Nükleer Güvenlik Zirvesi'nin ilki 2010 yılında Washington'da düzenlendiğini hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Benim de katıldığım ilk Nükleer Güvenlik Zirvesi'nde yasa dışı nükleer ticaretin ve nükleer terörizm önlenmesi kararını almıştık. Ayrıca nükleer maddelerin güvenlik ve emniyetinin sağlanması hedeflerine yönelik çabaların birleştirilmesinin kararını almıştık. Şimdi Seul'de gerçekleşecek bu ikinci zirvede, ilk zirveden buraya nükleer emniyet konularında ulusal ve uluslararası düzeylerde sağlanan gelişmeleri değerlendirme imkânı bulacağız. Türkiye olarak bu alanda taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelerle üstlendiğimiz yükümlülüklerin bilincindeyiz. Bunların gereği neyse bunları titizlikle yerine getiriyoruz. Seul zirvesi, Türkiye bakımından bu alanda kaydettiğimiz ilerlemelerin muhasebesine bakmak için bir fırsat oluşturacaktır. Zirveye bu çerçevede bir ulusal ilerleme raporu da sunacağız. Önümüzdeki dönemde Seul zirvesinin son sonuçları ışığında uygulama hedeflerimize odaklanmayı ön görüyoruz. Nükleer maddelerin emniyeti, dünyamızı daha güvenli hale getirme yolunda tüm insanlığın paylaşması gereken bir hedeftir. Bu konuda her ülkenin hem ulusal düzeyde hem de uluslar arası planda sorumlulukları mevcuttur. Bizde Türkiye olarak önümüzdeki dönemde de nükleer güvenlik sürecine desteğimizi sürdürmekte kararlıyız" dedi.
DÖNÜŞTE İRAN'A ZİYARETTE BULUNULACAK
Seul'deki Nükleer Güvenlik zirvesinin ardından İran'a bir ziyarette bulunacaklarını belirten Erdoğan, "İran'da Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi'nin yanı sıra Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad görüşmelerde bulunmayı öngörüyoruz. Ziyaret çerçevesinde Tahran'daki Yunus Emre Kültür Merkezi'nin açılışını yapacağız. Bu ziyaret İran'la ikili ilişkilerimizin yanı sıra ülkelerimizi yakında ilgilendiren bölgesel ve uluslar arası gündem konularında görüş alışverişinde bulunacağız. İki ülke arasında son dönemde gerçekleşen karşılıklı ve çeşitli düzeylerdeki ziyaretlerin sıklığı ilişkilerimizdeki memnuniyet verici gelişmenin bir yansımasıdır. Bunun yanında potansiyellerimiz de göz önüne alındığında ekonomik alanda İran ile birlikte kat edeceğimiz daha çok mesafe var. Her şeyden önce petrol ve doğalgaz konusundaki vazgeçilmezlerimiz de konunun ayrı bir başlığıdır. Ziyaret sırasındaki temaslarda İranlı yetkililerle, her iki ülkenin mevcut potansiyellerini en etkin biçimde kullanılması için atılacak ilave adımları ele alacağız" şeklinde konuştu.
ATILAN ADIMLAR İRAN'A ANLATILDI
Seul ve İran temasları hakkında bilgi veren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bugün Harp akademileri komutanlığında yapılan konferans ile ilgili bilgi veren Erdoğan, "Konuşmalarımızdaki genel başlığımız özellikle büyüyen ve gelişen Türkiye ve 2023 hedeflerimizdir. Düne kadar sürekli olarak dışa bağımlı olan Türkiye bugün artık kendi savunma sanayiyle ilgili ihtiyaçlarını karşılama noktasına gelmiştir. Bizde bu adımda attığımız adımları geniş bir şekilde
anlattık" dedi.
MİT MÜSTEŞARLIĞI İLE İLGİLİ YAZI HENÜZ GELMEDİ
Bir gazetecinin, MİT müsteşarı Hakan Fidan ve diğer MİT görevlilerin ifadeye çağırılması ile ilgili başlayan süreçte, dün Yargıtay başkanının 'İzin başvurusu bize gelirse esaslı bir inceleme yapılabilir' açıklamaları sorulması üzerine Erdoğan, "Tabi bu konuyla ilgili olarak artık çıkan yasa belli. Bu yasa çerçevesinde de bana gelen herhangi bir yazı yok. Bir yazı geldiği zaman tabi Başbakanın iznine tabii olduğu açık ortada. Dolayısıyla bana gelen yazıyı göreceğim ve yazıyı gördükten sonra takınacağım tavır ortadır bellidir. Bundan sonra nasıl bir süreç oluşur o ayrı bir mesele" diye söyledi.
