Törenin açılışında konuşan Bakan Bozdağ, hakim ve savcı adaylarının başarısı için çalışan ailelere ve onların eğitimi için çaba gösteren akademisyenlere ve Adalet Akademisi Başkanı'na teşekkür etti.
"YASAMA, YÜRÜTME VE YARGI BİRBİRLERİYLE ÇATIŞAN DEVLET ORGANLARI DEĞİL"
Genç meslektaşlarına seslenen Bozdağ, "Anayasamızın 6. Maddesi 'egemenliğin millet adına kayıtsız şartsız olduğunu' ifade ederken, egemenlik yetkisinin yetkili organlar tarafından kullanılacağının da altını çizmektedir. Bu yetkili organlardan birisi de kuşkusuz yargıdır. Yargı, Türk milleti adına yargı yetkisini kullanmaktadır. O nedenle bu yetkinin kullanılması sürecinde yargının yetkiyi kimin adına kullandığını her zaman hatırında tutmasında fayda var. Bu yetki Türk milleti adına kullanılmaktadır. Türk milletinin verdiği bir yetkidir. O çerçevede kullanıldığını hatırımızdan hiçbir zaman çıkarmamız lazım. Yasama, yürütme, yargı birbiriyle rekabet içinde olan, birbiriyle çatışan, birbirine üstünlük taslamaya çalışan devlet organları değil aksine bizim parlamenter sistem anlayışımızı içerisinde Anayasamızın başlangıcında da ifade edildiği birbiriyle işbirliği içerisinde olan bir işbölümünü ifade eden bir yapılanmadır. Öyle görmeli ve bu çerçevede hepimiz görevimizi millet adına yaptığımızı unutmadan vazifemizi yerine getirmeliyiz" ifadelerini kullandı.
"YAZIYLA HUKUK DEVLETİ OLUNMAZ"
Bakan Bozdağ, hukuk devleti ilkesinin cumhuriyetin en önemli niteliklerinden birisi olduğunu vurguladı.
Herkesin cumhuriyetin hukuk devleti niteliğinin sadece Anayasada yazılı kalmaması için gayret etmesi gerektiğini belirten Bozdağ, "Uygulamada bu vücut bulursa işte o zaman gerçek bir hukuk devleti olma vasfını kazanmış oluruz. Anayasa ve yasalarda yazılı olan kurallar ne olursa olsun, belki hukuk devletini dünyada en güzel ifade eden cümleleri biz Anayasamıza, yasalarımıza yazmış olsak bile hukuk devletini gerçek anlamda tesis edemeyiz. Çünkü yazıyla hukuk devleti olunmaz, olunması da mümkün değildir. Gerçek anlamda hukuk devleti, Anayasa ve yasaların hukuk devletine uygunluğunun yanında sizin gibi millet adına hukukla bağlı olan hakim ve savcıların adil kararlarla hayat bulur" dedi.
Hukuk devletine vücut verecek olanların adil kararlarıyla hakim ve savcıların olduğunun altını çizen Bozdağ, şunları kaydetti: "Sizlerin verdiği kararlar ben eminim ki hukuk devletine ve yargıya olan güveni de yükseltecektir. Ama eğer insanlar 'yargıya işim düştü' diye 'eyvah' demeye başladığı zaman hukuk devleti anlayışımız yara almış demektir. Hukuk devleti anlayışı yara almadan yoluna devam etmeli, hakim ve savcılarımız verdikleri yargı kararlarıyla hukuk devletinin güçlenmesine, yargıya güvenin her geçen gün artmasına katkı vermelidirler. Ben bu katkıyı verdiklerine yürekten inanıyorum. Her ne kadar zaman zaman bazı kamuoyunu yakından ilgilendiren davalar, soruşturmalar nedeniyle tartışmalar oluyorsa da yargı görevini yapan hakim ve savcılarımızın büyük bir özveriyle çalıştıklarına, hukuku, adaleti ayakta tutmak, hakkı sahibine teslim etmek için adalete uygun davranma konusunda büyük fedakarlık yaptığına inanıyorum. Bu fedakarlığa ve inanca sizin halele getirmeyeceğini yakından bildiğimi ifade etmek isterim."
"HUKUK DEVLETİNİN GÜÇLÜ OLMASI BAĞIMZSI VE TARAFSIZ OLMASI SON DERECE ÖNEMLİ"
Hukuk devletinin güçlü olması için yargının bağımsız ve tarafsız olması gerektiğinin öneme vurgu yapan Bozdağ, eğer bağımsız ve tarafsız bir yargı olmazsa orada hukuk devletini güçlendirmenin, ayakta tutmanın ya da hukuk devletine olan inancı daha ileri taşımanın imkanı olmadığını söyledi.
