Başbakan Ahmet Davutoğlu, ATV-A Haber televizyonu ortak yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Davutoğlu, bölgede yaşanan gelişmelere dikkati çekerek, Türkiye'nin bir istikrar adası olarak kalmayı başarabildiğini bundaki en önemli güç kaynağını 'demokrasi' olduğunu ifade etti.
Suruç'ta olduğu gibi Türkiye'nin çok büyük acılar yaşadığını anlatan Davutoğlu, DHKP-C'nin, PKK'nın yaptıklarının bilindiğini söyledi. Burada halkın kendi içinde sosyal dokusunu sağlam tutması, güvenlik birimlerinin profesyonelce bütün bu risklere karşı tedbir almasının önemli olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, halkın kaygılanmaması gerektiğine işaret etti. Her an risklerle karşı karşıya olunduğunu anlatan Davutoğlu, son Suruç saldırısı sonrasında da bütün gece Emniyet birimleriyle ayakta kaldıklarını belirtti. Davutoğlu, Türkiye içerisinde çeşitli illerde yapılan operasyonlarda gözaltı sayısının bini aşmasının sorulması üzerine, "Şu ana kadar bin 50 gözaltı var, 50-60 civarında bir yabancı uyruklu var.
Türkiye kapalı bir ülke değil. Türkiye, yılda 40 milyonu aşkın turiste ev sahipliği yapıyor, dolayısıyla çok sayıda yabancı uyruklunun Türkiye'de bulunmasından daha doğal bir durum yok. Bunları kabul ederken başka ülkelerde olduğu gibi, isimler üzerinden bile bir filtreleme yapamazsınız. Demokratik ülkede herkesin giriş ve çıkış şartları var. Buna rağmen Türkiye çok sayıda yabancı savaşçıya karşı mücadele yürüttü, yürütmeye de devam ediyor. 10 bini aşkın yabancının ülkeye girişi yasaklandı" dedi.
Suruç'ta olduğu gibi Türkiye'nin çok büyük acılar yaşadığını anlatan Davutoğlu, DHKP-C'nin, PKK'nın yaptıklarının bilindiğini söyledi. Burada halkın kendi içinde sosyal dokusunu sağlam tutması, güvenlik birimlerinin profesyonelce bütün bu risklere karşı tedbir almasının önemli olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, halkın kaygılanmaması gerektiğine işaret etti. Her an risklerle karşı karşıya olunduğunu anlatan Davutoğlu, son Suruç saldırısı sonrasında da bütün gece Emniyet birimleriyle ayakta kaldıklarını belirtti. Davutoğlu, Türkiye içerisinde çeşitli illerde yapılan operasyonlarda gözaltı sayısının bini aşmasının sorulması üzerine, "Şu ana kadar bin 50 gözaltı var, 50-60 civarında bir yabancı uyruklu var.
Türkiye kapalı bir ülke değil. Türkiye, yılda 40 milyonu aşkın turiste ev sahipliği yapıyor, dolayısıyla çok sayıda yabancı uyruklunun Türkiye'de bulunmasından daha doğal bir durum yok. Bunları kabul ederken başka ülkelerde olduğu gibi, isimler üzerinden bile bir filtreleme yapamazsınız. Demokratik ülkede herkesin giriş ve çıkış şartları var. Buna rağmen Türkiye çok sayıda yabancı savaşçıya karşı mücadele yürüttü, yürütmeye de devam ediyor. 10 bini aşkın yabancının ülkeye girişi yasaklandı" dedi.
