Bugün de milletin istiklaline ve istikbâline yönelik her saldırıya karşı aynı şuur ve kararlılıkla mücadele ettiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “100 yıl önce ülkemizi dilim dilim doğramak ve küçük parçalar halinde yutmak için kurulan planları Çanakkale’de, Kut’ül Amare’de, Bakü’de, Dumlupınar’da, İzmir’de yerle yeksan etmiştik. Milletimizin 15 Temmuz gecesi aynı niyetle harekete geçenlerin heveslerini bir kez daha hamdolsun kursaklarında bırakmıştır. Askerlerimiz, polisimiz, güvenlik korucularımız 33 yıldır kesintisiz süren bölücü terör örgütleriyle mücadelelerinde gösterdikleri kahramanlıkla yine bunların heveslerini kursaklarında bırakmıştır” diye konuştu.
“ADNAN MENDERES VE ARKADAŞLARININ İDAMI, TÜRK SİYASİ TARİHİNİN EN YÜREK YARALAYICI HADİSELERİNDEN BİRİDİR”
Suriye’de yürütülen Fırat Kalkanı Harekâtı ile Irak’ta yürütülen operasyonların da bu kapsamda sayılabileceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu operasyonlar özgürlüğümüze ve geleceğimize yönelik saldırılar karşısında mücadelemizin sınırlarının nerelere kadar uzanabileceğini herkese göstermiştir. Hamdolsun bugün de güvenlik güçlerimizden vatandaşlara kadar herkes bu hassasiyetini en üst düzeyde muhafaza etmektedir. Biz de milletimizden aldığımız güçle, destekle bu kadim mücadeleyi sürdüreceğiz, sürdürüyoruz” dedi.
Bugün 27 Mayıs darbesinin 57. Yıl dönümü olduğuna işaret ederek, bu darbe sonunda Adnan Menderes ve arkadaşlarının idamının Türk siyasi tarihinin en yürek yaralayıcı hadiselerinden biri olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin darbeler dönemini artık bir daha açılmamak üzere kapattığının sanıldığı bir dönemde 15 Temmuz felaketinin yaşandığını dile getirdi ve “15 Temmuz’dan ibret alacağız ve bir daha tekerrürüne de izin vermeyeceğiz. Sadece 15 Temmuz’un değil 12 Eylül’ün, 28 Şubat’ın, 12 Mart’ın, 27 Mayıs’ın tekerrürüne de müsaade etmeyeceğiz. Bunun yolu, milletimizin 7’den 70’e tüm fertleriyle değerlerine, haklarına, özgürlüklerine, geleceğine sahip çıkmasıdır. 15 Temmuz’un diğer tüm darbelerden ve darbe girişimlerinden farkı; milletimizin işte bu iradeyi ortaya koymuş olmasıdır” diye ekledi.
“MİLLETİMLE İFTİHAR EDİYORUM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Emin olunuz, o gece verdiğimiz 249 şehidimizin hiçbirinin tek bir damla kanı, tek bir nefesi dahi boşa gitmemiştir. Aynı şekilde 2193 gazimizin hiçbirinin fedakârlığı heba olmamıştır. Bizim kültürümüzde şehitlik veya gazilik iki güzelden biri olarak ifade edilir. O gece iki güzelden hangisi olursa onu arzulayarak sokakları, meydanları dolduran milletimiz, artık kendisine yönelik saldırılara sessiz ve tepkisiz kalmayacağını göstermiştir; ben bu milletimle iftihar ediyorum. Ve bu aziz milletin bir ferdi olmaktan gerçekten mutluluk duyuyorum. Rabbime hamdolsun, bizleri bu milletin bir ferdi olarak yarattığı ve bu millete hizmetle de bizleri şereflendirdi.
Bundan sonra adı ve söylemi ne olursa olsun hiçbir örgütünün ülkemize yaptığı ihanet cezasız kalmayacaktır. Dünyanın en modern savaş araçları karşısındaki en etkili gücün hala iman dolu yürekler olduğunu gösteren milletimin her bir mensubuna buradan bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.”
TERÖR ÖRGÜTLERİ İLE MÜCADELEDE KARARLILIK
Bugün Türkiye’nin terör örgütleriyle olan mücadelesini geçmişe göre çok daha kararlı bir şekilde vermesinde 15 Temmuz zaferinin çok büyük etkisinin olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bakın bugün Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te eğer bu mücadeleyi kararlı bir şekilde veren askerimiz varsa, polisimiz varsa, güvenlik güçlerimiz varsa, biliniz ki işte bu buradan geliyor. Hem devletimiz bu mücadeleyi sekteye uğratan hainlerden temizlenmiştir, temizleniyor. Hem de güvenlik güçlerimiz arkalarında koskoca bir milletin olduğunu şüpheye yer bırakmayacak şekilde görmüşlerdir” şeklinde konuştu.
Türk milletinin yeni bir diriliş, yeni bir kuruluş, yeni bir yükseliş döneminin işaretini 15 Temmuz direnişiyle verdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bize ve bizden sonra gelenlere düşen görev, bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmektir. İşte bu anlayışla şehitlerimizin manevi emanetlerinin ifadesi olan; tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet ülküsüne sıkı sıkıya sahip çıkıyoruz. Aynı şekilde şehitlerimizin emanetleri olarak gördüğümüz geride bıraktıkları yakınlarına aynı şekilde sahip çıkıyoruz” sözlerine yer verdi.
“ŞEHİT YAKINLIĞI VE GAZİLİK UNVANLARI BAŞLI BAŞINA BİR ŞEREF KAYNAĞIDIR”
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile diğer ilgili kuruluşların bu konuda her türlü çabayı gösterdiğine değinerek, şehit yakınlarının ve gazilerin her türlü meselelerinde Cumhurbaşkanı olarak kendisinin de yanlarında olduğunu sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şunu açık ve net söyleyeyim kardeşlerim: Belki haklarınız konusunda bazı eksikler, bazı aksamalar olabilir, bunlardan dolayı da ben özellikle Hükümetimiz adına sizlerden özür diliyorum. Fakat bu aksamalar ve bu aksaklıklar için de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız her zaman yanınızdadır, müracaatınızı oraya yaptığınız anda da bu aksaklıklar süratle giderilir, bundan hiç endişeniz olmasın, valiliklerimiz aynı şekilde. Hiçbirisi eğer bunu yerine getirmiyorsa, lütfen bizim de kapımızı çalın. Şehit yakınlığı ve gazilik unvanları başlı başına bir şeref kaynağıdır, bir gurur kaynağıdır, bunun karşılığı hiçbir maddi değerle, hiçbir dünyevi payeyle ölçülemez. Bu unvanları taşıyan her bir kardeşimin temsil ettikleri kavramların önemine uygun bir vakar içinde hareket ettiklerini biliyorum. Bunun için de her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını, şehit yakınlarının ve gazilerin Ramazan ayını kutlayarak, bu ayda yaptıkları ibadetlerin, duaların ve hayırların kabul olması temennisiyle tamamladı.
Editör: TE Bilişim