Davutoğlu, “Bütün devlet ve hükümet başkanları söz alarak Türkiye’nin bu konudaki üyelik katılım süreci konusundaki tutumlarını açıkça beyan ettiler ve hemen hemen tümü Türkiye’nin AB ile bu kritik süreçte birlikte hareket etmesinin önemini vurguladılar. 11 yıl sonra böyle bir zirvenin tertip edilmiş olması bile kendisi katılım müzakerelerine büyük bir ivme katma anlamı taşır. Ayrıca 17. faslı 3,5-4 sene aradan sonra yeni fasıl açılarak bunun açık bir göstergesi ortaya konduğu gibi diğer fasıllarla ilgili de AB Komisyonu’nun bir deklarasyonu olacak. Dolayısıyla müzakerelerde bir ivme kazanılması söz konusu. Yine ekonomi, enerji ve siyasal alanda üst düzey diyalog mekanizmaları kuruyoruz.
Bu zirveleri de yılda 2 defa tekrar etmeye karar verdik. Bunun yanında da vize muafiyeti konusunda önümüzde de çok açık bir takvim var. Bu da Mart ayında ilk rapor, Haziran ayında da Türkiye’nin Geri Kabul Anlaşmasıyla birlikte uygulamaya başlamasıyla birlikte takriben Ekim ayında da vize muafiyetinin devreye girmesi. Bunun için bizim yapacaklarımız da var, AB’nin de yapacakları var. Ümit ederim 2016 yılı Türkiye-AB ilişkilerinde bir dönüm noktası olacaktır. Bizim hükümetimiz açısından da, tüm hükümet programımızda açıkladığımız gibi, AB ana gündem maddelerimizden biridir.
Bir stratejik hedef olarak AB tam üyeliği 2016 yılında büyük bir ivme kazanacaktır. Bu zirve bunun işaretini vermiştir. Son derece pozitif görüşmeler oldu. Herhangi bir ihtilaf söz konusu değil bu anlamda. Ben 2016 yılının Türkiye-AB ilişkilerinde bir dönüm noktası olacağına dair inancımı Brüksel’den ayrılırken daha da pekiştirmiş olarak muhafaza ediyorum” dedi.
Editör: TE Bilişim