Savaş uçaklarının Kuzey Irak'ta PKK kamplarına yaptığı operasyonlara değinen Başbakan Davutoğlu, "(Türk uçaklarının sivil insanları hedef alıyormuş gibi bir izlenim yaratılması) Bunlar bir gün Türkiye seçim sonrasında hükümeti kurma görevi almış Başbakan olarak bu çalışmaları yürütmektense dönüp güvenlik operasyonlarını tercih etmiş olamam. Ne oldu Türkiye'de? 7 Haziran'dan bu yana Türkiye'de PKK'nın giriştiği terör eylemi sayısı 281 yani yaklaşık günde 6 terör eylemi gerçekleştirmiş. Ben MİT, Emniyet raporlarını okumadan gece uyamam. Yeni bir döneme hazırlanırken, tansiyon düşmüş koalisyon çalışmaları yapılırken, birileri bu dönemi bir terörün ve kaosun yaygınlaşması için fırsat olarak telakki etti.
Sanki Türkiye'de geçiş dönemi var, etkin tedbir alamaz diyen zihniyet Türkiye'de terör olaylarını tırmandırdı. Yeni seçilen bazı milletvekilleri koruculara gitti, rövanşist hesap sormaya kalktılar. Bazıları sınıra gidip meşru güvenlik birimlerine hesap sormaya kalktılar. Bazıları ki TIR'ları, her gün TIR'lar yakılıyor. Her gün neredeyse bu haberleri kanıksayan bir ortam oluşturmaya çalıştılar. Askerlerimize, polisimize saldırmaya başladılar. Bunlar yokmuş gibi Türkiye durduğu yerden bir operasyon başlatmadı" diye konuştu.
Sanki Türkiye'de geçiş dönemi var, etkin tedbir alamaz diyen zihniyet Türkiye'de terör olaylarını tırmandırdı. Yeni seçilen bazı milletvekilleri koruculara gitti, rövanşist hesap sormaya kalktılar. Bazıları sınıra gidip meşru güvenlik birimlerine hesap sormaya kalktılar. Bazıları ki TIR'ları, her gün TIR'lar yakılıyor. Her gün neredeyse bu haberleri kanıksayan bir ortam oluşturmaya çalıştılar. Askerlerimize, polisimize saldırmaya başladılar. Bunlar yokmuş gibi Türkiye durduğu yerden bir operasyon başlatmadı" diye konuştu.
DEAŞ, PKK ve DHKP-C'nin ayrı birer terör örgütü olarak görüldüğünü anlatan Davutoğlu, "Ama baktığımızda her üçü de Türkiye'nin sosyal kesimini istismar ederek teröre yöneltmeye çalışıyor. DEAŞ denilen örgüt, ideolojik degmotizmle Sünni Müslüman kesimleri teröre sevk etmeye çalışıyor. PKK, etnik bir ayrımla devletine ülkesine bağlı Kürt vatandaşlarımız üzerinde terör estirmeye çalışıyor. DHKP-C de bu ülkeye bağlı Alevi vatandaşlarımızı istismar ederek kaosu tırmandırmaya çalışıyor. Görünüşte bunları hedefleri ayrı görülebilir üçünün anlayışında 'Şimdi Türkiye'yi kaosa sürükleyebiliriz" şeklinde konuştu.
"DHKP-C SON DÖNEMDE KANDİL'DE EĞİTİM ALMAYA BAŞLADI"
"Bu tabloyu gören birisi gereğini yapmazsa sonraki nesillere hesap veremez" diyen Davutoğlu, "Eş zamanlı operasyonlara başladık. Aylardır biz her türlü ihtimale hazır olmalarını söylüyorduk. Bu üç terör örgütü eş zamanlı olarak durdurulmazsa birine yaptığımız başka bir istismara yol açar. Sadece DEAŞ'ı vurup PKK'yı vurmazsanız, Ceylanpınar'da iki tane polisimizi gece yarısı şehit edenlere prim vermiş gibi olursunuz. PKK'ya vurup DEAŞ'ı vurmazsanız bir sürü istismarın önünü açmış olursunuz. DHKP-C ise son dönemde Kandil'de eğitim almaya başladı. Birileri Türkiye'nin etnik ve mezhebi dokusuyla oynamaya kalkarsa oynadıkları yerleri başlarına yıkarız.
