Olayların daha fazla tırmanmamasını istediklerini belirten Başkan Kocaoğlu, protesto eyleminde bulunanları da provokasyona gelmemeleri konusunda uyardı.
“OLAYLAR TIRMANSIN İSTEMİYORUZ, YATIŞSIN İSTİYORUZ”
Kocaoğlu, "Olaylar tırmansın istemiyoruz. Olaylar yatışsın istiyoruz. Daha da şiddetlenmesin ve vatandaşımız İzmirli hemşehrilerimiz Türkiye'nin en demokratik, hoşgörülü, onurlu kentinde, en sorgulayan kentinde vatandaşlarımız özgürce dileklerini, isteklerini, demokratik haklarını kullansın istiyorum. Ama hiçbirimiz sokağa çıkan hiçbir yurttaşımız taşkınlık istemiyor, cam çerçeve kırılsın, herhangi bir binaya saldırılsın istemiyor. Kim nasıl tahrik ederse etsin kitlesel olarak bunların karşısında durmak ve bu oyuna gelmemeliyiz. Bize düşen görev bu. Yapılan tahribatların karşısında olduğumu söylemek istiyorum. Ama protestonun demokratik hak olduğunu, bir demokrasiyle yönetilen her ülkede bunun ekmek su kadar ihtiyaç ve hak olduğunu bilerek ama hiç kimsenin de ne malına ne de kılına zarar gelmeden bunu bu protestonun yapılması gerektiğini sizlerle paylaşmak istedim. Zaten bizim anlayışımız da İzmir'in tarih sürecinde böyle bir şey yok. Ama tahriklere gelmememiz gerekiyor. Sakin olmamız, sağduyuyla hareket etmemiz ve hiçbir provokasyona alet olmamamız gerekiyor. Bunu başarmaktır hepimize düşen görev. Başarırsak hedefimize ulaşmış olacağız" dedi.
“ORANTISIZ GÜÇ KULLANIMI TÜM ÜLKE SATHINA YAYILDI”
İstanbul'dan başlayan orantısız güç kullanımının tüm ülkeye yayıldığını söyleyen Başkan Kocaoğlu, İzmir'de de eli sopalı-sivil giyimli kişilerin protestocular başta olmak üzere yoldan geçen vatandaşlara dahi saldırdığını, bunun televizyonların kameralarından açıkça görüldüğünü söyledi. Başkan Kocaoğlu, "Orantısız güç kullanımı İstanbul'dan Taksim Gezi Parkı'ndan başlayarak yurt sathına yayıldı ve İzmir'de de bunu hep birlikte yaşıyoruz. Cumartesi günü Gündoğdu Meydanı'nda İzmirliler, sade vatandaşlarımız vardı, emeklisi, genci, esnafı, öğretim üyesi, serbest meslek erbabı, doktoru, mühendisi, mimarı vardı, yani halk yani İzmirliler vardı. Ve haklı tepkilerin dile getiriyorlardı. Sonra olaylar belirli noktalara tırmandırıldı ve provokasyon yapıldı ve birçok gencimiz, vatandaşımız, yoldan geçen bile birçok saldırıya tabi oldu. Bu saldırıyı kim yaptı? Bu saldırıyı şu bu yaptı diye gerekçeler uydurulabilir. Bu saldırıyı televizyonları izlerseniz, kimin yaptığını görürsünüz. Sivil giyinmiş insanlar bir elinde o da sopa, cop, bir elinde tutuklayıp götürdüğü insan. Kim kimi tutuklayabilir. Tutuklamayı kim yapabilir? Kim olduğu ayan beyan kameralardan göründü. İki gündür hissettiğimiz durum budur. Bundan dolayı ben tüm makamları demokratik hakkını kullanan insanlarımızı korumaya, kollamaya çağırıyorum. Onlara bu olanağın verilmesi ve provokasyonlardan uzak durulması gerektiğine inanıyorum. Sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Ama bizim insanımız bu tür sıkıntılı süreçleri aşmak durumundadır, aşacaktır ve en kısa zamanda yetkililerin başta Sayı Başbakanın toplumu rahatlatacak açıklamalarda bulunmasını ve bu sürecin bir an evvel bitmesini diliyorum" diye konuştu.
“İNŞAATIN DEĞERİ NE OLURSA OLSUN BİR GENCİMİZİN TIRNAĞINA DEĞER Mİ?”
Taksim'de yapılması planlanan inşaat projesi ve düzenlemenin vatandaşların canından daha önemli olmadığını da belirten Başkan Kocaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Konu nedir? Konu Taksim'e herhangi inşaatların, kışla, otel, AVM her neyse bir kamu alanına bir İstanbul'un simge meydanına inşaat yapma meselesidir. Bu inşaatın maddi değeri ne olursa olsun, manevi değeri varsa- ne olursa olsun, bir çocuğumuzun, gencimizin tırnağına değer mi? Bunu sormamız gerekiyor. Bunu Sayın Başbakanın da yanıtlaması gerekiyor ve halkı sükunete devam etmesi gerekiyor. 'Madem Türkiye, İstanbul istemiyor ben de bu inşaatı yapmıyorum, söz veriyorum' dediğinde ülke huzura kavuşacaktır. Bu, herkesten ve her şeyden önce icranın başı Sayın Başbakanın görevidir. Toplumun gerilmemesini istiyoruz, talep ediyoruz. Nazım Hikmet gibi bir büyük insanın anma gününde bunları sizlerle paylaştığım için üzüntümü belirtmek istiyorum. Ama Türkiye Cumhuriyeti her zaman olduğu gibi Anadolu insanı, bütün sıkıntıları aşacaktır, aşmak gücüne ve sağduyusuna ve bilincine sahiptir. Ben hemşehrilerimin, vatandaşların sağduyusuna ve demokrasiye inancına inanıyorum ve bir an evvel sonlanmasını diliyorum. Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine. "
“DİKKATLİ OLMAK DURUMUNDAYIZ”
Kendisinin de oturduğu Bornova semti başta olmak üzere protestoların bulunduğu yere gittiğini anlatan Başkan Kocaoğlu, açıklamalarını şöyle sonlandırdı:
"Burada dün Bornova eve geldim, evimle meydan arası 50 metre, gittim. Büyük çoğunluğu tanıdık insanlardı. Hiç bugüne kadar seçim çoğunluğu, seçim mitinglerine bile gelmeyen insanlardı. Çoğunluğunu tanıyorum. Yani Bornovalı orada vardı. Yani halk vardı. Dikkatli olmak durumundayız. Bugün emniyet güçlerinin başta sayın Valiliğin olmak üzere vatandaşın demokratik tepkisine izin vermesi, provokasyon yapan vatandaşı bu demokratik hakkını kullanırken, emniyet güçlerinin vatandaşı koruması lazım. Pencereden olaya bu şekilde bakmak gerekir. Eğer birini tutup öbürü vuruyorsa, o zaman burada bir adaletsizlik, haksızlık, yandaşlık var demektir" diye konuştu.
Başkan Kocaoğlu ve beraberindekiler, anma töreninde Nazım Hikmet Heykeli önüne kırmızı karanfil bıraktı.
Editör: TE Bilişim