ARABULUCULUK HERZAMAN GÜNDEMDE
Bir basın mensubunun, "Nükleer güvenlik konusunda Türkiye'nin İran'la batı arasında bir arabulucuk girişimi söz konusu mu? sorusu üzerine Erdoğan şunları söyledi:
"O zaten hep gündemimizde ve şuanda da İran, özellikle İstanbul böyle bir zirvenin yapılmasını oda kabul ediyor. Onların böyle bir teklifi olmuştur. Bizim arabuluculuk noktasındaki teklifimiz zaten kendilerine daha önceden yapıldı. Ama Nihai kararı burada taraflar verecektir. Eğer Türkiye'yi arabulucu olarak kabul ederler İstanbul'da böyle bir zirveyi gerçekleştirmeyi arzu ederlerse biz buna hazırız."
"ÖRGÜTLE ASLA GÖRÜŞME SÖZ KONUSU DEĞİL"
Hükümetin son zamanlarda terörle mücadele konusunda nasıl bir yol haritası hakkında da bilgi veren Erdoğan, "Bu bizim hükümetin ana stratejisidir. Terör örgütü ile sonuna kadar mücadele, siyasi uzantısıyla da müzakere. Biz buna hazır olduğumuzu söyledik. Tabii ki terör örgütüyle kalkıp bizler siyasi irade olarak herhangi bir masada asla ve kat'a görüşme yapmayız. Fakat parlamento çatısı altında olan uzantıları diyeceğim artık çünkü biliyorsunuz onlarla bu güne kadar arkadaşlarımızın görüşmeleri olmuştur.
Bundan sonra biz yine onlarla görüşme yaparız. Ama dürüst davrandıkları sürece. Eğer onlarda dürüst davranmazsa onlarla da tabiî ki görüşecek değiliz. Bizim derdimiz çözümdür. Kendi iradeleri yoksa. Kendi iradelerini kullanamıyorlarsa, kendi adlarına konuşamıyorlarsa İmralı'nın ve kandilin ağzıyla konuşuyorlarsa gün gele artık onları da bunları konuşamaz duruma geliriz" diye ifade etti.
CHP'YE YÜKLENDİ
Bir basın mensubunun, "4+4+4 genel kurulundan geçmesi halinde CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nın 'biz halka gideceğiz' diye bir açıklaması oldu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusu eklinde konuştu.üzerine Erdoğan, "Biz halkın içinden geldik. Zaten halk bizden bunu istedi. Onlar halka gitmeye çok gecikmişler varsa halka gitsinler biz yeni bir şey icat etmiyoruz. Olması gereken halkın bizden istediğidir. Bu bir eğitim şurasının da bir karardır. Eğitim şurasının kararı olarak şuanda Türkiye tarihinde görmediği sıçramayı eğitimde yapmıştır. Son 9 yıl içerisinde atılan adımlar ortadadır. Bütün fiziki imkanlardan tutun, Milli Eğitim'e ayırdığımız bütçeye kadar, yaptığımız dersliklere varıncaya kadar en ücra köşelere uzanan eğitim anlayışımız var. Eksiklerimiz yok mu- vardır. Ama bizden önceki dönemlerle mukayese edilmeyecek kadar ilerideyiz. Yapılan spekülasyonların hepsi yalandır. Şuan da 4+4+4'le biz bir defa anaokullarını okul öncesi eğitimi yüzde 11'den aldık yüzde 43'e çıkardık geri giden eğitim bu mu? Niye bizden önce on yıllarca 11'de kaldılar. Biz şimdi 60 ayda başlıyoruz ve bundan sonraki sürecide 4 yıl olarak 60 ay taban 72 ay tavan olmak üzere. Bu arada süreci başlatıyoruz. 12 yıl zorunlu bir eğitim getiriyoruz. Ancak ilk dörtten sonra bir tercih ortaya koyuyoruz. Yani kesintili yani kesintisizde bu ülkede çok ciddi bir operasyon yaptılar. Bu operasyonla bu ülkenin kız evlatları okula gitmekten mahrum edildi. Eşimle birlikte biz Şanlıurfa'da haydi kızlar okula kampanyasını başlattık. O zaman okuma yazma bilmeyen kız ve kadınlarımızın sayısı 700 bini aşmıştı. Ama şimdi 300 bin aşkın okuma yazma bilen oradan bayan sayısında eksilme oldu. biz bu işi yapıyoruz, beyefendiler de bu işi engellemek için ellerinden geleni yapıyorlar" dedi.
