bir karar verdi.
Emsal niteliğinde karar veren Yargıtay 4.Hukuk Dairesi, "Bir kişinin fiziki, sosyal ve duygusal kişilik değerlerine iradesi dışı saldırı sonucu meydana gelen eksilme ve kayıplar manevi zararı oluşturur.
Bu tür kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse, manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir" dedi.
Yargıtay'ın kararı bozması üzerine şimdi dosya Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesi'nde yeniden görülecek. Mahkeme, Yargıtay'ın bozma kararına uyarsa tazminat miktarını belirleyip davayı sonuçlandıracak.
Film senaryolarına taş çıkartan babalık davasında, Seferihisar'ın eski Belediye Başkanı Hamit Nişancı'nın arazi zengini babası Turgay Nişancı'nın, taksicilik yapan Yüksel Sakarya'nın (45) da babası olduğu kararı genç yıl sonu onaylandı.
Arazi zengini Turgay Nişançı'nın başrolde olduğu dava konusunun mazisi 44 yıl öncesine dayanıyor. 9 Kasım 1964 de 17 yaşında olan M.S. adlı genç kız, o tarihte ticaretle uğraşan Turgay Nişancı'nın evlenme vaadiyle kendisine sahip olduğunu, bu ilişkiden hamile kaldığını belirterek şahsın cezalandırılmasını talep etti ve Seferihisar Cumhuriyet savcılığına şikayette bulundu. Dilekçeyi inceleyen savcılık, şikayetin altı ay içinde yapılmadığını ve sürenin geçtiğini belirterek başvuruyu reddetti.
Bu ilişkiden dünyaya gelen 'Yüksel' adını verdiği oğlunun kimliğine, babasının adını yazdırmakta kararlı olan M.S., 6 Ağustos 1967'de Turgay Nişancı'ya karşı babalık davası açtı ve 150 lira nafaka talep etti. O yıllarda Adli Tıp Kurumu'nun olmaması ve sadece alınan kan örnekleri sonucunda, Turgay N.'nin Yüksel'in babası olabileceği yönünde rapor verildi. Ancak, şahit olmadığı için Seferihisar Hukuk Mahkemesi davayı reddetti. İş adamının, çocuğunun babası olduğunu ispatlamaya çalışan M.S. de bu kez
Yargıtay'a başvurdu. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi de yerel mahkemenin verdiği kararı 20 Kasım 1965'te onayladı.
DAVA 40 YIL SONRA TEKRARLANDI
Aldığı kararla yıkılan genç kadın, büyük zorluklarla oğlunu büyüttü. Tüm yargı yollarının tükendiğine inanan M.S., oğlunu büyüttükten sonra yeni bir evlilik yaptı. Annesinin açtığı babalık davasının hakkaniyetle sonuçlanmamasına üzülen Yüksel Sakarya da taksicilik yapmaya başladı. Evlenip, çoluk çocuğa karışan Sakarya, Yargıtay'ın reddettiği dosyayı birçok avukata gösterdi, ancak herkesten olumsuz cevap aldı.
Babasının adını kimliğine yazdırmak için yılmadan mücadele eden Sakarya, son olarak babalık davasını incelemesi için avukat Varol Turbay'a gitti. Dosyayı inceleyen Turbay, 40 yıl önce Yargıtay'ın taraflara tebligat yapmadığını tespit ederek, davanın yeniden görülmesini talep etti. Turbay, Yargıtay 2. Dairesi Başkanlığı'na sunulmak üzere 13 Nisan 2005'te Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesi'ne başvurarak yargılamanın iadesini talep etti. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 40 yıl sonra hatayı düzeltip yargılamanın
iadesi yönündeki başvuruyu kabul etti.
Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesi, 2006 yılında işadamı Turgay Nişancı'nın taksici Yüksel Sakarya'nın babası olduğuna karar verdi. Turgay Nişancı da kararın bozulması için Yargıtay'a başvurdu.
