Bozulmuş uyku düzeni hem çocuğun hem de ailenin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir

Uykunun fizyolojik ve psikolojik sağlığın kritik bir belirleyicisi olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Uzman Klinik Psikolog Elvin Akı Konuk, “Çocukların gelişiminde uyku büyüme, gelişme, fiziksel güçlenme ve bağışıklığın güçlenmesi ile duygusal gelişim için de önemli temel bir gereksinim. Bozulmuş bir uyku düzeni veya yetersiz uyku hem çocuğun hem de ailenin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir. Aynı zamanda çocukların öğrenme, hafıza süreçleri, okul performansları ve hayat kalitesi için oldukça önemli.” dedi.

Uyku sorunları çocukların fizyolojik ve psikolojik gelişimini sekteye uğratabiliyor

Çocuklarda uygun ortam ve koşulların sağlanmasına rağmen bazı uyku problemleri görülebileceğine dikkat çeken Konuk, “Uykuya dalma güçlüğü, sık uyanma gibi uykuyu sürdürmekte zorluk, uyurgezerlik, gece terörü, sık kabus görme gibi problemler sıklıkla görülebiliyor. Bu gibi uyku sorunları çocukların fizyolojik ve psikolojik gelişimini sekteye uğratabiliyor. Günlük yaşam aktiviteleri, davranışları ve ilişkileri uyku sorunlarına bağlı olarak olumsuz yönde etkilenebiliyor.” şeklinde konuştu. 

Uyku problemleri farklı nedenlerle ortaya çıkabiliyor

Çocuklarda uyku problemlerinin görülmesinin farklı nedenleri olabileceğini kaydeden Konuk, “Fiziksel rahatsızlıklar, çocuğun sahip olduğu mizaç, genetik yatkınlık ya da kaygı, stres, travma gibi duygusal problemler uyku sorunlarına neden olabiliyor. Bunların yanında ebeveyn tutumları, ebeveyn-çocuk ilişkisi, uyku düzeni ve rutini, uyku saatlerinin veya uyku yerinin değişimi gibi durumlarda da uyku problemleri görülebiliyor.” dedi.

Bazı bebekler uyumayı sevmez 

Çocuğun gelişim sürecinde uyku alışkanlıklarında sıklıkla değişiklikler olduğunun altını çizen Uzman Klinik Psikolog Elvin Akı Konuk, “Bebeklik dönemi ve okul öncesi dönemde uykunun yapısında ve süresinde sürekli bir değişim gerçekleşir. Her çocuğun uyku ihtiyacı birbirinden farklılık gösterir. Özellikle bebeklerde uyku faktörü biyolojik yatkınlık gösterebilir. Bazı bebekler uyumayı çok severken, bazı bebekler ise sevmez. Genel olarak bebekler yaklaşık 6 aylık olana kadar düzensiz bir uyku döngüsüne sahiptirler. Gün içinde kimi zaman uzun saatler kimi zaman ise çok kısa saatler şeklinde uyurlar.” açıklamasını yaptı.

4-5 yaş aralığında tutarlı ve rutin uyuma ve uyanma zamanı ayarlanmalı 

1-3 yaş arasındaki çocukların günde ortalama 13-16 saat uyuduğunu ifade eden Konuk, “Bu yaş grubundaki çocuklarda günde bir veya iki kez 1,5 - 3,5 saat süren gündüz uykuları normaldir. 3-5 yaş arasındaki çocuklar günde ortalama 11-12 saatini uykuda geçirir. 4-5 yaş aralığında ise pek çok çocuk artık gündüz uykularını bırakmış olur. Bu dönemde çocukların tutarlı ve rutin biçimde uyuma ve uyanma zamanının ayarlanması gerekir. 6-12 yaş aralığı okul dönemi çocuklarının ise çoğu 10-11 saat uyur. Bu yaş dönemi olumlu sağlık davranışlarının ve sağlıklı uyku alışkanlıklarının geliştiği de bir dönemdir. Ancak bu yaştaki pek çok çocuk yatağa gitmek istemez, uykuya direnç gösterebilir. Bu gibi durumlarda ebeveyn tutumları ve yaklaşımları kritik bir öneme sahip.” diye konuştu.

Uykuya geçişi kolaylaştırmak için uyku oyuncağı kullanılabilir

Türkiye'de meme kanseri gençlerde daha sık görülüyor Türkiye'de meme kanseri gençlerde daha sık görülüyor

Çocukların uykuya geçişini kolaylaştırmak amacıyla yapılabileceklere de değinen Konuk, “Özellikle bebeklerde ve okul öncesi dönemde uyku oyuncağı kullanılabilir. Bunun için uyku sırasında rahatlamasını sağlayacak, uyku arkadaşı olarak bir peluş oyuncak veya dolgulu oyuncaklar kullanılabilir. Bununla birlikte uyku objesi olarak adlandırılan bir yastık ya da bir battaniye, çocuğun sevdiği bir kıyafet ya da ebeveyne ait bir kıyafet gibi eşyaların, çocuğun uykuya dalmasında kolaylaştırıcı ve yatıştırıcı bir işlevi olabilir.” önerisinde bulundu.

İhtiyaçları zamanında karşılanabilecekse, bebek yalnız yatabilir

Bebeği yalnız yatırmaya başlamanın duruma ve sürece göre değişkenlik gösterebileceğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog Elvin Akı Konuk, “Genellikle ebeveynler bebekleri doğdukları andan itibaren belli bir zamana kadar kendi odalarında ayrı olarak yatırırlar. Aynı odada uyuyor olmak hem ebeveynlerde güven duygusu oluşturur hem de bebeğin ihtiyaçları bu sayede zamanında karşılanabilir.” dedi. 

Ayrı odalarda bebeğin ihtiyaçlarının tam ve zamanında, tutarlı bir şekilde karşılanabilmesi durumunda ise bebeğin yalnız yatmaya alıştırılabileceğini ifade eden Konuk sözlerini şöyle tamamladı:

“Bebek anne sütü almıyorsa doğduğu andan itibaren yalnız yatmaya alıştırılabilir. Ancak bebeğin ihtiyaçlarını karşılamakta ebeveynler gecikme yaşıyorsa bebek belirli bir yaşa kadar anne babanın odasında, ancak kendine ait bir beşik veya yatakta yatabilir. Doğduğu andan itibaren ebeveynleriyle aynı odada yatan bir çocuğun ortalama 1,5-2 yaşına geldiğinde kendi odasında yalnız başına yatabilmesini sağlamak gerekir.”

Editör: Ersin USTA