"OYUNA GELMEYECEĞİZ"
CHP'ye yüklenen Başbakan Erdoğan, konuşmasında şunları söyledi:
"Entelektüellere saygıları olduğunu söylüyorlar. Bunların entelektüellere saygısı falan yok. Entelektüellere saygısı olanın kalkıp da elindekini komisyon başkanı Nabi Avcı'ya fırlatmazlardı. Hemen yanı başından geçti, yüzünde patlayabilirdi. Bu mu entelektüellere saygısı olan, bu mu komisyon başkanına saygısı olmak? Eğer milli iradeye saygın varsa, gelip oraya konuşmanı yaparsın. Bunun meclis iç tüzüğünde şartı bellidir. Genel kurulda konuşmanı yaparsın ama 'ben bunu çıkartmayacağım' dersen senin milli iradeye saygın yoktur. Çünkü milli irade ortaya bir tablo koymuştur. Orada konuşmalar yapılır, tartışmalar yapılır açık oy kapalı oylama yapılır bunun neticesini de katlanmak zorunda kalırsın. Demokrasi biraz saygıdır. Demokrasi tekme tokat eline ne gelirse saldırmak değildir. Ama CHP zihniyetinde bu var. Bunlar olduğu için bunlarla engelleme yoluna gitmiştir. Tarihleri hep böyle ama Ak Parti'nin tarihi böyle değildir. Bu oyuna gelmeyeceğiz. Onlar hangi dilden anlarsa o dilden muamele etmesine biliriz.
Meclis genel kurulunda atılması gereken adımlar atılacaktır. Kendilerini gerekli itirazları TBMM Başkanına sunmuştur. Meclis başkanı onların yazdığı dilekçeleri ek yaparak komisyon başkanına göndermiştir. Komisyon başkanımız gereken değerlendirmeyi yapmış. Ülkemizin için hayırlı olsun" şeklinde konuştu.
"BUNU ER YA DA GEÇ BAŞARACAĞIZ"
MHP Lideri Devlet Başkanı'nın 'terörle mücadele konusunda Kuzey Irak'a bir harekat istiyoruz' açıklamalarının kendisine hatırlatılması üzerine Erdoğan konuşmasını şöyle tamamladı:
"Ben sayın Bahçeli'ye daha öncede söyledim. Biz bugüne kadar Kuzey Irak'a zaten harekat yapılması gereken zamanlarda yaptık. Bundan sonra da ne zaman bir harekat gerekirse, o harekatı Türk Silahlı Kuvvetleri'mizle değerlendirmeleri yapıyoruz. Genelkurmay Başkanımızla sürekli bu konuları deolağerlendiriyoruz. Eğer bu konuda istihbarı bir bilgi gelmişse geldiği anda böyle bir operasyon gerekirse bunu yaparız, Sayın Bahçeli merak etmesin. Bakın şuanda Cudi dağlarında kar kış oralarda bugüne kadar olmayan şeyler oluyor. Jandarmamız polisle el ele mücadele veriyorlar. 7 şehit verdik. Bu 7 şehidin karşısında Cudi dağında 8 tane sağ ve ölü PKK'lı ele geçti. Bitlis'te de 5 terörist, Siirt'te 2 terörist etkisiz hale getirildi. Az önce söyledim. Bölücü terör örgütüyle bu mücadelemiz sürecektir. Ama bizimde müzakereye gelmek isteyen siyasi muhataplarıyla bunların siyasi olarak değerlendirmesi yaparız ama irade koyabileceklerini görmemiz lazım. Kendi adlarına da konuşmaları lazım. Cudi dağındaki mücadelenin arkasında hangi irade var. Burada şehitlerimiz de oluyor. Tabii ki içimiz de kan ağlıyor. Bu mücadelenin maalesef istesek de istemesek de bir bedeli oluyor. Ama sonunda er ya da geç inşallah bu işi biz başaracağız."
BAŞBAKAN ERDOĞAN'LA BİRLİKTE MİT MÜSTEŞARI FİDAN DA SEUL'E GİTTİ
"ANA" uçağıyla Seul'e giden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a Güney Kore ziyaretinde MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Dış işleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, Genel Kurmay İkinci Başkanı Hulisi Akar ve çok sayıda gazeteci eşlik etti.
Editör: TE Bilişim