Rusya’nın Suriye’yi kaybetmesi demek Akdeniz’i kaybetmesi demek olduğuna işaret eden Başbuğ, “Rusya’nın böyle bir şeyi kabul etmesi söz konusu değil. Bu neticeden hareket ederek Suriye ile Rusya mevcut Esed yönetiminin arkasında duruyor. Rus uçakların Suriye üzerinde 2 aydır kullanılmasına şahit olduk. Bir iki kez Rus uçakları Suriye sınırında bizim sınırımızı ihlal etti. Bu ihlalleri devlet normal kanallarıyla protesto etti. Çeşitli defalar ikaz edildi. Antalya’daki G20 toplantısında da bu hava ihlallerinin Türkiye Cumhuriyeti devleti tarafından defalarca gündeme getirildi. Sonuçta arzu edilmeyen istenmeyen olayların nedeni olabileceği Türkiye tarafından defalarca ikaz edildi, ifade edildi. Bütün bunlar rağmen maalesef dün sabahleyin Hatay bölgesinde bir hava ihlalinin olduğunu görüyoruz” diye konuştu.
Türkiye’nin angajman kurallarına göre hareket ettiğini kaydeden Başbuğ, “Türkiye dünkü olayda yüzde yüz haklı. Bunun en ufak bir şüpheli bir noktası yok. Yapması gerekeni Türk Silahlı Kuvvetleri angajman kuralları içinde yapmıştır. Bunda hiçbir tereddüt yok. Ancak ortada ciddi bir kriz olduğu da bir gerçek. Önemli olan bu ciddi krizi daha yukarılara tırmandırmadan özellikle Rusya-Türkiye ilişkilerine zarar vermeden kalıcı zararlar vermeden atlatmak. Bunun bazı geçici zararları olacaktır bunu kabul etmek gerekir. Önemli olan kalıcı köklü zararlar olmadan bu krizden nasıl çıkılacak.
Ortada olan mevcut konu budur. Bu krizden çıkışın şu andan anahtarı daha doğrusu inisiyatifi Rusya’nın elinde bu da bir gerçek. Önemli olan bu krizi Rusya nasıl yönetecek ve bu krizden nasıl çıkılacak. Sorun bu, Bu askeri çatışmaya neden olur mu? Kesinlikle ben şahsen böyle bir şey olacağını düşünmem. Tabi böyle bir şey olmaz. Ancak iki ülke arasındaki diğer ilişkilere geçici olarak zarar verebilir. Bunların kalıcı olmaması lazım. O zaman olaydaki gerek içinde gerek dışarıda olan bütün devletlere düşen temel görev bu krizin bölgeye ülkelere en az zarar vererek bu krizin daha fazla artırılmadan önlenmesi yönünde gayret gösterilmesi olmalıdır” diye konuştu.
Ortada olan mevcut konu budur. Bu krizden çıkışın şu andan anahtarı daha doğrusu inisiyatifi Rusya’nın elinde bu da bir gerçek. Önemli olan bu krizi Rusya nasıl yönetecek ve bu krizden nasıl çıkılacak. Sorun bu, Bu askeri çatışmaya neden olur mu? Kesinlikle ben şahsen böyle bir şey olacağını düşünmem. Tabi böyle bir şey olmaz. Ancak iki ülke arasındaki diğer ilişkilere geçici olarak zarar verebilir. Bunların kalıcı olmaması lazım. O zaman olaydaki gerek içinde gerek dışarıda olan bütün devletlere düşen temel görev bu krizin bölgeye ülkelere en az zarar vererek bu krizin daha fazla artırılmadan önlenmesi yönünde gayret gösterilmesi olmalıdır” diye konuştu.