapan kaybetmeyelim. Bunları neden söylüyorum? Kimdir bunların sorumlusu? Ben size bir ipucu vereyim. Madende yerin altında kömürü çıkarmak için hayatını veren işçisi bilmiyorsa, mühendisi bilmiyorsa, işveren bilmiyorsa kim biliyor?
1995-1997 yılları arasında orada kimin üretim yaptığı, oradaki üretim planları kime verildiği niye oradaki mevcut işletmecide oradaki imalat planları niye yok? Haritaları niye yok? Maden kanunu 29. madde bütün maden işletmelerini nisan ayında üretim haritasını hazırlayıp Maden İşleri Genel Müdürlüğü’ne verme yükümlülüğü getirir. Aynı madde aynı zamanda Maden İşleri Genel Müdürlüğü’ne de ocakta bu plan çerçevesinde bir tehlike varsa söz konusu işletmeyi uyarmaya ve o işletmenin tehlike geçinceye kadar imalatını durdurma sorumluluğu yetkisini getirir. Ama şuanda tesadüfen o an için ocakta olmayan arkadaşlar ve müvekkilim Saffet Uyar o anda madende olmadığı için kurtulmuş ve gözaltındalar. Onun dışında bu 8 maden emekçisinin arkadaşın dışında bu işin sorumlusu yokmuş gibi gözüküyor. Bunun takipçisi olun lütfen. Soruşturma izinleri veriliyor mu? Niçin uyarılmadı? ‘Durun arkadaşlar, tepenizde su var, eski imalathane var, gitmeyin tehlike var’ diye denetleme ve kontrol görevleri yerine getirilmiş mi? Lütfen halk olarak sorgulayın. Anadolu’nun her yerinde kömür çıkıyor. Başka bir ocakta yine bir araya gelmeyelim” dedi.
“BEN BURADA DEVLETİN CİDDİ BİR HATASI OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”
Kanuna göre işletmenin uyarılması gerektiğinin altını çizen avukat Han, “Uygulamada uyarılmıyor ama kanun böyle bir yükümlülük getirmiş. Ocakta imalat planından sonra uyarması gereken devlettir. Maden İşleri Genel Müdürlüğü koleksiyon olsun diye toplamıyor bunları. Bunlara bakmayacaksa ve uyarmayacaksa neden imalat haritalarını istiyor o zaman. Ben burada devletin ciddi bir hatası olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
“KİMİN SORUMLULUĞU VARSA HESABINI VERSİN”
Savcılığın denetim yapması gerektiği hakkında bir talebin olup olmadığı yönündeki soruya Şeref Han, “Savcılığın bu konuda bir talebi olduğunu bilmiyorum. Savcılık mutlaka görevini yapacaktır. İdari soruşturma olup olmadığını da bilmiyorum. Ben sadece toplumu bu konuda duyarlı olmaya davet ediyorum. Kimin sorumluluğu varsa hesabını versin. Ölenler bizim çocuklarımız” cevabını verdi.
“PATLAYAN SU YER ALTI SUYU DEĞİLDİR”
Maden ocaklarında sızıntıların olduğunu kaydeden Han, “Bu sızıntılar içilebilir nitelikte yeraltı suları. Patlayan su yeraltı suyu değildir. Gelen su, daha önceden imalat yapılan eski bir ocakta biriken ve dolayısıyla pis kokulu içilmesi mümkün olmayan ve sızmaya başladığı andan itibaren patlayıp gelecek olan bir sudur. Bahsedilen sızıntılar yeraltı kaynak suları. Bu kazanın müsebbibi o sular değildir” ifadelerini kullandı.
“HASŞEKERLER ESKİ İMALATA GİTTİĞİNİ BİLMİYORLAR”
Hasşekerler eski bir imalata doğru gittiğinin bilmediğini aktaran Şeref Han, “Biliyor olsalar ölüme doğru giderken 6-7 metre kala ya sağa yada sola dönerler.Bu kadar düz bir mantık yürütmek bence mümkün. Hasşekerler eski imalata gittiğini bilmiyorlar. Ellerinde üretim planı yok. Şu an itibariyle hala yok. Bizim ocak şefimiz içeride hala. Ocak şefimiz Türkiye’nin en iyilerinden. Biliyor olsaydı Recep şef ölüme gider mi? Bu insanlar intihar etmedi. Olay anında kaçarak kurtulan bir mühendis arkadaşımız var. Patlayan suyu insani refleksle elleriyle tutmaya çalışıyor. Ve bu mühendis arkadaşımız ağlayarak ‘Benimde orada ölmem gerekiyordu’ diyor. Bunu diyen arkadaşımız şuanda içeride kalan madencilerimizin katili olarak gözaltında” açıklamasında bulundu.
“SAFFET BEY’İN HAYATI BİTTİ DESENİZ YERİDİR”
Müvekkili Saffet Uyar’ın sağlık durumunun iyi olmadığını aktaran Şeref Han, “Saffet Bey’in hayatı bitti deseniz yeridir. Hem ekonomik hem ruhsal olarak bitti. Evlatlarım içeride diyor. İçerdekiler kendi evlatları yerine koyduğu madenciler. Saffet Bey’in kaçma gibi bir durumu yok. Gözaltına alınsa ne olacak. Saffet Bey ‘Her madencinin evinde bir cenaze benim evimde 18 cenaze var’ diyor” ifadelerini kullandı.