Burada DEAŞ'a dönük başladı operasyon, çünkü DEAŞ 32 vatandaşımızı katletti. Bunun kimliğinin ortaya çıkmasıyla birlikte, DEAŞ olduğundan şüphe götürmeyince, Şanlıurfa'da yaralıları ziyaret ettiğimde de söylemiştim, gereken tedbiri almaya karar vermiştik. Özel güvenlik toplantısına Perşembe günü giderken bir de askerimizi şehit ettiler, artık DEAŞ'a dönük caydırıcı gücümüzü göstermemiz hem devlet olmanın hem de vatandaşlarımızın hayatını korumamız bağlamında vecibe bağlamını almıştı. DEAŞ'ı cezalandırmak bizim vatandaşlarımıza duyduğumuz saygının gereği. PKK da bu kaos içinden kendine prim çıkarmaya çalıştı. Ne yaptı? Adıyaman'da bir askerimizi şehit ettiler. Ceylanpınar'da iki askerimizin şehit edilmesi, bu iki kardeşimiz orada Ceylanpınar'da halkın güvenliği için hayatını ortaya koyuyordu" ifadelerine yer verdi.
Burada DEAŞ'a dönük başladı operasyon, çünkü DEAŞ 32 vatandaşımızı katletti. Bunun kimliğinin ortaya çıkmasıyla birlikte, DEAŞ olduğundan şüphe götürmeyince, Şanlıurfa'da yaralıları ziyaret ettiğimde de söylemiştim, gereken tedbiri almaya karar vermiştik. Özel güvenlik toplantısına Perşembe günü giderken bir de askerimizi şehit ettiler, artık DEAŞ'a dönük caydırıcı gücümüzü göstermemiz hem devlet olmanın hem de vatandaşlarımızın hayatını korumamız bağlamında vecibe bağlamını almıştı. DEAŞ'ı cezalandırmak bizim vatandaşlarımıza duyduğumuz saygının gereği. PKK da bu kaos içinden kendine prim çıkarmaya çalıştı. Ne yaptı? Adıyaman'da bir askerimizi şehit ettiler. Ceylanpınar'da iki askerimizin şehit edilmesi, bu iki kardeşimiz orada Ceylanpınar'da halkın güvenliği için hayatını ortaya koyuyordu" ifadelerine yer verdi.
"HERKES AYAĞINI DENK ALMALI"
DEAŞ'ın yaptığı terör saldırısının bütün Türkiye'ye dönük olduğunu belirten Davutoğlu, "Ama bu cenazelerimizden birçoğunda terör propagandasını yaptılar. Bir cenazenin karşılanmasında da açık bir şekilde kalaşnikoflu, yüzü kapalı gösteri yapmaya çalıştılar. Şu mesajı vermeye çalıştı DHKP-C, nasıl PKK gece yarısı sabaha doğru polisimizi evinde şehit ederek ben her yeri basar, kamu görevlisini öldürürüm gibi bir mesaj. Nasıl DEAŞ, ben senin askerini sınırda vururum ama sesin çıkmaz gibi mesaj verdiyse DHKP-C de ben İstanbul'da silahla dolaşırım yüzümü kapatırım sesini çıkaramazsın. İşte sesimiz çıktı. Bizim yaptığımız operasyon halkın sesidir. Şimdi sesimiz çıktı, Kandil'i bombalarken de çıktı. Yaptığımız operasyonlarla sesimiz çıktı. Artık Türkiye, bir hafta önceki Türkiye değildir. Herkes ayağını denk almalı" diye konuştu.
