Yıldırım, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu’nda basınla bir araya gelerek şike süreci, UEFA’nın verdiği 2+1 yıl Avrupa müsabakalarından men cezası ve gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Öncesinde toplantıda bir konuşma yapan Fenerbahçe Genel Sekreteri Talat Yılmaz, “UEFA derken başka bir mahkeme kararıyla karşı karşıya kaldık. Bu karar bazı kasıt peşinde koşan kişiler tarafından yanlış yorumlanarak Fenerbahçe’nin itibarına, markasına yöneticilerine düşmanca tavra dönüştü. Asliye Mahkemesi’nin verdiği karar, kulübü temsil ve izan etme yönünden mahkeme kararına kadar durdurma tedbiridir. Bu kesinlikle Fenerbahçe binasından, tesislerinden uzaklaştırma şeklinde yorumlanmamalı. Maalesef sanki kulüp bugün 1200’de baskına uğratılmış gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Böyle bir olay söz konusu değildir. Dünkü mahkeme kararından sonra davacı yürütme için irca memuruyla gelmiştir. Böyle hassasa bir günde de Kadıköy Emniyeti’nden 4 polisle tedbir amaçlı gelmişlerdir. Bu olay sanki basında bir müdahale edilme şeklinde kamuoyuna yansıtılmaktadır ve böyle gayretler vardır. Bizim veremeyeceğimiz hesap yok. Bu mutlaka Türk Adaletinin vicdanı önünde gerçekleştirilecektir. Bu tatsız olay bizi Fenerbahçe’ye hizmetten geriye koymayacaktır” açıklamasında bulundu.
AZİZ YILDIRIM: “3 TEMMUZ SÜRECİNDEN BU YANA İLK DEFA KONUŞUYORUM”
Aziz Yıldırım, 3 Temmuz sürecinden bu yana ilk defa konuştuğunu belirterek, “3 Temmuz sürecinden bu yana ilk defa konuşuyorum. Ne karalama kampanyalarına karşı dahi konuşmadım. Bunu da tek neden Fenerbahçe’ye zarar gelmemesidir. Ben Fenerbahçe’ye sonuçları değiştirmek için değil, başlangıçları değiştirmek için geldim. Aziz Yıldırım’ın tek düşüncesi Fenerbahçe’dir. Bunun için girdiğim mücadele de teslim olmadım. Olmayacağım da. Bu zor günlerden kurtulmak tüm Fenerbahçelilerin bir araya gelmesinden geçiyor. Aziz Yıldırım’ın kellesini Fenerbahçe’nin kalesini isteyenlerin hevesleri kursaklarında kalacaktır. Gün beraberlik günüdür. Fenerbahçe’yi kapalı kapılar ardında bölmeye çalışanların amacı Fenerbahçe başkanlığını ele geçirmektir" dedi.
“CEZA ALAN HERKESİN AFFEDİLMESİ İÇİN YÖNETİM KURULU’NA TALEPTE BULUNACAĞIM”
“Kötü günlerden sonra bir Genel Kurul yapalım” diyen Yıldırım, “Ben ceza alan herkesin affedilmesi için Yönetim Kurulu’na talepte bulunacağım. O zaman gelin mahkeme kapılarında değil kendi içimizde tartışalım. Artık bu arkadaşlar o genel kurula katılmazlarsa bir daha sonsuza kadar sussunlar. Fenerbahçe başkanı olamasam da sonsuza kadar Fenerbahçe için mücadele edeceğim. Yargılama süreci devam ettiği için sustuğum konuşuluyor. Bu böyle değil ben Fenerbahçe’ye zarar gelmemesi için sustum. İçerideki yargı kararlarından bahsedeceğim. Biz dinlemeyen takılanlar ile şike suçuyla yargılandık. Bazıları bu sürece dahil edilmediler ve kendilerine haklı gördüler. Bu sürecin taraftarlar arasında kine kavgaya dönmesin diye sustuk. Kavga çıkmasın diye cevap vermedik. Kardeş kanı dökülmesin diye sustuk. Ama bu süreçte Trabzonsporlular da yargılanması için Yargıtay’a talepte bulunuldu ama bu konuşulmadı. Şimdiye kadar tüm başkanları döneminde Trabzonspor’a destek oldum. Bunu şahitleri Celal Doğan beyler Özkan Sümer, Sefa Sirmen’dir” ifadelerini kullandı.
“TRABZONSPOR DA ŞİKE SÜRECİNİN İÇERİSİNDEDİR”
Trabzonspor’un şike süreci içinde olduğunu ifade eden Yıldırım, “Ama yalnız Fenerbahçe, Aziz Yıldırım ve arkadaşları cezalandırılması için onlar bu süreçten ayrılmışlardır. Görevi devralan arkadaşımız da başından beri agresifleşti biz sustuk. Bugün ona bir sorum olacak; Geçen Kulüpler Birliği toplantısı oldu. O toplantıda Trabzonspor başkanı, şunları söylüyor; ‘Etik, ahlak, delikanlılık’. Bunlar çok güzel kelimeler. Bu toplantıda Sivasspor Başkanı Mecnun Odyakmaz şike süreci ile ilgili kendisine ne anlattı, ne sordu? Kamuoyuna açıklasınlar. Yoksa bir toplantı daha yapıp ben açıklayacağım. Bize davalar açılıyor. 11 tane dava daha varmış. Recep Özcan kimdir? Ali Şen döneminde Fenerbahçe yönetiminde çalışmış. Haluk Ulusoy zamanında disiplin kurulunda bulunmuş. Kendisiyle ilgili Konya’da bir hakime rüşvet vermek ve rüşvet almak, suç örgütü kurmak, nitelikli dolandırıcılık, görevi kötüye kullanmak suçlarından 17.03.2008 tarihinde gözaltına alınmış. Ve daha birçok davaları devam ediyor. Bu suç örgütünü kurarken, oğlu da devrede. Beraber cezalar alıyorlar. Daha önünde birçok suçlar var. Söyleyecek sözüm var ama bizi suçlayacak olan kişilerin biraz temiz olması lazım. Biz Fenerbahçe için çalışıyoruz. Bizim hakkımızda suçlama yapan başkaları daha var. Hepsi bir araya geliyorlar ve dava açıyorlar. Hakimlere rüşvet vermeye alışık olduğu için de bu kararlar aldırabiliyor” diye konuştu.
