Doğum konusunda yaşanan korkunun da anne adaylarında kısır döngüye neden olabildiğini vurgulayan Orhan, doğum aşamasında yaşanılan korkunun ağrıyı, ağrının ise korkunun büyümesini tetiklediğini kaydetti.
Cambridge Düşesi Kate Middleton ile gündeme gelen Hipnodoğum’un son yıllarda gelişmiş ülkelerde yeni trend olduğunu, hipnoterapi ile ağrının engellenerek, kişinin daha rahat ve güvenli bir doğum yapabileceğini vurgulayan Orhan, şöyle devam etti:
“Bu işlemin asıl adı ‘Regresyon Hipnoterapisi’. Herkesin ağrı eşiği farklıdır. Her kadın bu sancıyı farklı yaşar ve doğum ağrısı hipnoterapi ile en aza indirilebilir. Bunda negatif şartlanmaları yıkıp doğumu doğal bir süreç olarak görmek büyük önem taşıyor. Kanserle ilgili programlar izleyen pek çok kişide psikosomatik olarak sebepsiz kanser belirtilerinin belirdiği görülmüştür. Doğum sancısı ve diğer hastalık semptomlarının aslında pek çok kişinin sosyal duyum sonucu abarttığı duyusal etkiler var. Hipnodoğum esasen doğum ağrısını azaltmayan fakat kişinin bilinçaltında doğumla ilgili olumsuz kayıtlarını silmesine yardımcı olan ve doğum esnasında bu ağrının başa çıkılabilir bir ağrı olduğunu bilinçaltına çapalayan bir sistem.”
Bu yöntemin Türkiye’de de uygulandığını ancak henüz yaygınlaşmadığını belirten Orhan, regresyon hipnoterapisinin sadece doğum ağrılarını dindirmede değil, travma kayıtlarından kurtulmak, korkular ve fobilerden arınmak, taciz-tecavüz gibi hayatı olumsuz etkileyen her türlü duygunun etkisini silmek, maddi, duygusal hayat, cinsel hayat gibi olumsuz giden periyodik gidişatların altında yatan kodlardan temizlenmek için de kullanıldığını kaydetti. Orhan, hipnodoğumun ülkemizde de yaygınlaşması gerektiğini, ancak bu işin ehil kişiler tarafından yapılmasının büyük önem taşıdığını sözlerine ekledi.