Kızıl Avlu’yu çevreleyen ve yanındaki salonların tavanını taşıyan, tehditkar görünümüyle yüksek olasılıkla savaş ve salgın hastalık tanrıçası olarak betimlendiği düşünülen figürün antik dönemin tüm görkemini bir deneme olarak canlandırabileceğini söylenen Prof. Dr. Pirson ise, heykelin ziyaretçiler tarafından da büyük ilgi göreceğinin altını çizdi. Pirson, figürlerin yüz, kol ve bacaklarının siyah-gri mermerden yapılmasının Mısırlı ya da Afrikalı olarak betimlenmesiyle ilgili olduğunu söyledi. Pirson, ilgi ve hayranlık uyandıran bu büyük heykelin orijinal yerinde yapılan rekonstrüksiyonunun bilimsel değerlendirmeleri de harekete geçireceğini sözlerine ekledi.
Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç, çalışmaların Bergama’nın binlerce yıllık yerleşim tarihçesinin anlaşılmasına yönelik eşsiz bir fırsat olduğunu ifade ederek, “Bergama ve yakın çevresini de içine alan çalışmalar kentin UNESCO Mirası Listesi’nde yer almasında da temel oluşturacaktır. Aynı zamanda yerel ustaların yetişmesini ve sanatlarını geliştirmesini de sağlayan çalışmalar Türk-Alman dostluğunun da güzel bir örneğini yansıtmaktadır” dedi.
Gönenç, çalışmaların Bergama’nın turizm alanında hak ettiği değere kavuşmasında önemli olduğunu belirterek, emeği geçen herkese etti.
İzmir Haberleri