Başbakan Erdoğan, Kepez ilçesinde bulunan Hasan Doğan stadındaki kongreye parti otobüsüyle geldi. Yolda çocuklara oyuncak dağıtan Başbakan Erdoğan için stadyumda ve yollarda geniş güvenlik önlemi alındı. Başbakan Erdoğan’ı stadyumda 38 dereceyi bulan hava sıcaklığına rağmen yaklaşık 20 bin kişi karşıladı. Konuşması ‘Türkiye seninle gurur duyuyor’ sloganıyla kesilen Erdoğan, partililere ‘Asıl biz sizinle gurur duyuyoruz’ şeklinde karşılık verdi.
Konuşmasında AK Parti'nin il kongrelerini dahi stadyumlarda yapar hale geldiğini kaydeden Erdoğan, şunları söyledi: “Böyle bir heyecanı, sevdayı Türkiye daha önce görmedi. Daha önce hiç yaşamadı. Çünkü biz gönüllerin partisiyiz. Gönüllerin fatihiyiz. Biz gönül yapmaya geldik, buraya gönülleri yapa yapa geldik. Gönülleri fethederek bugünlere geldik. Antalya'da Korkuteli ilçesindeki Akyar köyündeki yaşlı ninelerin hayır duaları ile bugünlere ulaştık. Kumluca'nın Beşikçi köyündeki dedelerin hayır duaları ile bugünlere ulaştık. Gazipaşa'nın Aydıncık köyünde çocukların, Elmalı'daki hanım kardeşlerimizin desteği ile bugünlere ulaştık. Hiçbir zaman tamam demedik. Yola çıkarken Aşık Veysel'in “Uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece, yetişmek için menzile gidiyoruz gündüz gece” sözünden yola çıktık. İnşallah menzile erinceye kadar gideceğiz gündüz gece.”
Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bizim istikametimiz, milletimizin istikametidir. Bugüne kadar yolumuzu millet belirledi. Yol haritamızı millet şekillendirdi. Her işimizde milletimizin hissiyatını dikkate aldık. Milletin beklentilerini gözettik. Milletin hilafına hiç bir adım atmadık" dedi.
Antalya'da oy oranını artırdıklarını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çankırı'da, Ankara'da, İzmir'de, Denizli'de, Batman'da, Ağrı'da aynı tabloyu göreceksiniz. Çünkü biz Türkiye'nin partisiyiz. Çünkü biz Türk milletinin partisiyiz. Biz 81 vilayette, 7 coğrafi bölgede var olan bir partiyiz. Bizim şu an 78 ilde milletvekilimiz var. Böyle bir parti var mı? Sadece biz varız. Niye, çünkü biz halkımızın tamamını sevdik. Biz 780 kilometrenin tamamında varız. Bir bölgeyi sahiplenip, bize oy vermeyen bölgeye yok demedik.
Konuşmasının büyük kısmını terör konusuna ayıran Erdoğan, şunları söyledi: "Türkiye'nin en önemli meselelerinden biri terördür. Terör, bu ülkenin milli bir meselesidir. Her şeyden önce siyasi değil, insani meselesidir. Terör meselesi sadece belli bölgeler, belli etnik grupları değil, belli coğrafyaları etkileyen bir sorun değildir. Topyekûn Türkiye'yi ilgilendiren bir sorundur. Her şehit hepimizin evladıdır. Yüreği yanan her ana, bizim anamızdır. Ocağı sönen her yuva bizim yuvamızdır. Biz partizanlık yapmadan, oy kaygısına düşmeden, samimiyetle bu meselenin üzerine gittik. Yeter ki millet kazansın, yeter ki ülke kazansın, yeter ki Türkiye kazansın diyerek her türlü riski aldık. Buradan Antalya'dan çok açık söylüyorum, terör meselesinde Doğu, Güney Doğu meselesinde bizde öncekiler gibi idarei maslahata başvurabilirdik.
