Perşembe Günü Tarihi Bir Gün Perşembe Günü Tarihi Bir Gün
Başbakan Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen "5. İstanbul Moda Hazır Giyim Konferansı"na katıldı. Avrupa Birliği (AB) Bakanı Egemen Bağış, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, AK Parti İl Başkanı Aziz Babuşcu, Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, çok sayıda işadamı ve davetli de konferansta hazır bulundu. Konferansta konuşan Erdoğan, Türkiye'nin ihracat rakamlarını paylaşarak, Türk ihracatçısının başarısından bahsetti. Türkiye'de bugün yatırımcı, sanayici ve özelikle de ihracatçı için mesafe kavramının anlamını yitirmiş durumda odluğunu ifade eden Erdoğan, "2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat içinde tekstil ihracatının 20 milyar dolara, hazır giyim ihracatının da 50 milyar dolara ulaşmasını sizler bana hedef olarak belirlediniz söylediniz. Birlikte bu hedefi gerçeğe dönüştüreceğimize ben şahsen yürekten inanıyorum" diye konuştu.

Hazır giyim sektöründe küresel rekabetin zorlaştığı bir süreçten geçildiğini vurgulayan Erdoğan, "Önümüzde engeller var. Ama bunlar aşılamaz engeller değil, bunları aşarız. Türkiye olarak yıllardır tekstilde, hazır giyimde hem çok başarılı, hem de dünyaya örnek teşkil ediyoruz. Ama sizler de takdir edersiniz ki 10-20 yıl öncesinin vizyonuyla, o günün anlayışıyla, o günlerin bakış açısıyla küresel rekabette lider konumumuzu muhafaza etmemiz mümkün değil. Olması gereken sürekli bunu güncelleyeceğiz. Biz
artık sadece üreten ve pazarlayan bir ülke konumundan çıkıp, tasarlayan ülke konumuna da yükselmek zorundayız. Türkiye olarak böyle bir potansiyele ziyadesiyle sahibiz. Çok şükür bu sektörde iyi bir yetişmiş insan gücümüz var" dedi.

"MARKA KONUSUNA DAHA FAZLA EĞİLMEK DURUMUNDAYIZ"
İstanbul başta olmak üzere Türkiye'nin her karışında insanlık tarihiyle yaşıt bir kültür birikimi olduğunu anlatan Erdoğan, "Bizim üretim ve pazarlama kadar tasarım ve marka oluşturmada keşfedilmeyi, kullanılmayı bekleyen engin bir hazinemiz var. Marka konusuna daha fazla eğilmek, daha fazla yoğunlaşmak durumundayız. Daha fazla markayla, özgün tasarımlarla üretim kadar, modayı da yönlendiren, modayı imla eden bir anlayışla hareket etme sürecindeyiz" şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan, hükümet olarak sektörle sürekli diyalog halinde olduklarını, son 9,5 yılda hükümet olarak sorunları birlikte istişare ettiklerini ve ortak çözümler ürettiklerini söyledi. Tekstil ve hazır giyim sektöründe ham maddeden enerjiye, vergiden istihdama kadar her aşamadaki sorunlara ortak kafa yorduklarını anlatan Erdoğan, "Ama şu anda çok hayati, çok kritik bir dönüm noktasındayız. Küresel rekabette ayakta kalabilmek, gücümüzü muhafaza edebilmek, daha ileri atılımlar gerçekleştirmek için yine birlikte hareket etmek, birlikte çözümler üretmek zorundayız" dedi.

Bir yandan el ele Türkiye'yi büyütüp, 2023 hedeflerine yürürken, diğer yandan büyümeyle birlikte kalkınmayı, refah artışını paralel bir şekilde ve beraber götürmek zorunda olduklarını ifade eden Erdoğan, yeni teşvik paketini de böyle bir anlayış üzerine bina ettiklerini vurguladı. Erdoğan, "Yeni teşvik paketini biz 2023 yılı hedeflerine ulaşmada önemli bir aşama ve basamak olarak tasarladık. Sadece yerli yatırımları değil, uluslararası yatırımları da yeni pakette ciddi bir şekilde gözetiyoruz. Sadece iç
pazarı değil, dış pazarı, küresel pazarı da dikkate alıyoruz. Artık bölgesel gelişmişlik farklarını, işsizlik ve yoksulluk sorununu daha kalıcı ve güçlü tedbirlerle çözme yoluna gidiyoruz. Biz nasıl ki 2023 yılı vizyonuna inandık ve ortak hedefler belirlediysek, yeni teşvik uygulamasına da aynı şekilde inanmak, aynı şekilde birlikte sahip çıkmak zorundayız" diye konuştu.



