Savunmasında suçlamalardan birinin Grup Başkanlığı'na bilgi vermeden bir televizyon programına katılmak olduğunu aktaran Güler, "Genel yazı, milletvekillerinden demeç vermeden ve bir programa katılmadan önce nöbetçi grup başkanvekiline bilgi vermenizi rica ederiz demekte, bir izin ya da onay alma işleminden söz etmemektedir. Ayrıca bilgi verilmediği takdirde bunun iç yönetmeliğe aykırılık oluşturacağı türünden herhangi bir uyarı da içermemektedir" ifadesini kullandı.
Güler, ceza için gerekçe gösterilen basında yer alan açıklamalarının yansımalarının ne olduğuna ilişkin kendisine bir bilgi ve belge gönderilmediğini de aktararak, "Bilindiği gibi, savunma hakkı ancak bir iddianame varsa kullanılabilir; atılı suçların açıkça belirtilmemesi, iddianame yokluğu dolayısıyla savunma hakkının ihlali demektir" değerlendirmesinde bulundu.
Parti içinde ayrılık gözetme ve ayrımcılık yapma suçuna bir televizyon programında açıklamalarının gerekçe gösterilmesine de değinin Güler, "Sözü edilen TV programında, bu kategoride değerlendirilebilecek hiçbir konu ele alınmamıştır. Kaldı ki bu tür bir eylem, ancak parti içindeki iş ve işlemler bakımından ortaya çıkabilir; bir televizyon programında sarf edilen sözlerle nasıl oluşabileceği ayrı bir merak konusudur" ifadelerine yer verdi.
"GRUP YÖNETİM KURULU, AĞIR BİR CEZALANDIRMA İSTEMİNDE BULUNMUŞTUR"
Güler, savunmasının değerlendirme bölümünde ise şunları kaydetti:
"Grup Yönetim Kurulu, partili milletvekilliği haklarımı ortadan kaldıran ağır bir cezalandırma isteminde bulunmuştur. Talebini önlemli kılarak, karar bildirim tarihi olan 8 Ocak 2015 gününden itibaren partili milletvekilliği haklarımı kullanmamı yasaklamıştır. İlgili kararda, ceza talebinin dayanakları ile atılı suç fiili arasında anlamlı ve açıklanabilir bağlar kurulmamıştır. Ceza talep eden kurum, savunma hakkının kullanılmasında olmazsa olmaz koşulu yerine getirmemiş, iddianame hazırlığını ve bunun tarafıma iletilmesini ihmal etmiştir. Yazılı iddianame istemime yanıt verme gereği dahi duyulmamış olması, temel hukuk ilkelerine ve parti içi hukuka uygunluk kaygısı taşınmadığına kanıttır. Bu nedenlerle, parti-grup yönetimi yetkilileri, hukuka dayalı disiplin mekanizmasını, yönetim tarzlarına ve yürüttükleri politikalara yönelik eleştirileri baskıyla ortadan kaldırmak üzere keyfi tasfiye aracına dönüştürmüşlerdir. Parti içi demokrasi ilkeleri ve parti hukuku bakımından suç oluşturan bütün karar ve işlemleri reddettiğimi saygılarımla bilginize sunarım."
Birgül Ayman Güler, yaptığı bazı açıklamalar gerekçesiyle Grup Yönetim Kurulu tarafından bir yıl süreli geçici gruptan çıkarma istemiyle ve tedbirli olarak Grup Disiplin Kurulu'na sevk edilmişti.
hürriyet
hürriyet
Editör: TE Bilişim