Vatandaşın alım gücü arttı ve daha sağlıklı yaşamak için elinden geleni de yapıyor. Ama maalesef hastalıklar da hızla artıyor. Bu çelişki ve izah edilmesi gereken durum, önümüzdeki en önemli sorundur. Ebola korkusu, gelişmekte olan ülkelerdeki sıtma ve benzeri sağlık sorunları, hızla artan obezite ve beraberindeki kalp damar hastalıkları, artan diyabet ve beraberindeki sağlık problemleri, alzheimer gibi ciddi yaşam sorunları,artan ilaç tüketimi, tüm sağlık uzmanlarına rağmen,gelişmiş enformasyon sistemlerinin devrede olmasına karşın epidemi şeklinde hem dünya hem de ülkemizde günümüzün ciddi sağlık problemleri arasında önemini korumaktadır.
Geçtiğimiz günlerde yapılan 31. Nefroloji Kongresi'nde sunulan araştırmaya göre, Trükiye'de obezite hızla artmaktadır. Bel çevresi esas alındığında 2006 yılında yüzde 33.7 olan obezite sıklığı, günümüzde yüzde 40.8'e yükselmiştir. 2006 yılında yüzde 35.7 olan hipertansiyon, bugünlerde yüzde 37.6'ya çıkmıştır. Son 10-15 yılda diyabet oranı Türkiye'de ikiye katlanmıştır. Bugün her yüz kişinin 14'ü diyabettir (tip 2 diyabet). Ortalama vücut ağırlığımız 5 yıllık sürede 2.2 kilo artmıştır. Kalp damar hastalıkları için önemli bir gösterge olan bel çevresi 3.4 santim artmıştır. Obezitenin en önemli ölçüsü olan vücut kitle indexi (VKİ) 26.3'den, 27.1'e çıkmıştır. Bütün bu verilerin ışığında, her türlü harcamaya, her türlü bilgi birikimine rağmen artan sağlık sorunları ve harcamalar, global düzeyde yeni stratejilere yeni anlayışa gerek duyulduğunu göstermektedir" dedi.
Sağlık projeksiyonlarında, korunmaya ve önleyici sağlık hizmetlerine daha çok önem verilmesi ve bu konuda eksikliklerin hızla giderilmesi gerektiğinin altını çizen Halk Sağlığı ve İç Hastalıkları Uzmanı Dr. M. Emin Dinççağ, "sağlık hizmetlerinin bir ekip hizmeti olduğu ve multisektörel bir yaklaşımla, hastalıkların olmadan önüne geçmenin bir zorunluluk olduğu görülmelidir. Sağlık, sadece sağlık profesyonellerinin çabası ve yaptıkları ile başarılı olunabilecek bir alan değildir" diye konuştu.
Ebola salgınının medyada yer almasının halk sağlığına katkı sağlayacak düzeyde olmadığını ifade eden Dr. Dinççağ, "Medyanın olayı yansıtması vatandaşta sadece korku ve panik oluşturmaktadır. Oysa hem ebola salgınında hem de hepatit, HIV ve diğer virutic bulaşıcı hastalıklarda korunma ve karantina tedbirleri aynıdır ve panik oluşturmak yerine eğitim ve toplumun bilinçlendirilmesi daha faydalı olacaktır" uyardı.