Evet bir anda Türkiye’nin gündemi değişti. Önce Suruç’taki hain saldırı, ardından polislerimizin kalleşçe şehit edilmesi arkasından sınır dibine kadar gelerek Astsubayımızın şehit edilmesi ve son olarak kaza bahanesi ile olay yerine çağrılan trafik polisinin şehit edilmesi.
Bütün bu olaylara baktığımızda tek ortak nokta var o da kahpece, haince, namertçe saldırılar. Diyeceksiniz ki teröristten mert saldırı mı beklenir diye ama hani bir söz vardır ya ‘’Allah düşmanımın bile şereflisini versin’’ diye evet şereflisini versin.
Suruç’ta 20 yaşındaki çocuğun beynini yıkayarak oradaki gençleri haince bomba ile havaya uçuran bir terör örgütü var. Diğer taraftan diyorsunuz ki biz halifeliği ilan ettik. O mübarek makamı ağzınıza almayın.
Türkiye sınırına yaklaşıyorsunuz, askerimize ateş açıyorsunuz ve elinizi kolunuzu sallayarak gideceğinizi zannediyorsunuz. Yok öyle yağma ağa biz bu devleti 30 kupona almadık. Size piyangodan verelim. Öyle attığın merminin daha ısısı geçmeden adamı indirirler işte.
Sen, yasana ne demeli çözüm süreci, barış süreci, bizler meclise hikayeleri arkadan utanmadan sıkılmadan, adeta meydan okurcasına, kafa tutarcasına 2 polisimizi ellerini arkadan bağlayarak, kafalarına kurşun sıkarak infaz ediyorsun. Öylemi. Dağbaşı burası yani O sizin TC dediğiniz devlette muz cumhuriyeti öyle mi ?
Polisi kaza var diyerek olay yerine çağırıyorsunuz kafasına sıkıyorsunuz. Öyle mi ?
Bakın beyler ağalar burası ne muz cumhuriyetidir. Nede bu vatan 30 kupona alınmıştır. Biz bu ülkede her milletle, her dine mensup insanlarla, her ırkla barış içinde yaşamayı arzu ediyoruz.
Ama şunu unutmayın barış isteyenle devlet barış yapar, savaş isteyenle savaş. Herkes yerini ve haddini bilecek. Kimse bu milletin sabrını ve büyüklüğünü ölçmeye kalmasın. Altında ezilir.