Konuyla ilgili bilgi veren Proje Yerleşik Danışmanı Ziraat Yüksek Mühendisi Dr. Erhan Ekmen, şöyle konuştu: “Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'ndan geliyoruz. Bakanlıkta üretici örgütleriyle ilgili kısımda üretici örgütlerinin piyasadaki pozisyonunu daha iyi hale getirmek ve üreticinin balıkçının değerine daha değer katabilmek amacıyla bir Avrupa Birliği projesi hazırladık.
Avrupa Birliği'nden gelen uzmanlarla beraber balıkçının sattığı ürünü nasıl değerli satacağı bunu tüketiciye gidinceye kadar nasıl fiyatının iyi değerlendirilebilip daha güzel bir şart oluşturabileceğini araştırmak için buradayız. Bu projeye başlayalı iki ay oldu. İlk İzmir’e gittik buradan da İstanbul’a gittik.
Sonra buraya geldik." Balıkçı hallerini dolaştıklarını anlatan Ekmen, şunları söyledi: "Balıkçılarla, komisyoncularla ve örgütlerle konuşuyoruz. Bütün herkesin ortak faydalandığı, herkesin paydaş olduğu yeni bir sistem, daha güzel daha iyi bir sistem oluşturmaya çalışıyoruz. Daha iyi hal sistemi, bunun için de elektronik bir sistem; bu sisteme herkesin daha rahat katıldığı balıkçının, komisyoncunun başkasının insafına bırakılmadığı herkesin birlikte daha mutlu olduğu bir sistemin Avrupa Birliği'nde olduğu gibi oluşturmasını hedefliyoruz.
Eksikler genellikle; karaya çıkış noktalarında mezat yerlerinin olmaması, mezat yerlerindeki sistemin istenilen şekilde yürütülememesi, komisyoncular açısından teminat sisteminin sağlam geliştirilmemiş olması, herkesin birbirine borçlu bir sistem içinde ancak borçların takibinin yapılamadığı, o yüzden de sürekli değer kaybı olduğu bir yapı var.”
"HERŞEY KAĞIT ÜZERİNDE GÜZEL"
Heyet daha sonra Faroz Balıkçı Barınağı'ndaki Doğu Karadeniz Balıkçı Kooperatifleri Birliği’nde balıkçılarla bir araya gelerek sorunları tartıştı. Toplantıda zaman zaman sert tartışmalar yaşanırken, balıkçılar adam yerine konulmadıklarından yakındı. Devletin uygulamalarından yakınan balıkçı Kemal Atar, şunları söyledi: “Balıkçı açlıktan ölüyor. Tutuğu balığı yolun kenarında satıyor. Önce balıkçıyı adam yerine koyun ondan sonra toplantı yapalım. Boşuna zahmet etmişsiniz." Herşeyin kağıt üzerinde güzel olduğunu anlatan Atar, sözlerini şöyle tamamladı: "Anamız ağlıyor, denizde 5 kilo balık yok.
Yunuslar başımıza ayrı bir bela, misina ayrı bir bela. Sahil güvenliği başımıza dikmişsiniz o ayrı bir şey. Avrupa buna teşviğini de veriyor karşılığını da alıyor.
Denize 14 milim ağ atıyoruz, balıkçı aç kalmış. 15 TL olan ağları şimdi 70 liraya alıyoruz. Kim bunun hesabını soruyor. Bizi koymuşlar sömürme yerine.
Önce balıkçıyı adam yerine koyun ondan sonra oturup konuşalım. Sorun çok. Veteriner denizden ne anlar. Utanmasalar sünnetçiden müdür yapacaklar. Bize serseri gözüyle bakmayın, içimizde serseri yok. Bizimki insan doyuran meslek.”
Denize 14 milim ağ atıyoruz, balıkçı aç kalmış. 15 TL olan ağları şimdi 70 liraya alıyoruz. Kim bunun hesabını soruyor. Bizi koymuşlar sömürme yerine.
Önce balıkçıyı adam yerine koyun ondan sonra oturup konuşalım. Sorun çok. Veteriner denizden ne anlar. Utanmasalar sünnetçiden müdür yapacaklar. Bize serseri gözüyle bakmayın, içimizde serseri yok. Bizimki insan doyuran meslek.”
Öte yandan Doğu Karadeniz Balıkçı Kooperatifleri Birliği Kooperatif Başkanı Ahmet Mutlu da toplantıda hazır bulunurken, 22 Nisan 2014 günü Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası'nda yapılacak “Balıkçılıkta mevzuat uygulamalarına ilişkin sorun ve çözüm önerileri” toplantısında balıkçıların sorunlarını masaya yatıracaklarını belirtti.
Editör: TE Bilişim