“3 TEMMUZ SÜRECİ ŞU ANDA UEFA’DA DA DEVAM EDİYOR”
UEFA’nın verdiği 2+1 yıl Avrupa maçlarından men cezası ile ilgili olarak ise Yıldırım, şöyle konuştu:
“Bize önce müfettişin iddiaları geldi. O iddialara cevapları hazırladık savunma yaptık. Savunmada, hazırlanan raporda demokrasi olmadığını gördük. Bu raporlar özel mahkemelerin sonuçları ile hazırlandı. Tüm Avrupa özel mahkemeler kaldırılsın şeklinde çağrıda bulunuyor. Şimdi UEFA özel mahkemenin kararı ile bizi yargılıyor. Ben hapisteyken şahıslar ile kurumlar ayrılsın dedik. O zaman ayrılmasına herkes karşı çıktı. Şimdi UEFA bu kararı ile şahıslar ile kurumları ayırmıştır. 3 Temmuz süreci şu anda UEFA’da da devam ediyor. Onlara nasıl anlatıldıysa suçsuzluğumuza inanmıyorlar. Kendilerine şikeyi ispatlayan bir tape gösterin dedim. Ses yok. UEFA yetkilileri her yerde üzerimizde baskı yapıldığını söylüyorlar. Kendilerine sorduk bu baskıyı yapanlar kimler diye. Yakında açıklayacaklarını söylediler. Biz bu baskıyı yapanların Türkiye’deki bazı kulüpler ve uzantıları olduğunu biliyoruz.”
“BU BİR ŞİKE OPERASYONU DEĞİLDİR, TÜRK SPORU YARGILANIYOR”
Aziz Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:
“Biz herkesten aldıkları kararların arkasında durmasını istiyoruz. Etik Kurulu raporunda kimsenin düşüncesi alınmadan emniyetten gelen raporları olduğu gibi alıp bizi suçlu gösterdiler. Herkes bir paradan bahsediyor. Emenike’ye gönderilen para? Nerede bu para. Daha önce de söyledim bu bir şike operasyonu değildir. Türk sporu yargılanıyor. UEFA’daki lobiciliği gösteriyor. 5 maçtan yargılanıyoruz. Hepsi de çok kolay savunulacak şeyler. Çünkü bu maçlarda hiç bir şey yok. Ben mahkemeden yargılandığım dönemdeki savunmalarımın kayıtlarını istedim. Yazılı ile sözlü savunmada ifadeler farklı olabilir. Biliyorum ki yanlışlıklar var. Ama mahkeme vermediler."
“UEFA’DA YARGILANIYORUZ, NE ŞENES ERZİK NE YILDIRIM DEMİRÖREN ORTADA YOK”
Yıldırım, UEFA’nın yargı sürecine ilişkin yaptığı açıklamasında ise, “UEFA’da yargılanıyoruz. Ne Şenes Erzik ne Yıldırım Demirören ortada yok. Konuşmuyorlar. Verdikleri kararları açıklamıyorlar. Infantino’nun Fenerbahçe bir yıl katılmazsa bu konuyla ilgili işlem yapılmayacağı anlamına gelen sözü var. Bu TFF ile Infantino arasında geçen diyalog ve söz ise TFF çıksın bunu açıklasın. Sayın Demirören ve Erzik kamuoyuna konuşmaları lazım. Çıkıp açıklama yapmaları gerekiyor. Tek karalanan biz olmayacağız. Türk futbolu olmayacak. Steau Bükreş olayında parayı alan aldım veren verdim diyor. Görüntüleri var. Adamlar ceza almıyor. Bu konuyu gündeme getirip Türk futboluna savunacak kimse yok. Bir başkanın da UEFA’nın kararlarını önceden bilmesi... Demek UEFA bilgi ve belgelerine ulaşabiliyor. Ama biz ve medya bu evraklara ulaşamıyor. Onların o evraklara ulaşabilecek adamları olduğunu da öğrenmiş oluyoruz” ifadelerini kullandı.
“UEFA BU DAVA YÜZÜNDEN ÇATIRDAYABİLİR”
Bir basın mensubunun UEFA’nın alacağı kararla ilgili sorduğu soruya ilgili olarak ise Yıldırım, “UEFA’nın Tahkim’inden ümitliyiz. UEFA’ın en zor davasıdır bu. Bize 2+1 yıl ceza verildi ama biz bir yılını çektik bu konu daha gündeme getirilmedi. Biz Tahkim’de bu konuyu gündeme taşıyacağız. UEFA bu dava yüzünden çatırdayabilir. Çünkü şike davasında kişiler ile kurumları ayırdığın anda UEFA’nın tüm kuralları devre dışı kalır. Bu dava da sadece ben yargılanmıyorum. Yargılanan 63 kişi var. Söylediklerim onları da bağlıyor. O yüzden konuşmuyorum” şeklinde konuştu.