Kullanımı son yıllarda popüler hale gelen ve genç nüfus arasında artış gösteren nargilenin zararlarına dikkat çekti. Prof. Dr. Gürgün, ‘‘Bir nargile seansı; tek bir sigara içiminden en az 100 kat daha fazla hacimde duman çekilmesine neden oluyor. Bu da akciğerlerin adeta dumanla ‘boğulması’ anlamına geliyor. Bir nargile seansında kanda ölçülen nikotin miktarının, günde 10 sigara içen kişinin kanındaki nikotin ile eşdeğer olduğunu da biliyoruz. Bir nargile seansında, sigaranın tam 100 katı kadar da ‘katran’ çekilmiş oluyor.
Ayrıca nargile tütününde; nikotin, katran, karbonmonoksid, ağır metaller, radyoaktif maddeler ve daha birçok zehirli kimyasallar bulunuyor. Kömürle yandığı için diğer zararlı kimyasallar da var. Nargiledeki arsenic miktarı da sigaradan çok daha fazla. İçimize çektiğimiz nargile dumanına tam bir kimyasal bomba diyebiliriz. Dolayısıyla nargile, en az sigara ve diğer tütün ürünleri kadar zararlı’’ şeklinde konuştu.
Üniversite öğrencileri arasında da yaygın
Dünyada, her gün 100 milyon insanın nargile içtiğinin tahmin edildiğini belirten Prof. Dr. Gürgün, ‘‘Özellikle gençler arasında müthiş bir nargile salgınından söz edebiliriz. Ortadoğu, Kuzey Afrika, Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri hatta Avrupa’da özellikle gençler arasında %6-%43 oranında kullanımı mevcut. Örneğin Lübnan’da 13-15 yaş arası çocuk ve gençlerdeki nargile kullanma oranı yüzde 34 olarak bildiriliyor. Ülkemizde, üniversite öğrencileri arasında yüzde 20-48 oranında kullanıldığını biliyoruz.
Geçen yüzyılda, nargile içme yaşlı ve emekli, çarşıda oturan erkekler arasında popüler iken günümüzde gençlerde ve kadınlarda da popüler hale geldi. Ülkemizde de her köşe başında bir nargile dükkanı olduğunu görebiliyoruz. Bu salgın bize de bulaşmış durumda maalesef’’ diye konuştu.
KOAH
KOAH hastalığı konusunda da açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Gürgün, KOAH gelişimi için tüm dünyada en yaygın görülen risk faktörünün sigara dumanı olduğunu söyledi.
Sigara içenlerin, içmeyenlere göre, daha fazla solunumsal şikayetler yaşadığını belirten Prof. Dr. Gürgün, ‘‘ Sigara içenler daha yüksek KOAH ölüm oranlarına sahipler. Diğer tip tütün kullanımı (pipo, puro, nargile vb.) ve çevresel tütün dumanı da KOAH gelişimine katkıda bulunuyor.
KOAH gelişiminde genetik risk faktörlerinin rolü henüz çok iyi aydınlatılamamış olmasına rağmen, sağlıkta eşitsizlik, özellikle biyomas (odun, tezek benzeri yakıt) kullanımına ikincil iç ortam hava kirliliği ve tozlu-dumanlı işyerlerinde çalışmanın en önemli çevresel risk faktörleri olduğu biliniyor’’ dedi.
Dünya 21 Kasım’ın Dünya KOAH Günü olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Gürgün şöyle konuştu: ‘‘ KOAH hastalarının günlük yaşamlarında aktif kalabilmelerinin mümkün olabileceğini vurgulamak için “Her Adımda Sağlıklı Nefese” sloganıyla ülkemizin dört bir yanında 21 Kasım’da hasta eğitimleri, solunum fonksiyon testi ölçümleri, bilimsel toplantılar ve fiziksel aktiviteye dikkat çekecek çeşitli etkinlikler düzenliyoruz. KOAH’ın doğru tanısı, uygun ve yeterli tedavisi ile hastalarımızın kaliteli bir yaşam sürdürmelerini hedefliyoruz ’’ dedi.