Okula başlamanın, bir çocuk için ailesinin dışındaki sosyal çevreye girişinin de ilk adımı olduğunu kaydeden Naimi, "Bu durum hem çocuk hem de aile açısından heyecan verici ama kimi zaman da ürkütücüdür. Okula başlama zihinsel, bedensel ve duygusal açıdan bir hazır oluş durumu da gerektirmektedir" dedi.
Okul, aslında bir çocuk için uyması gereken farklı kuralların bir arada uygulanmasını gerektirdiğini kaydeden Naimi, "Bu açıdan daha önce hiçbir eğitim almamış çocuk bu yeni sosyal çevrede bocalayabilir, tepki gösterebilir. Okul daha önce hiç birini tanımadığı yeni arkadaşlar demektir. Olana kadar aile ortamı için de büyüyen ve sadece yakın aile üyeleriyle ilişki kuran çocuktan ayrıca kendi ebeveynlerinin dışındaki başka yetişkinlerle bir arada olması ve onların isteklerini yapması, saygı göstermesi beklenmektedir. Bütün bu ilişkiler yumağını çözmesi ortam içinde kendi yerini bulması ve uyumlu davranması çocuk açısından çok zordur" diye konuştu.
"ÇOCUĞUN YAŞAMINDA AİLESİNİN DIŞINDA AİLESİNİN İLK TOPLUMSAL KURUM OKULDUR"
"Çocuğun yaşamında ailesinin dışındaki ilk toplumsal kurum okuldur" diyen Naimi, "Bu aile içinde çok önemlidir. Okula hazırlık demek aslında aile olarak hazırlıklı olmak demektir. Öncelikle aile çocuğunu farklı bir ortamda bırakmaya hazır olmalıdır. Aileler her ne kadar hazır olduklarını iddia etseler de yaşadıkları heyecan ve gerginliğin çocuklarına yansıtmaktadırlar. Çocuklar onların bu zayıf tarafını çabuk fark eder ve bu duyguyu kullanırlar. O nedenle bazı küçük önlemler alınarak okulun ilk günlerinin oluşturduğu sıkıntı en azından azaltılabilir. Okula başlamadan çocukla birlikte mümkünse; okul birkaç kez gezilmeli ve çocuk mutlaka öğretmeniyle tanışmalıdır. Kıyafetleri dışında kalem gibi kırtasiye ihtiyaçları çocukla birlikte alınmalı ve onun istekleri öncelikli olmalıdır. Çocuğa güven verilmeli, rahatlatılmalıdır. Öncelikle aile sakin davranmalı kendi yaşadığı heyecanı ve kaygıyı çocuğa yansıtmamalıdır. Çünkü çocuklar heyecanlandıkları ve kaygılandıkları her sefer size bakacak ve sizin tepkilerinizi izleyecektir. Bu nedenle ne kadar gergin olursanız olun sakın ve rahat görünmeniz en önemli noktadır. Okul dışında onu alacağınızdan ve yine birlikte eve gideceğinizden emin olmanızı sağlayın. Bazen çocuklar annelerinden ayrıldıklarını hep okulda kalacaklarını ve bir daha eve dönmeyeceklerini düşünerek kaygılanabilirler. Bu biz yetişkinler için saçma bir düşünce olsa da karşınızdakinin bir çocuk olduğunu ve ilk kez bir sosyal ortama girdiğini unutmamak gerekir" şeklinde konuştu.
"ÇOCUKLAR SINIFLARINA GEÇTİĞİNDE KAPI EŞİĞİNDE BEKLEMEK YADA SIRADA OTURMAK BÜYÜK YANLIŞTIR ?"
Psikolog Nesrin Naimi, çocukların sınıflarına geçtiğinde anne veya babasının kapı eşiğinde beklemesinin veya sınıfta sıralara oturmalarının çok büyük yanlış olduğuna dikkat çeken Naimi, "Bu diğer çocukları da etkiler ve sınıfta öğretmenin kurmaya çalıştığı disiplini engeller. Mümkünse çocuklar sıralarda oturduktan sonra vedalaşılıp uzaklaşmalıdır. Çocuğu okula hazırlamak için yapılan tüm uğraşlara karşı ilk gün gözyaşları engellenemeyebilir. Araştırmalara göre 5 çocuktan 4'ü okulun ilk gün sorun yaşamakta ve yaşatmaktadırlar. Bunun normal olduğu unutulmamalıdır. Ancak bilindiği gibi gözyaşları da olsa okulda kalmak zorundadır. Bunun bilincinde olarak çocuğa karşı kararlı bir tavır izlemek ve hiçbir şeyin durumu değiştirmeyeceğini bilmesini sağlamak önemlidir. Kararlı olurken sabırlı ve sevecen bir tutum sergilemek en önemli kuraldır. Ağlayan, hırçınlık yapan çocuğa kızmak, tepki göstermek ya da başkalarıyla kıyaslamak çocuğu daha da gerginleştirecektir. Aşırı koruyucu ailelerde büyüyen ve okul öncesi eğitim almamış çocukların bu uyum sürecini daha zor atlattıkları bilinmektedir. Aslında bütün sorun çocuğun ailesinden ve evinden ayrı kalmasını getirdiği kaygı ve tedirginliktir. Okula doğru bir şekilde hazırlanmamış çocuk zaman içinde bu uyum sürecini atlatmazsa okul sendromu ya da diğer adıyla okul fobisi bilinen bir tepki geliştirebilir. Bu okula gitmekten kaçınma, iştahsızlık, uyku problemleri, ortada bir neden yokken ağlamak özellikle baş ve karın ağrısı, mide bulantısı, kusma gibi psiko-somatik belirtilerle ortaya çıkar. Okul fobisi pek çok çocuğun yaşadığı bir sorun olmakla beraber sabırlı ve kararlı davranarak ve bazı kurallara dikkat ederek çözümlenebilir. Bu kuralları şöyle özetleyebiliriz; kızmadan, tepki göstermeden davranmak, gözyaşlarıyla ve yaşadığı endişeyle alay etmemek, hafife almamak, okul, arkadaşlar, yapılan faaliyetlerle ilgili uzun sohbetler yapmak, çocuğun öğretmenini durumdan haberdar etmek, sıkı bir işbirliği içinde olmak, çocuktan beklentilerde daha az talepkar olmak, mükemmeliyetçi bir tavır sergilememek, çocuğu her ne olursa olsun başkalarıyla kıyaslamamak, attığı her adımı ve önemsiz görünse bile her başarıyı taktir etmek. Sözü edilen bu önlemlerle zaman içerisinde durum normale dönecektir. Her çocuğun benzer sorunlar yaşadığı ve zamanla kendi başa çıkma yöntemleri oluşturacağı bilinmelidir. En önemli konu çocuğun biraz zamana ve ilgiye ihtiyacı olduğunun bilincinde olmaktır" ifadelerini kullandı.
İzmir haberleri
Okula yeni başlayan çocuğun psikolokisi
Trabzon Özel Yıldızlıgüven Hastanesi Psikologlarından Nesrin Naimi, okula yeni başlayanların, hem çocuk hem de ailesi için heyecan verici olduğunu belirterek bu durumun zaman zaman ürkütücü olabileceğini söyledi.
Bunlar da ilginizi çekebilir