ABD Temsilciler Meclisi eski üyesi ve S. Daniel Abraham Orta Doğu Barışı Merkezi Başkanı Robert Wexler ise, “Eğer Başbakan Erdoğan protestoları Türkiye’nin demokrasisini güçlendirmeye kanalize edebilir ise, ülkenin küresel bir güç olarak yükselmesini sağlayabilir ise, böylece de ABD ve Avrupa Birliği ile olan ilişkilerini kuvvetlendirmesini sağlayabilir ise, Atatürk’den sonra en önemli lider olabilir” dedi.ABD’nin NATO eski Büyükelçisi Kurt Volker ise, Türkiye’nin bölgedeki ülkelere model olma teorisinin ortaya çıkmasının ana sebebi olarak AK Parti’nin askeri ve İslami diktatörlük arasında bir orta yol bulma konusunda başarılı olduğu için ortaya çıktığını savundu. Türkiye’deki olayların henüz bşr kriz noktasında olmadığını belirten Volker “Suriye’deki durum, Irak’da artan şiddet ve bunun Lübnan’a sıçrama riski ve Ürdün’de istikrarsızlık yaratma riski ve Mısır’da şu an gördüğümüz muazzam belirsizlik, bunların tümü ile mücadelemizde Türkiye ile stratejik işbirliğimiz büyük önem taşımakta ve bu alanda daha fazla çalışmamız gerekiyor” dedi. Bununla birlikte Başbakan Erdoğan’ı kınamama konusunda diğer konuşmacılara katıldığını belirten Kurt Volker “Ancak kınamamayla beraber, hem bizim inandığımız hem de Türk haklının çoğunun desteklediği demokratik değerlere olan inancımızı dile getirmeliyiz. Türkiye ile olan ilişkimizde statejik işbirliği ya da demokrasi tartışması iki ayrı konu değil. Stratejik açıdan desteğimizi göstermemiz demokrasi hakkında birlikte konuşabilmemiz için bize inanılabilirlik sağlıyor” dedi.
Senatörlerin Türkiye’deki gelişmeler karşısında ABD’nin somut olarak Türkiye’ye hangi somut tavsiyelerde bulunulması gerektiğini sorması üzerine Boston Universitesi Profesörü White, Türkiye seçim sisteminin ele alınması gerektiğini belirtti ve “Siyasi partilerin finansmanı yok. Gidip parti kurabilirsiniz ama bunun için finansman bulamıyorsunuz. Bu kendi içinde demokratik bir sistemde bir engel. Ancak %10 barajını aşıp parlamentoya giren partiler devlet finansmanı sağlayabiliyor. Var olan bir partinin bir parçasını alıp yeni bir parti kurarsanız bundan faydalanabilirsiniz, ki AK Parti bunu yaptı. Ancak Gezi Protestocuları gibi bir grup iseniz, o zaman hiçbir şansınız yok” dedi.
Wexler ise tek bir tavsiyesinin olduğunu söyledi ve Başbakan Erdoğan’a seslendi “Bir çok demokratik şekilde seçilmiş devlet lideri sizin ekonomik durumunuza sahip olmak için sağ kollarını verirdi. O yüzden büyük düşünün, kendinize güvenin, küçük olmayın. Sizin değerinizi düşürecek bir liderliğe ve aynı zamanda ülkenizdeki gelişimi tehlikeye atacak bir liderliğe yönelmeyin” dedi. Aynı zamanda ABD’nin Türkiye’de askerin durumuna çok dikkatli yaklaşması gerektiğini, her iki ülke arasındaki askeri ilişkilerin çok uzun zamandır iyi olmasının büyük önem taşıdığının altını çizmekle birlikte ABD’nin Türkiye’de askerin sivil yönetim ile kontrol edilmesini yüzde yüz desteklemeleri gerektiğini belirtti.
Türkiye’deki anayasa değişikliği konusunda değinilen oturumda, anayasa değişikliği gerçekleşmeyip Başbakan Erdoğan’ın görevinden ayrılmasından sonra dahi eski Büyükelçi James Jeffrey, AK Parti’nin içerisinde Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül gibi güçlü isimler bulunduğunu söyledi ve bu isimler ile AK Parti’nin Türk siyasi hayatında önemli bir yer teşkil etmeye devam edeceğini savundu. Ancak Profesör White, bir çok konunun yanı sıra özellikle Suriye konusunda AK Parti içerisinde çıkan görüş farklılıkları nedeniyle Başbakan Erdoğan sonrası AK Parti’de ayrımlar görüleceğini belirtti.