MHP VE CHP GENEL BAŞKANLARINI OPERASYONLAR HAKKINDA BİLGİLENDİRMESİ
Muhalefet partisi genel başkanlarını, özellikle MHP ve CHP Genel Başkanlarını bilgilendirdiğini ve gösterilen tutum karşısında kendilerine teşekkür ettiğini belirten Davutoğlu, "Bugün hepimizin ortak bir pozisyonda buluşma günü. Suruç saldırısından itibaren dörtlü deklarasyon için çağrıda bulundum. Neden HDP bu deklarasyona evet demedi. Niye terörü bir kez dahi kınamadı? Niye Ceylanpınar'daki iki genç fidanımızın şahadetine sessiz kaldı? Çünkü, PKK'dan korkar. Onun PKK tarafından yapıldığını bildiği için PKK'ya karşı hiçbir şey söyleyemez bunlar. Onlar söyleyemeyebilirler ama biz söyleriz" açıklamasında bulundu.
"KİMSE, BİR DAHA TÜRKİYE'NİN HERHANGİ BİR YERİNDE SİLAHLI GÖSTERİ YAPMA İMKANI BULAMAYACAK"
Her türlü tedbirin alınacağına dikkati çeken Davutoğlu, "Dün de bugün de Gazi Mahallesi'nde istismara sebebiyet verdiler. Dün ve bugün valimizle her an temas halindeydim. Oradaki cemevi yetkilileri, dedeleriyle de valimiz temas halindeydi. Bütün Alevi vatandaşlarımızın Sünni vatandaşlar gibi dini vecibeleri yerine getirmeleri haklarıdır. Eğer birisi dokunacak olursa karşısında bizi bulur ama bir cenaze merasiminde silahlı gösteri yapılıyorsa bu Aleviliği de karşıdır, Sünniliğe de Müslümanlığa da karşıdır. Bir yerde taşlar atılıyorsa bu en fazla cenaze merasimine saygısızlıktır. Kimse artık İstanbul'da bir daha Türkiye'nin herhangi bir yerinde silahlı gösteri yapma imkanı bulamayacak" dedi.
HDP'NİN DÖRTLÜ DEKLARASYON ÇAĞRISINA YANIT VERMEMESİ
HDP'nin dörtlü deklarasyon çağrısına yanıt vermemesi ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın bugünkü açıklamalarını değerlendiren Davutoğlu, "Bir kere şu anda tam da aslında bu ifadeler onların oyununun bozulduğunu gösteriyor. Şöyle hesap ediyordu, yüzde 13 oy aldık, arkamızda PKK var, onu da söylediler kendileri. Onu yanlarına koydular. Türkiye'de de belirsizlik var, bu belirsizlik döneminde alanda öyle emrivakiler yapalım ki kamu görevlileri korksun ve sinsin ama en önemlisi de orada yaşayan çoğu Kürt kökenli vatandaşımız korksun ve sinsin. Öyle bir terör estirelim ki bir taraftan Ankara'da demokrasi oyunu oynayalım ama Diyarbakır'da seçim akşamı kalaşnikoflarla yeri göğü inletelim. Ben, kendisini ziyaret ettiğimde söyledim hadi seçim başarısı kazandığına inanıyorsunuz, kalaşnikofun seçim başarısıyla ne alakası var. Hiçbirşey söyleyemedi" diye konuştu.
"Geçen Perşembe, TSK, emniyet birimleri, istihbarat birimleri mükemmel denilecek bir operasyona imza atmışlardır" diyen Davutoğlu, "Devletin yek vucüt olduğu, devletle birlikte milletin taleplerinin karşılandığı ve milletin güvenlik ihtiyaçlarına devletin cevap verebildiği bir hafta yaşadık. Çarşamba günkü Türkiye'nin psikolojiyle bugünkü Türkiye'nin psikoloji bir değil artık" ifadelerine yer verdi.