"TÜRKİYE TEKSTİL VE HAZIR GİYİMDE DAHA AVANTAJLI"
Erdoğan, tekstil ve hazır giyimde Türkiye'nin bugün dünyada rekabet içinde olduğu ülkelere kıyasla çok büyük avantajları olduğunu belirterek, "Bizde birikim var, tecrübe var, Avrupa'yla, Afrika'yla, Asya'yla aynı anda çok iyi diyalog kurabilecek bir kültür var. Fakat tüm bunların ötesinde bizde genç, dinamik, enerjik, artık iyi de eğitim alan nesil var. Bu genç nesil her sektörde olduğu gibi tekstil ve hazır giyim sektöründen de bizim küresel rekabette en büyük avantajımız" dedi.
İmkan sağlandığında, şartlar oluşturulduğunda Türkiye'nin gençlerinin inanılmazı başardığını ifade eden Başbakan Erdoğan, "Kahve köşelerinde oturan insanımızı iş sahibi yapmak için artık kamu eliyle fabrika açma dönemi sona erdi. O model başarısız oldu ve tüm dünyada geç de olsa biz de de terk etti. Biz devlet olarak, hükümet olarak yol açacağız, yol yapacağız, havaalanı inşa edeceğiz. Biz enerjiyi ucuza sanayiciye ulaştıracağız, onun için barajlar inşa edeceğiz, şehirlerin alt yapısını oluşturacağız. En
önemlisi de biz iş hayatının olmazsa olmazsı istikrarı sağlayacağız" ifadelerini kullandı.

Hükümet olarak başta Doğu ve Güneydoğu illeri olmak üzere Türkiye'nin ihmal edilmiş her bölgesine, her iline, tüm insanlara ulaştıklarını ifade eden Erdoğan, "Biz ardımız sıra artık özel sektöründe gelmesini, açtığımız yollardan işverenlerin, sanayicilerin, yatırımcıların da gelmesini bekliyoruz. Son teşvik uygulaması hükümet olarak bu hedefe dönük attığımız çok önemli bir adımdır. 9,5yıllık iktidarımız döneminde son teşvik paketi bir numaradır" şeklinde konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terörün Türkiye'ye sadece maddi maliyeti bir hesaplamaya göre 350 milyar doların üzerinde olduğunu ifade ederek, bölgedeki yoksulluk ve işsizliğin terörü besleyen en önemli etken olduğunu vurguladı. Terör örgütünün yoksulluk ve işsizliği istismar ettiği için bölgede terörü sona erdirecek her adımı engellemeye çalıştığını ifade eden Erdoğan, "Ama şu anda bölge halkı bizim samimiyetimizi, gayretlerimizi ve samimi çabalarımızı görüyor, bizi destekliyor. Hükümetle birlikte özel
sektörde, vatandaşla kucaklaştığında biz bu sorunu ortadan kaldırıp ve terör maliyetini doğrudan Türkiye'nin topyekun kalkınmasına seferber ederiz. İşte 350 milyar doların neler yapabileceğini düşünün" dedi.

"SEN BUNU TAYYİP ERDOĞAN'A YUTTURAMAZSIN"

"Neye göre sen bunu durağana indiriyorsun? Çünkü belli bir süre pozitifte kalan bir ülkeyi artırması gerekirken, bakıyor ki Türkiye'yi artırırsam ideolojik olarak bu bizim için sıkıntı doğurur, biz bunu durağan da turalım. Ama öbür taraftan bakıyorsunuz iflas eden Yunanistan'ı yükseltiyor. Böyle saçmalık olur mu? Tamamıyla ideolojik bir yaklaşım. İrlanda'yı yükseltiyor. Ya bunlar iflas ediyor. İflas edenleri, IMF'nin, Dünya Bankası'nın, şu anda 100 milyar doların üzerinde destek verdiği bu ülkelere kalkıp kredi notunu yükseltiyor. Böyle saçmalık olur mu? Tamamiyle ideolojik bir yaklaşım. Ama bunu kimse yutmaz. Sen bunu Tayyip Erdoğan'a yutturamazsın. Niye? Çünkü kalkınan bir ülke var. Bu hesabı, kitabı artık biliyoruz ve şu anda alan el olmayan, veren el olan bir Türkiye var. Eğer sen kalkıp da kredi notunu durağana indirirsen bunu yemezler. Bunun bedelini artık 'ben seni bir kredi kuruluşu olarak tanımıyorum' demek suretiyle açıklarım. Kaldı ki böyle bir şeyi yapmak, etmekle buna inandıramazsın.

Çünkü halep ordaysa, arşın burada. Her şey çok açık, net ortada. Çalışma ortada, üretim ortada, ihracat ortada ve büyüme oranına bakıyorsunuz dünyada Çin'den sonra ikinci sırada. Bu daha yeni olmuş bir şey." Erdoğan, dünya dış ticaretinin azalma eğiliminde olduğu bir dönemde ihracatını rekor seviyede artıran bir Türkiye olduğunu ifade ederek, "Dünyada Çin'den sonra müteahhitlikte de ikinci olan bir Türkiye var. Yani 35 firmasıyla dünyada 2. sıraya oturmuş bir Türkiye var ve sen kalkmış durağana oturtmuşsun Türkiye'yi" dedi.
Editör: TE Bilişim