“Bugün adına KCK operasyonları denilen süreçte 190 seçilmiş arkadaşım şu anda içeride. Ben şu an Güneydoğu Anadolu Bölgesi Belediyeler Birliği'nin başkanıyım. Benim gözümün önünde belediye başkanları cezaevine konulduğunda ben burada kendimi özgür hissedemem. Siyasilere dokunuluyorsa bu KCK operasyonlarının sonucudur. BDP'nin seçilmişlerine dokunulsa ve cezaevine konulursa legal demokratik siyaset bu ülkede meşruiyetini yitirir. Dolayısıyla herkes dokunulur hale gelir ya da her seçilmiş dokunulur hale gelir. Bugün Kürt coğrafyasında kimi siyasi parti temsilcilerine dokunulabiliyorsa yollardan alıkonulabiliniyorsa bu adına KCK operasyonları denilen politikaların bir sonucu olduğunun hükümet ve Türkiye kamuoyu tarafından görülmesi lazım. Siyasetçiler alıkonulabiliniyorsa bunun ana kökeninin 2009 yılındaki operasyonla ilgisi olduğunu ya da sonucu olduğunu artık Türkiye kamuoyunun görmesi lazım. Dolayısıyla eğer bu toplumda meşru görülüyorsa bu meşrutiyeti veren bizzati bu politikanın kendisidir. Dokunulmazlıksa o zaman herkes için dokunulmazlık. Her seçilmiş için dokunulmaz. Bugün Kürt coğrafyasında AK Parti’li seçilmişlerin meşrutiyeti tartışılıyorsa, bu BDP'li seçilmişlerin cezaevine konulmasından kaynaklıdır."
“KCK OPERASYONLARI VE FİKİR BABALARI DÖKÜLEN KANLARDAN SORUMLUDUR”
Son 1.5 yıldır şiddetin dozunun artmış olmasından her 2 taraftan insanların toprağa düşmesinden KCK operasyonları ve operasyonların fikir babalarının bu dökülen kandan sorumlu olduğunu aktaran Baydemir, "Legal demokratik siyasetin kapılarını kapatırsanız şiddete meşrutiyet verirsiniz. Varsın benim bütün yaşamın cezaevinde geçsin. Bir tek evim var bin kere Başbakanın olsun. Ama artık hukuku ve ahlaka aykırı bu ortam kalksın. Ben yaşamım boyunca çalışırım, bütün maaşımı da Başbakana veririm. Hiç sorun değil. Ama bu toprağa düşen çocuklar var. Bu politikaların sonucudur. İnsanların kendisini ifade etmesinin kapılarını tıkarsanız, işte tablo bu" ifadelerini kullandı. Başbakanın mahkeme kararıyla tazminatı kazandığını dile getiren Baydemir, “Başbakan mahkeme kararıyla tazminatı kazanmıştır ve hak etmiştir. Tazminatı son kuruşuna kadar ödeyeceğim. Kem söz üslubumuz değildir. Ama bir zulüm yapıldı ve halen devam ediyor. Bu zulme karşı insanı bir isyandı. Ben asla zulme biat etmeyeceğim. Bedeli ne olursa olsun asla zulme ve zalimliğe biat etmeyeceğim. Halkın iradesi kutsaldır. Milli irade Başbakanın en çok kullandığı sözdür. Van'ın, Batman'ın, Şırnak'ın milli iradesi cezaevinde. Belediye başkanlarımız cezaevindedir. Dolayısıyla milli iradeyse, halkın iradesiyse, hürmetse, buyurun önce siz hürmet edin. Bütün mesele benim açımdan bundan ibarettir” diye konuştu.
İzmir haberleri
Editör: TE Bilişim