Bunun doğal sonucu dış ticaret açığı ve dış borçların artmasıdır. Dolayısıyla bir taraftan ekonomideki yapısal sorunlar, diğer taraftan halkın yüksek tüketim beklentisi ve ithal ürünlere öncelik veren tercihleri dışa bağımlılığı pekiştirmektedir. Bu sürecin halka faturası ise daha çok işsizlik olarak kesilmektedir. Bu nedenlerle ürün tercihlerimizde barkodu 869 ile başlayan yani Türkiye’de üretilen mallara öncelik vermeliyiz. 869 barkodunun bilinilirliğini artırıcı kamu spotları mutlaka yapılmalıdır” diye konuştu.
“YAPISAL DÖNÜŞÜM KAÇINILMAZ HALE GELDİ”
Bu sorunların çözümünün Türkiye ekonomisindeki yapısal dönüşümü zorunluğu kıldığını kaydeden Yorgancılar, tasarrufların artırılması, teknolojik yenilik ve yenilikçi ürün üretimi, tüketim deseni ve bundaki değişimlere paralel bir üretim deseni oluşturulması gerektiğini vurguladı.
Sanayicilerin yerli girdi, vatandaşların yerli ürün, merkezi, yerel ve kamu kurumlarının yerli ürün ile yerli girdiye öncelik vermelerinin ülkenin geleceği için kritik öneme sahip olduğunu vurgulayan Yorgancılar, “Benzer niteliklere sahip yerli ürünler varken ithal olanları alanların işsizlikten şikayetçi olmaya hakkının olmadığı, ithal ürün kullanmanın başka ülkelerde iş imkanı yaratmak anlamına geldiği konusunda kamuoyu bilinçlendirmelidir. Türkiye’nin yeni ve yenilikçi bir üretim iklimi ve kültürüne, vizyoner bir sanayileşme stratejisine, mütevazi bir tüketim, yüksek bir tasarruf bilincine sahip olması sağlanmalıdır. Yerli malı haftası da sadece kutlanan değil, konuşulan, tartışılan ve çözüm üretilen bir haftaya dönüştürülmelidir” dedi.
Sanayicilerin yerli girdi, vatandaşların yerli ürün, merkezi, yerel ve kamu kurumlarının yerli ürün ile yerli girdiye öncelik vermelerinin ülkenin geleceği için kritik öneme sahip olduğunu vurgulayan Yorgancılar, “Benzer niteliklere sahip yerli ürünler varken ithal olanları alanların işsizlikten şikayetçi olmaya hakkının olmadığı, ithal ürün kullanmanın başka ülkelerde iş imkanı yaratmak anlamına geldiği konusunda kamuoyu bilinçlendirmelidir. Türkiye’nin yeni ve yenilikçi bir üretim iklimi ve kültürüne, vizyoner bir sanayileşme stratejisine, mütevazi bir tüketim, yüksek bir tasarruf bilincine sahip olması sağlanmalıdır. Yerli malı haftası da sadece kutlanan değil, konuşulan, tartışılan ve çözüm üretilen bir haftaya dönüştürülmelidir” dedi.
“İKİ ÖNEMLİ TALEBİMİZ VAR”
Yorgancılar, her platformda altını çizerek gündeme getirdikleri iki talebi yerli malı haftası dolayısıyla bir kez daha kamuoyunun dikkatine sunduklarını ifade ederek şunları söyledi: “Kamu İhale Kanunu’nun 63. maddesinde, değişiklik yapılarak ‘yerli malı olarak belirlenen malları teklif eden istekliler lehine, yüzde 15 olan oranın yüzde 25’e çıkartılarak konulabilir’ şeklinde düzeltilmelidir.
Yenilenebilir Enerji Kaynakları (YEK) alanındaki yatırımların özendirilmesi amacıyla, muhtelif YEK teçhizatının yerli imalatının, Hükumetimizce teşvik edilmesi yolunda gerekli yasal düzenlemeler gecikmeksizin yapılmalıdır. Üçüncü çeyrek büyüme oranları da göstermiştir ki; güçlü ekonomi ve güçlü Türkiye için güçlü sanayi ve güçlü sanayi için de mutlaka ve mutlaka yerli malı üretimini ve tüketimini arttırmak zorundayız.”
Yenilenebilir Enerji Kaynakları (YEK) alanındaki yatırımların özendirilmesi amacıyla, muhtelif YEK teçhizatının yerli imalatının, Hükumetimizce teşvik edilmesi yolunda gerekli yasal düzenlemeler gecikmeksizin yapılmalıdır. Üçüncü çeyrek büyüme oranları da göstermiştir ki; güçlü ekonomi ve güçlü Türkiye için güçlü sanayi ve güçlü sanayi için de mutlaka ve mutlaka yerli malı üretimini ve tüketimini arttırmak zorundayız.”