İZMİR HABER

Ofis çalışanları bu haber sizin için

Doç. Dr. Serkan Bakırhan yapılacak küçük ancak önemli düzenlemelerle ofis çalışanlarının bel ve boyun ağrılarının önüne geçilebileceğini söyledi.

İzmir Üniversitesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Doç. Dr. Serkan Bakırhan, yapılacak küçük ancak önemli düzenlemelerle ofis çalışanlarının bel ve boyun ağrılarının önüne geçilebileceğini söyledi.
İzmir Üniversitesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü, akademik ve idari personeli için “Ofis Çalışanlarının Omurga Sağlığını Koruma Yöntemleri” başlıklı bir bilgilendirme toplantısı gerçekleştirdi. Bölüm Başkanı Doç. Dr. Serkan Bakırhan, yaptığı sunumda ofis çalışanlarında sıklıkla görülen bel ve boyun ağrılarının artan iş yükü nedeniyle tüm dünyada artış gösterdiğini söyledi. Bel ve boyun ağrılarını günlük yaşamda fiziksel-psikolojik performansı düşüren önemli sağlık sorunlarından birisi olarak nitelendiren Bakırhan, “Kas iskelet sistemine ait ağrıların büyük kısmını oluşturan bel ve boyun ağrılarını insanların yüzde 80-90’ı yaşamlarında en az bir kere çekmektedir. Merdiven inme-çıkma, yürüme, koşma gibi aktivitelerde önemli kısıtlılık yaratan bu rahatsızlıklar, Almanya’da bir meslek hastalığı olarak kabul edilmiş ve İsveç’te erken emeklilik nedenlerinin yüzde 25’ini oluşturmaktadır. Ülkemizde de bel-boyun ağrılı hastaların yıllık maliyeti her geçen yıl yükselmektedir” dedi.

RİSK FAKTÖRLERİNİ EN AZA İNDİRİN

Akut bel ve boyun ağrılarının ani pozisyon değişikliği, yük kaldırma, düşme gibi nedenlerle oluşabildiğine dikkat çeken Bakırhan, “Akut bel ağrıları istirahat ve ilaç tedavisi ile yüzde 90 oranında 1 ila 3 hafta arasında iyileşmektedir. Ancak kronik bel ağrıları üç aydan uzun süreli ağrılardır” diye konuştu.

Önemli olanın bel ve boyun ağrılarına neden olan risk faktörlerini fizyoterapistler tarafından çizilen uygun egzersiz ve koruma yöntemleri ile azaltmak olduğunu ifade eden Doç. Dr. Bakırhan, “Zayıf sırt ve karın kasları bel bölgesindeki kaslara ekstra yük bindirir. Eşya ya da bavul taşımak gibi alışık olmadığınız ağır bir aktivite sonucu ortaya çıkar. Mevsim değişiklikleri, rüzgara maruz kalmak, uzun süreli klimalı ortamda bulunmak kaslarda dolaşım bozukluklarına neden olur. Kadınlarda menopoz sonrası kemik erimesi ile ortaya çıkan bu ağrılar, trafik kazası, yüksekten veya ıslak zeminde kayarak düşme gibi önce geçirilen travmalara bağlı olarak da görülebildiği gibi ilerleyen yaşa bağlı kemik yapısındaki kayıplar da önemli bir neden olabilir” dedi.

KORUNMAK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER

Doç. Dr. Serkan Bakırhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Fizyoterapistler tarafından belirlenen düzenli egzersiz programlarına ek olarak düzgün ve dengeli oturmak, ağırlıkları doğru ve dengeli kaldırmak, düzgün yatma pozisyonu, yatma ve kalkma prensiplerini doğru uygulamak, omurgaya ait kasları güçlendirmek, kilo almamak ve sigarayı bırakmak, bel ve boyun ağrılarından korunmak için yapılması gerekenlerin başında gelir. Bunlara ek olarak beli zorlayacak sportif faaliyet, vurma, çarpma, düşme gibi zorlamalardan kaçınmak, uzun süreli oturma, öne eğilmeyi gerektiren mesleki faaliyetlerde saatte bir ara verip bütün omurgayı çalıştırmak ve düzenli beslenme, dinlenme, egzersizlerle bedensel ve ruhsal dengeli bir yaşam sürmek de çok önemlidir.”

İŞ YERİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

İş yerinin fiziki olanaklarına ek olarak kişinin çalışma alışkanlıklarının da bel ve boyun şikayetlerini doğrudan etkilediğini kaydeden Bakırhan, “İşi bir an önce tamamlama düşüncesiyle sağlıklı bir iş planına sahip olmadan yapılan işler, işle ilgili kapasite üstü baskıya maruz kalma, yorgunluk, dikkat dağınıklığı, kötü postür ve hatalı hareket alışkanlıkları, iş uyumu ve memnuniyetin azlığı da stres faktörünü artırması nedeniyle iş yerinde dikkat edilmesi gereken şeylerdir” dedi.

Bilgisayar başında oturulan sandalyenin doğru yükseklikte olması, iki ayağın yere mümkünse ayak altlığı ile birlikte dengeli olarak basması, bacak bacak üstüne atılmaması, bel desteği kullanılması, klavye, monitör ve mouse ile doğru mesafenin ayarlanması ve monitör yüksekliğinin göz hizasını geçmemesi gerektiğine dikkat çeken Bakırhan, “Düzenli aralıklarla işe ara verilip egzersiz yapılmasının bel ve boyun ağrılarının azalmasında büyük etkisi olacaktır” diye konuştu.

Bakırhan’ın sunumunun ardından Öğretim Görevlisi Uzman Fzt. Hülya Özlem Şener ve Yrd. Doç. Dr. Fadime Doymaz uygulamalı olarak yapılabilecek egzersizleri gösterdi.
{ "vars": { "account": "G-9Y3VVX61MK" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }