Dış güçler tarafından terör örgütlerinin yönetildiklerini kaydeden Eğilmez, “Türkler, en genç devletleri Türkiye Cumhuriyeti tarihinde önce ermeni asala terör örgütünü hemen sonra bölücü terör örgütünü tanıdı. Onların cinayetlerine maruz kaldı. Sonraki gelişmeler gösterdi ki aslında bu iki örgüt kolektif çalışmalar yürüten bir yapıya sahipti. Kuruluş amaçları, hedefleri ve beslendikleri odaklar aynıydı. Çünkü bu örgütleri kuranlar ve yönlendirenler aynı merkezlerdi. Asala'nın 20 Ocak 1975'de Lübnan'da kurulduğu tahmin edilmektedir. Ancak kesin bilgi olduğunu söyleyebilmek zordur. Lideri Agop Agopyan'dır. Ancak lideri hakkında da çeşitli spekülasyonlar vardır. Bu onun gerçek ismi midir, bu bile belli değildir. Sol görüşlü bir örgüttür. SSCB tarafından kurdurulduğu da iddia edilmektedir. Bu görüşe göre örgütü kurmak ve eğitmek için Filistinli sol fraksiyonlar kullanılmıştır. Türkiye ve Türklere yönelik terör örgütleri, çoğunlukla aynı kaynaklardan besleniyor ve gerektiğinde işbirliği yapıyorlardı. PKK ve Asala-terör örgütleri, 8 Nisan 1980 tarihinde Lübnan'ın Sidon kentinde ortak bir basın toplantısı düzenleyerek, Türkiye'ye karşı bir deklarasyon yayınlamışlardı. Ancak bu olayın tepki çekmesi üzerine ilişkilerin gizli olarak sürdürülmesi kararlaştırıldı. Toplantı'nın ardında 9 Kasım 1980'de Türkiye'nin Strazburg Başkonsolosluğu, 19 Kasım 1980'de ise Roma Türk Hava Yolları bürosu saldırıya uğramış ve bu eylemler PKK ve Asala tarafından ortaklaşa üstlenilmişti.” diye konuştu.
30 Kasım 1980 tarihinde Tahran’da Asala- PKK ortak bildirisi dağıtıldığını kaydeden Eğilmez, “Bildiride, Ermeni, Kürt ve Arap halklarının bölgede emperyalizme ve Türkiye’ye karşı işbirliği yapmaları gerektiğini dile getiriliyordu. 1987 yılında PKK ile Ermeniler arasında bir anlaşma yapılmış ve şu maddeler belirlenmişti: Ermeniler PKK terör örgütü içinde eğitim faaliyetlerinde bulunacaklar. PKK terör örgütüne her yıl militan başına 5 bin dolar ödenecek. Ermeniler küçük çaplı eylemlere katılabilecek. 18 Nisan 1990 tarihinde yapılan bir sonraki anlaşmaya göre ise şu ilkeler belirlenmişti. PKK ve Asala yönetimde işbirliğine gidecekler. Türkiye'de güvenlik kuvvetlerine yönelik eylemlerin istihbaratı Ermeniler tarafından yapılacak. Devrimden sonra elde edilecek topraklar eşit olarak bölüşülecek. Kamp masraflarının yüzde 75'i Ermeniler tarafından karşılanacak. Eylemler Türkiye'nin diğer metropol kentlerine de yayılacak. PKK ve Asala sadece Türkiye konusunda değil Kafkasya'da da ortak eylem kararına varmışlardı. 19-20 Mayıs 1992 tarihinde bir grup PKK terör örgütü mensubu, 3 araçla İran'ın Urumiye kentinden Ermenistan'a geçmişler ve Azeri Türklerine karşı savaşmışlardı. Yani Asala- PKK ittifakı yeni bir şey değildir. Bu işbirliği çok 1980’lerden beri vardır ve hala devam etmektedir.” dedi.
İzmir Haberleri
Editör: TE Bilişim