Davutoğlu, konuşmasında şunları kaydetti:
"45 günün dolması için beklesek, bu Türkiye'de başıbozukluk kaos hali demek. Kimsenin öldürme yetkisi yok. Biz alırız adalete teslim ederiz. Ama bunlar tuttular, kaos çıkarmak, hedef o kişiyi öldürmek onun üzerinden kaos çıkarmak. Kaos ortamında Türkiye'yi belirsizliğe yönlendireceklerdi. Terörün temsilciliğini siyasi parti yapamaz. Terör örgütü de neredeyse cezalandırılır. Türkiye'de çözüm süreci bağlamında yeni bir çerçeve oluşturulması isteniyorsa onu da söylediler, müzakereyle çözülmeyecek hiçbir şey yok, o zaman bunu PKK'ya söylesinler, terör örgütlerine söylesinler. 'Biz artık seçilmiş milletvekilleriyiz, size artık ihtiyaç yok' desinler."
Başbakan Davutoğlu, "Bunun üzerinden benim irademi zayıflatacaklarını düşünüyorlarsa Allah bu nefesi alıp vermeyi bana vermişse bir dakika ömrüm kaldığını ya da bir dakika sonra görevi iade edeceğimi bilsem bu ülkeye zarar verecek bir olay olduğunu bildiğimde önce kararı verip imzayı atarım, ondan sonra hakka teslim olurum, görevi başka arkadaşa veririm ki görünüşte öyle bir durumda söz konusu değil. Hükümet koalisyon kurarsak da yine AK Parti iktidarı devam edecek, Başbakanlık makamı anlamında söylüyorum. Geçici hükümet kurulması halinde orada partiler oranda olacak. Seçime gidilirse de millet karar verecek" dedi.
BAHÇELİ'NİN HDP'NİN KAPATILMASI İÇİN YARGITAY'A YAPTIĞI ÇAĞRI
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin HDP'nin kapatılması için Yargıtay'a yaptığı çağrıya ilişkin değerlendirmede bulunan Davutoğlu, "Partilerin kapatılmasına ilkesel olarak karşıyım. AK Parti de karşıdır. Teröre, şiddete bulaşmışsa kişisel olarak onu sorumlu kılan anayasa yapacaktık ama destek olmadılar. Teröre destek gibi bir çerçeve de var. Hiçbir siyasi partinin kapatılmasını doğru görmem, hukuki olarak yürüyecek olan süreç ise bizden bağımsız bir süreçtir. Hukuki olarak bu, bizim yetkimizde olan bir husus değil. Bağımsız yargı kendi görevini yapar. HDP'nin şu dersi artık çıkarması lazım. 80 milletvekili gibi önemli bir milletvekili sayısına sahip olan bir parti artık kitleselleşmeyi öne çıkarmalı. Yani, daha önce Türkiyelileşmek dediler, bunu dedikten sonra Türkiye'yi hedef alan terör örgütün sözcüsü gibi davranmamak durumdalar" şeklinde konuştu.
"SİLAHLI GRUPLAR TÜRKİYE'DEN ÇIKSIN, ONDAN SONRA BÜTÜN SÜRECİN ÖNÜ AÇILIR"
Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bir şekilde niyet iyi olmayınca, süreç o niyete tabi olmaya başlıyor. (İmralı'ya) Gittiklerinde kendilerini aktör haline getirme çabası içindeler. Silahlı gruplar Türkiye'den çıksın, ondan sonra bütün sürecin önü açılır. O vakte kadar herhangi birşey talep etme hakları yoktur."
"Niye silah bize bunu izah etsinler?" diye soran Başbakan Davutoğlu, hala Türkiye'yi kaosa sürüklemek isteyen bölücü terör örgütüyle karşı karşıya olunduğunu ifade etti.