Hiç bir risk almayabilirdik. Bizden öncekilerin almadığı gibi. Sırtımızı dönebilirdik, acılara, gözyaşlarına kayıtsız kalabilirdik. Yaşanan acıya, drama sessiz, tepkisiz kalmak bizim nezdimizde milletimizin emanetine hıyanettir. Millet bizden çözüm istedi. Çözüm yoluna elimizi, kolumuzu tüm gövdemizi, yüreğimizi koyduk. Bu çözüm sürecinde toplumun tüm kesimlerini böyle milli bir meselede yanımızda görmek istedik. Sağ olsunlar çok değişik kesimlerden, sanatçılardan, sporculardan, işadamlarından, aydınlardan büyük destek aldık. Seçimlerde halk oylamalarında milletimizden destek aldık. Toplumun her kesimi ile istişarelerde bulunduk. Bu sürece herkesi dahil etmek istedik. Hepsi ile görüştük. Siyasi parti, medya olmadan bu iş çözülmez dedik. Siyasi partilere çağrı yaptık. Onların kapılarını çaldık. Ama zaman zaman bu kapılar yüzümüze kapandı"
MHP'nin kapısını 3 kez çaldığını anlatan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: "Randevu bile alamadım. Medyaya çağrı yaptık, Terör meselesi hassas bir meseledir. Milletin hassasiyetini gözetin' dedik. Onların patronları, genel yayın yönetmenleri görüştük, gerekli desteği alamadık. Terörist başlarıyla, teröristlerin liderleriyle görüşmeyi başarı sayan medya mensupları var. Acaba siz bunları yapmakla benim milletime benim ülkeme terörün çözümüne ne kazandırdınız, söyler misiniz? Dünyanın hemen hemen her yerinde belli siyasi gruplar, bu tür terör faaliyetlerine sempati duymuş, kimi zamanda sıkıntı ile yaklaşmıştır. Maalesef bizde de bu yaptılar. Bunu yapıyorlar.
Terör örgütü diye ideoloji noktasında, mezhepçilik noktasında, ırk, dil, din söylem noktasında gerekli insani tepkiyi ortaya koymadılar. Ortaya koymak istemediler. Gittiler Kandil'de terör örgütün yöneticileriyle görüştüler. Geldiler etrafa sempati pompaladılar. Bilerek ya da bilmeyerek, kasıtlı ya da kasıtsız terör örgütüne oksijen verdiler. Terörle mücadelede bırakın kayıtsız kalmayı güvenlik güçlerinin kararlılığını kırmak için her yola başvurdular. Nasıl ki şehitlerimizi sadece istismar ettilerse, sivil terör kurbanlarını da aynı şekilde sadece hükümeti yıpratmak için istismar ettiler. İstanbul'da bir belediye otobüsüne molotof atılarak katledilen Serap kızımızı konuşmazlar. Siirt'te bir arabanın içinde yüzden fazla mermi ile katledilen 4 hanım kardeşimizi konuşmazlar. Batman'da karnında bebeği ile katledilen kardeşimiz konuşmazlar. Siirt'te bir arabanın içinde yüzden fazla mermi ile katledilen 4 hanım kardeşimizi konuşmazlar. Batman'da karnında bebeği ile katledilen kardeşimiz konuşmazlar. Biz bu sorumsuzluğa hiç aldırış etmedik. Biz bu psikokoljk operasyonlara, içeriden ve de dışarıdan desek alanlara asla boyun eeğmedik. Bir yandan 81 vileyetimize hizmet götürdük. Var gücümüzle çalışmaya devam ettik. Bu meseleyi çözeceğiz dedik. Millet arkamızda olduğu sürece bu meselenin üzerine gideceğiz dedik."
ÖCALAN'I İDAMDAN KURTARAN SİZSİNİZ
Şimdi MHP'nin geçte olsa bu meseleyi gündemine aldığını anlatan Erdoğan, şöyle konuştu: " Biz kapılarımızı ardına kadar açtık. CHP Genel Başkanını, AK Parti Genel Merkezi'nde ağırladık. İşte bu bizim sözümüzde ne kadar durduğumuzu gösteriyor. Mesele çözüm. Bizim batıl inancımız yok. Eğer siz bu konuda siz samimiyseniz. MHP dediniz, BDP dediniz önemli değil. Bu işi birlikte yürütelim, dedik.BDP'nin bu sürece samimiyetle katkı vermesini bekleriz. Çıkıyor sayın Bahçeli, söylediği lafa bak. Sayın Bahçeli beni konuşturtma. Afedersin Abdullah Öcalan'ı idamdan kurtaran sensin, altında senin imzan var. Rahmetli Bülent Ecevit'in imzası var. Mesut Yılmaz'ın imzası var. Bu bizim elimizde belge olarak duruyor, bu sana zaten yeter. İdam cezası kaldırılmasına kadar bunu sümen altı ettiniz. Oyaladınız.
Ama ne kadar oyalarsanız oyalayın o belgeler sizin elinizde. İşte Bahçeli bu. Hep bunlar milletimizi aldattı. Ama buna rağmen MHP, BDP'de artık morg nöbet önünde nöbet tutmayı bıraksın, şehitlerimizi, teröristler konusunu istismar etmeyi bıraksınlar. Çözüm için sürece dahil olsunlar. Benim Kürt kardeşiminde buna tahammülü yok. Bu topraklar üzerinde biz beraberiz kardeşiz."