"Tarafsız ve bağımsız bir yargı demek, hesapsız, kitapsız, layüsel, keyfi davranan, sorumsuz bir yargı demek değildir" ifadesinin kullanan Bozdağ, "Esasın hiçbir şeyle bağlı olmayan bir yargı demek değildir. Kanun ve hukuka uygun bağlı olan ve bu bağlılıkla hareket eden bir yargı olduğu Anayasamız tarafından açıkça ifade edilmektedir. Hiçbir şeyle bağlı olmamak değil aksine Anayasayla bağlı olmaktır, bağımsızlık ve tarafsızlık, aksine kanunla bağlı olmaktır ve hukukla bağlı olmaktır. Bunlara uygun vicdani kanaat ve kararlar vermek, adli işlemler tesis etmektir. Yoksa hiçbir şeyle bağlı olmayıp kendi yorumunu kanun yerine ikame etmek veya başka tür yorumlarla hareket etmek değildir. Anayasamız esasında bunun gayet açık bir şekilde ifade etmektedir" değerlendirmesinde bulundu.
"FARKLILIKLARIMIZDAN HİÇ KİMSE RAHATSIZ OLMASIN"
Bozdağ, elbette herkesin bir fikri, siyasi düşüncesi olacağını belirterek, "Bunlar bizi biz yapan, bizi diğerlerinden ayıran, toplumumuzu zengin kılan, milletimizin güçlü kılan farklılıklarımızdır. Bundan hiçbirimizin rahatsız olmaması lazım. Fikri, düşüncesi ve farklılığı olmayan hiçbir insan yoktur ama yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı söz konusu olduğu zaman önemli olan bu farklılıkların adli işlemlerimizi, adli kararlarımızı etkilememesidir. Eğer bu farklılıklarımız adli işlemlerimizi, adli kararlarımızı etkilemiyorsa biz işimizi Anayasaya uygun yapıyoruz demektir. Bağımsız ve tarafsız adli işlem ve adli karar tesis ediyoruz demektir. Ama eğer herhangi bir hakim ya da savcıyı sahip olduğu farklılıklar etkiliyorsa kararlarını, adli işlemlerini etkiliyorsa bana göre bağımsız, tarafsız, hür değildir, farklılıklarının esiridir. Farklılıklarının esiri olan birinden de bağımsız ve tarafsız bir adalet ve yargı kararı bekleme imkanı olmaz. Hiçbir zaman hiçbir dönemde olmamıştır. Bundan sonra da olmaz" dedi.
Hakim ve savcı adaylarına tavsiyelerde bulunan Bozdağ, şunları kaydetti: "Davanın taraflarına olan yakınlığımız veya uzaklığımız, sevgimiz veya sevgisizliğimiz ya da husumetimiz her ne olursa olsun bizim kararlarımız adil olmalı. İçimizde beslediğimiz bu tür duygulara adli işlemlerimize veya kararlarımıza asla tesir etmemeli. Birilerine yakınlığımız ya da uzaklığımız başka birilerine haksızlık yapmamız konusunda bize güç ve kuvvet asla ve asla vermemelidir. Eğer böyle bir durum ortaya çıkarsa elbette bundan en fazla zararı biz görürüz. Neden, adalet duygusuna olan güven zedelenir çünkü hepimiz biliyoruz ki 'Adalet mülkün temelidir.' Sadece mülkün değil esasında huzurun, barışın, hukuk devletinin ve sağlıklı işleyen bir demokrasinin de sigortasıdır."
5 BİN ATAMA MÜJDESİ
Kurayı çekerek göreve başlayacak genç hakim ve savcılara görevlerinde başarı dileyen Bakan Bozdağ, "Yargılamalar uzun sürüyor. Bu hakim ve savcı sayımızın azlığından, dosya sayısında çokluğundan ve başka pek çok nedenden kaynaklanabilir" dedi.
Adaletin Etkinliği Komisyonu'nun (CEPEJ) raporunu paylaşan Bozdağ, rapora göre Avrupa Konseyi ülkelerinde 100 bin kişiye düşen hakim sayısının ortalama 21, savcı sayısının ise ortalama 11 olduğuna dikkat çekti. Bozdağ, bu rakamın Türkiye'de 2002 yılında 100 bin kişi sayısı hakim sayısı ortalama 7, savcı sayısı ise ortalama 4 olduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti: "Bugünkü rakam 100 kişiye düşen hakim sayısı 12, savcı sayısı da 6'dır. Bizim bu noktada almamız gereken daha çok mesafemiz var, bunun farkındayız. Onun için 2015 yılında ve diğer yıllarda, 2014 yılında aldığımızdan daha fazla hakim ve savcıların aramıza katılması için Adalet Bakanlığı olarak çalışmalar yürüteceğiz, daha fazla hakim ve savcı alacağız. 2015 için planlamamız 5 bin civarında alım yapmaktır. Böylelikle 2023'te yakalamayı planladığımız bu hedefi 2018'de yakalayacak bir çalışmayı hayata geçireceğiz. Dosya sayısında azalmalar da artan hakim sayısıyla mutlaka gerçekleşecektir. Parlamentoda görüşülen kanunumuz var, bu kanunla hakim ve savcılarımızın özlük haklarında bir iyileştirme yapıyoruz. Siz de göreve başladığınız ilk ayda bu iyileştirmeyle göreve başlayacaksınız."
Editör: TE Bilişim