MEDYA GRUPLARININ TEHDİT EDİLMESİ
Medya gruplarına yapılan tehditleri değerlendiren Davutoğlu, "Çünkü onlar çok sesliliğe alışkın değiller. Herkesi eleştirmeyi istiyorlar ama kendilerinin eleştirilmelerine tahammülleri yok. Şiddeti yaygınlaştırdıkça kaos ortamının çıkacağını düşünüyorlar. Yapılan saldırıları şiddetle kınadığımızı ifade edeyim. Bu saldırılarla hedeflerine ulaşamazlar. Her yerde özgürlükten bahseden Demirtaş, 'İktidara gelirsek bu medyaya gel koyacağız' dedi. Bunların hepsi gerçek yüzlerini gösteren işaret" diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu, paralel devlet yapılanmasına karşı yürütülen mücadele ve paralel yayın organlarının yaptığı haberlere ilişkin, "PKK'ya karşı ve teröre karşı olan çalışmalarımızı eleştiriyorlar. Bu operasyonlarda sivil kayıp olmamıştır. Kandil'de sivil ne arar? Ne yapmak için oradadır, bunların herkesin sorması lazım. Kürt medyası susturuluyor diye haber yapıyor, ne alakası var? Türkiye'de medya var" açıklamasında bulundu.
OPERASYONLAR KONUSUNDA GÖREVLENDİRİLEN HEYETİN CHP VE MHP LİDERLERİNE BİLGİ VERMESİ
Operasyonlar konusunda görevlendirilen heyetin MHP ve CHP liderlerine bilgi vermesine değinen Davutoğlu, "Bugün sabah da gidecek heyetle toplandım. Sayın Hakan Fidan Türkiye'de önemli bir devlet kurumunun başındadır. Her iki lider tarafından da olumsuz algı oluştuğu kanaatinde değilim. Görüş ayrılıklarımız olabilir ama birbirimize nezaketimizde birbirimize aykırı durumun oluşmaması lazım. HDP sorabilir, bizi niye bilgilendirmediler? Önce saflarını seçsinler sonra bilgilendiririz. Terörün mü Türkiye Cumhuriyeti'nin safındalar mı? Verdiğmiz bilgiyi nereye servis edebilirler ondan emin olalım. Belirleme olmadan ve devletin kamu görevlileri öldürülürken sesi çıkmamışken tabii bu konuda bizim tutumumuz açık olur. Sen askerimizi öldüreni savunursan, biz askerimize git ona bilgi ver demeyiz" şeklinde konuştu.
KOALİSYON GÖRÜŞMELERİ
Koalisyon görüşmelerine değinen Davutoğlu, "Vatandaşlarımız rahat olsun, Türkiye'de görevini yapan bir hükümet var. Arkadaşlarımız yoğun bir mesai harcıyor. Cuma günü, CHP ile görüşme yapacak olan heyeti çağırdım. Görüşmeye neye önem vermeleri gerektiğini söyledim. Bir taraftan da bu görüşmelerinin nasıl gittiği konusunda bilgi aldım. inşallah yarın da tekrar bir araya gelecek arkadaşlarımız CHP ve AK Parti temsilcileri. İnşallah iyi netice hasıl olur. Bizim görevimiz hükümeti bir an önce kurmaktır. Görüş ayrılıklarımız belli. Bu görüş ayrılıklarını gidermek için güven ortamının oluşması lazım. Ümit ederiz ki en kısa zamanda bu hükümet kurulur. Hükümeti kurarız, bunu başarırsak hep beraber Türkiye'yi idare ederiz. Kurulamaması durumunda da nasıl bir yol haritası olduğunu Anayasa, kanunlar çerçevesini çiziyor. O zaman da Türkiye'yi bunalıma sokmayacak alternatifler için çalışmaya devam edeceğiz" açıklamasında bulundu.
Davutoğlu, konuşmasında şunları kaydetti:
"Bütün ayrılıklar giderilip de bir parti haline dönüşmeyeceğiz. Her parti kendi doğrusunu muhafaza edecek, bir uzlaşma alanında ülkeyi yönetebilir miyiz diye ona bakacağız. Dolayısıyla şunlarda anlaşamadık hükümeti kuramayız diyemeyiz. Herkes kendi hareket alanını bilir, o çerçevede yapılır. Hükümet farklılıklar üzerine inşa edilecek bir süreçtir koalisyon sürecinde."
Editör: TE Bilişim