SEÇİME HAZIRLANIN
Konuşmasında partililerden yaklaşan yerel seçimlere hazırlanmalarını isteyen Başbakan Erdoğan sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Önümüzde Türkiye için önemli bir seçim var. Bugün kongrenin ardından mahalli seçimler için çalışmaya başlıyoruz. Kapı kapı dolaşacağız. Her bir kardeşimize ulaşacağız. CHP tarafından verilen vaatleri hatırlatacağız. O vaatlerin nasıl boş çıktığını hatırlatacağız. Her geldiğimde ‘acaba bu başkan bir şey yapmış mı’ diye bakıyorum; Menderes bey ne yaptıysa o var, başka bir şey yok. Biz ne yaptıysak o var.
2009 seçimlerinde ne vaatler verilmişti? Suyu ucuzlatacaktı ne oldu ucuzladı mı? Yoksa üzerine zam mı yaptı? Bu CHP size ne dedi ‘10 bin ev hanımı ve 5 bin gence sigortalı iş’ dedi. Ev hanımları haftada 4 gün çalışacaktı. Elektrik faturası tarihe karışacaktı, karıştı mı? Ulaşımı, yoksulluğu, konut sorunu, esnafın sorunu çözecekti. 100 bin çocuğa süt dağıtacaktı dağıttı mı? Ama hakkını yemeyelim, Antalya’ya çok önemli, anlamlı bir festival kazandırdı. Almanya’daki bira festivalinin aynısını Antalya’ya getirdi. Hatırlayın bir gencimiz de fazla kaçırdı öldü demi. Biz Antalya’da bu zulme son vereceğiz. İnşallah bıraktığımız yerden devralacağız.”
ANTALYA'YA 33 BİN KİŞİLİK STADYUM MÜJDESİ
Antalya’nın ve Türkiye’nin 9,5 yılda turizmde dünyanın parlayan yıldızı olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: “Turist sayısında 31 milyonu aştık. 8,5 milyar dolar turizm gelirinden 23,5 milyar dolar gelire ulaştık. En çok turist ağırlayan 6‘ncı ülke olduk. Antalya’da en önemli markamız oldu. Bütün dünya Antalya’yı tanıyor. Bütün dünyada ülkemizin güzelliklerinin tanıtımını yapıyoruz. Antalya’nın çok özel bir yeri var. Dünyanın dört bir tarafından turist geliyor. Turistlerin sadece deniz kıyısında tatillerini geçirmelerini yeterli görmüyoruz. İnşallah ören yerlerini, müzelerini, yaylalarını gezsinler. Esnafımız daha çok kazansın. Biz üzerimize düşeni yapıyoruz. Eser üretmeye kararlılıkla devam edeceğiz. Kongrenin ardından 68 ayrı eserin toplu açılışını yapacağız. 438 trilyon yatırım yaptık, yapmaya devam ediyoruz”
Kongrede Antalyalılara stadyum müjdesi de veren Erdoğan, şunları söyledi: “Antalya için sözünü verdiğimiz stadyumun çalışmalarını başlattık. Daha önce büyükşehir engellemişti. Büyükşehir Belediyesi engellediği için yapılamamıştı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile birlikte imarı, projesi, onayı yapılacak. Gençlik ve Spor Bakanlığı ile TOKİ spor kompleksinin yapım protokolünü imzaladı. Proje hazır, yer hazır. 100. yılda UEFA standartlarına uygun 33 bin kişilik stadyumu Antalya’ya kazandırıyoruz. Gerekli talimatı vermiş bulunuyorum. Bunun yanında birde 10 bin kişilik kapalı spor salonu yapacağız. Fevkalade bir durum olmadıkça 2014 gibi bunu bitireceğiz. Ayrıca büyük bir kongre merkezini ve şehir hastanesini Antalya’ya kazandıracağız. Antalya, Manavgat, Konya ve Kayseri’yi hızlı trenle birbirine bağlıyoruz. 284 kilometre bölünmüş yol yaptık. Antalya kuzey çevre yolunun geriye kalan ihalesini yapıyoruz. 19 sulama projesi ve 25 taşkın koruma projesini hizmete açtık. 70 bin dekar alanı sulayacak olan 13 gölet ihalesini yapacağız” Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kongrede yaptığı konuşm
Editör: TE Bilişim