Dava dosyası, eksik yazışmalardan kaynaklanan sorunlar nedeniyle iki kez Yargıtay'a gitti geldi. 2008 yılının Aralık ayından beri dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Dairesi, 2010 yılında babalık davasına son noktayı koydu. Arazi zengini işadamının taksici Yüksel Sakarya'nın babası olduğuna kesin kararı onadı.
DEDESİNİN İSMİNİ VERDİ
Kararın kendisine buruk bir sevinç yaşattığını ifade eden Sakarya, "Nişancı ailesi, benim de ailemdir. Kendilerine bir kırgınlığım yoktur. Babama söz verdiğim gibi oğlumun adını Turgay koydum. Oğlum neden dedesinin soyadını taşımasın. Bu onun hakkı" diye konuştu.
Turgay Nişancı'nın oğlu Seferihisar Belediyesi eski Başkanı Hamit Nişancı da, konunun bu şekilde kamuoyuna yansıtılmasından üzüntü duyduğunu, mahkemenin vereceği her karara saygı gösterip gerekeni yapacaklarını söyledi. Kırgınlık olmadığını anlatan Nişancı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu yaşta insanın kardeşi olmaz. Bu insanlar 1965 yılından bu yana neredeydiler? Biyolojik olarak kardeş olduğumuzun ispatlanması, karşılıklı hukukumuz olacağı anlamına gelmez"
Taksici Yüksel Sakarya 2005 yılında babalık davası ile birlikte ayrıca 150'si maddi 150'si manevi olmak üzere toplam 300 bin TL tazminat talebinde bulunmuştu. Sakarya'nın, tazminat talebini Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesi zaman aşımı nedeniyle reddetti. Sakarya, bunun üzerine avukatı aracılığı ile karara itiraz etti. İtirazı inceleyen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, arazi zengini işadamı Turgay Nişancı gibi babalığı ve yine aynı şekilde anneliği inkar edenleri zor durumda bırakacak emsal niteliğinde çok
önemli bir karar verdi. Yargıtay 4.Hukuk Dairesi, "Bir kişinin fiziki, sosyal ve duygusal kişilik değerlerine iradesi dışı saldırı sonucu meydana gelen eksilme ve kayıplar manevi zararı oluşturur. Bu tür kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse, manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir" dedi.
Türkiye'de ilk kez babalığı DNA ile ispatlanmış kişiye karşı çocuğunun tazminat talebinin kabul edildiğini ve bu olayın binlerce kişiye emsal oluşturduğunu belirten Avukat Varol Turbay, şunları söyledi: "Müvekkilimin açtığı babalık davasını 44 yıl sonra kazandık. Geçen yıl sonuçlanan babalık davasında arazi zengini işadamı Turgay Nişancı'nın, taksicilik yapan müvekkilim Yüksel Sakarya'nın babası olduğu yüzde 99.99 DNA raporu ile kesinlik kazandı. 2005 yılında 150'si maddi, 150'si manevi olmak üzere
toplam 300 bin TL'lik tazminat talebimiz Seferihisar Hukuk Mahkemesi tarafından zaman aşımı gerekçesiyle reddedildi. Ancak, Yargıtay, yerel mahkeme ile aynı görüşü paylaşmadı. Yargıtay 4.Hukuk Dairesi, arazi zengini işadamı Turgay Nişancı gibi babalığı ve yine aynı şekilde anneliği inkar edenleri zor durumda bırakacak çok önemli bir karar verdi. Müvekkilimin durumunu dikkate alan Yargıtay, ilk kez tazminatın yolunu açmış oldu. Başta sanatçı Emrah olmak üzere hakkında babalık veya annelik davası açılan bir
çok ünlü siyasetçi, sanatçı veya iş dünyasının önemli ismi, çocukları talep ettikleri taktirde yüklü miktarda tazminat ödemek zorunda kalacaklar."
Editör: TE Bilişim