Milliyetçiliğin fikir olarak temellerini İbn-i Haldun’un “Asabiye” kavramına dayandırabildiklerini ifade eden Köseoğlu, şöyle konuştu:
“Asabiye ise günümüz anlamıyla toplumsal gerilim demektir. Asabiyenin temelinde kültür vardır. O kültüre dayanarak asabiye sahibi olur insanlar. Bu durum bizde çok eski, bazı milletlerde ise yenidir. Bizim 2 bin yıl öncesine dayanan bir asabiyemiz vardır. Batıda ise milli asabiyetin oluşu köleliğin ortadan kalkmasına yani 15. veya 16. yüzyıla dayanır. 19. yüzyıl ise Avrupa’da milliyetçiliğin doruk noktasına ulaştığı bir dönem olmuştur. Şimdilerde Avrupa’da milliyetçilikten korkarlar. Esasen fiiliyatından değil, sözünden ürküyorlar. Çünkü 2. Dünya Savaşı’nda milliyetçiliğin en büyük tehlikesi olan Nazizm’i ve Faşizm’i yaşadılar. Ancak toplum yapılarına baktığımızda tam bir milliyetçilik vardır.”
Osmanlı’nın son döneminde ise milliyetçiliğin bir inanç haline geldiğini anımsatan Köseoğlu, “Tarihimizdeki en kötü, en acı mağlubiyetimiz olan Balkan Savaşı’nın ardından Osmanlı aydınları bu ülkede milliyetçiliğin bir inanç haline gelmesini sağladı. Çok kısa sürede bunu başardılar. Biz bu inançla 1. Dünya Savaşına girdik. 7 cephede savaştık, yenildik ama onurumuzu kurtardık ve devamında da milli mücadeleyi kazandık. Dolayısıyla bizim esas kurtuluş savaşımız 1. Dünya Savaşıdır” diye konuştu.
Milliyetçi kesime bu güne kadar vurulan en büyük yaftanın ise ırkçılık olduğuna dikkat çeken Köseoğlu, ancak Türk Milliyetçiliği’nin tezahür ettiği hiçbir dönemde ırkçılığın söz konusu olmadığını sözlerine ekledi.
Soru-cevap bölümüyle son bulan konferansa, Türk Ocağı Kahramanmaraş Şube Başkanı Dr. Abdullah Tekinşen, MHP İl Başkanı Mustafa Bastırmacı, Merkez İlçe Başkanı Mesut Tosun ve çok sayıda ilgili katıldı. Konferansın ardından Şube Başkanı Tekinşen, yasar Köseoğlu’na plaket ve yöreye özgü el işlemeli seccade takdim etti.